"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ... HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit-abonelik tesisi davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı Sabri Çelik adına kayıtlı olan elektrik aboneliğinin fiili kullanıcısı olduğunu, 06/04/2017 tarihinde harici hat çekilerek kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla hakkında kaçak tutanağı düzenlendiğini, 3.276,66 TL bedelli kaçak elektrik faturası gönderildiğini, söz konusu faturanın davalı tarafından icra takibine konu edildiğini, kaçak elektrik kullanımı dolayısıyla aleyhinde suç duyurusunda bulunulduğunu, ayrıca o tarihten bu yana elektrik enerjisinden haksız yere mahrum bırakıldığını, davalı şirketten kendi adına abonelik verilmesini talep ettiğini, bu talebinin kaçak fatura bedelinin ödenmemiş olması gerekçesiyle reddedildiğini, haksız ve gerçeği yansıtmayan bir tespit yüzünden meskeninde elektrik enerjisi olmadan yaşadığını ileri sürerek, kaçak elektrik kullanımının olmadığının tespiti ile mevcut abonenin kullanıma açılmasını, bu talebinin kabul edilmemesi halinde yeni abonelik tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; abonelik iş ve işlemlerinin ... Elektrik Perakende Satış A.Ş. tarafından yürütüldüğünü, abonelik tesisi etmeye ve aboneliği iptal etmeye, elektriğin kesilmesi iş emrini vermeye yetkili şirketin... Elektrik Perakende Satış A.Ş. olduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiş, esas yönünden ise düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı ve bu tutanağa istinaden oluşturulan faturada mevzuata aykırı bir durum bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının kaçak elektrik kullandığı ve bu kullanımdan dolayı davalı kuruma borçlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; kaçak elektrik borcundan davacının sorumlu olmadığına dair menfi tespit talebinin reddi gerektiği, ancak davacının elektrik aboneliği tesis işleminin kaçak elektrik borcunun ödemesi şartına bağlanmasının sözleşme özgürlüğüne aykırı olduğu, davalının elektrik hizmeti konusunda tekel oluşturduğu gözetildiğinde, davacının elektrik tesisi isteğinin reddedilmesinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu, davacıya elektrik aboneliği tesis edilerek, kaçak elektrik borcunun ayrıca tahsilinin sağlanabileceği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacının menfi tespit isteminin reddine, elektrik aboneliği tesisi talebinin ise kabulüne, davaya konu taşınmaz adresinde davacı adına elektrik aboneliği tesisine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6763 sayılı kanun ile 6100 sayılı HMK'ya eklenen ek 1. madde uyarınca; aynı Kanunun 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 01/01/2020 tarihinden itibaren 72.020 TL’ye çıkartılmıştır.
İstinaf incelemesi sonucunda verilen karar, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. HMK'nın 366. maddesi atfıyla aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca, kesin olan kararlar hakkında Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın temyiz isteminin reddi gerekir.
2) Davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davada sıfat; tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ"dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir.
Uygulamada sıfat yerine genel olarak "husumet", davacı bakımından "aktif husumet ehliyeti", davalı bakımından "pasif husumet ehliyeti" tabirleri kullanılmaktadır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 27/09/2012 tarihli ve 28424 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12/09/2012 tarihli ve 4019 sayılı kurul kararı ile Elektrik Piyasası Kanununun 3.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan "Dağıtım ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar" kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir.
Yukarıdaki karar çerçevesinde; ... Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ile ... Elektrik Parekende Satış A.Ş'nin faaliyetlerini 01/01/2013 tarihinden beri ayrı tüzel kişilikler altında yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Bu haliyle davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş'nin, abonelik sözleşmesinin tesisi bakımından pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gözetilerek, abonelik tesisine yönelik talep bakımından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın HMK'nın 373/2 maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 11/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.