Logo

3. Hukuk Dairesi2021/1285 E. 2021/13363 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davanın reddine karar verilen asıl davada, davacı aleyhine nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru mudur?

Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre, davanın reddine karar verilmesi halinde maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen asıl davada itirazın iptali davasının reddine, birleşen davada alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davacı / karşı davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 21/12/2021 tarihinde davacı / karşı davalı vekili Av. ... ile davalı / karşı davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Asıl davacı, davalı/borçludan olan 437.774,03 USD tutarındaki Ön Ödemeli Konut Satışından kaynaklı bakiye alacağının tahsili için İstanbul 8 İcra Müdürlüğünün 2018/6215 esasa sayılı dosyasında takip başlattığını, bu takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline , davalı/takip borçlusunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, asıl davanın reddini dilemiş, birleşen davası ile de; 237 nolu ikiz villa için davalı şirket ile anlaştığını ve 19/04/2011 tarihli sözleşmesinin yapıldığı, taşınmazın sözleşmeye göre en geç 30/12/2011 tarihinde alıcıya teslim edileceğinin yazılı olduğu, sözleşmedeki teslim tarihinde taşınmazın teslim edilmediğini ileri sürerek, sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanarak sözleşme ilişkisinin geçmişe yönelik olarak ortadan kaldırılmasına, taşınmaz için davalı satıcıya ödenen 439.868,02-USD'nin ( 2.551.000,00-TL ) faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Asıl dava yönünden davacının davasının reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, Birleşen dava yönünden; davacının davasının kabulüne; 439.868,2 USD'nin 30/11/2011 tarihinden itibaren devlet bankalarına USD cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabından ödediği en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarça istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, asıl davada davacı, birleşeden dosyada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2) 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (I) sayılı tarifenin, " Yargı Harçları " başlığı altında düzenlenen " Karar ve ilam harcı" başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-(a) fıkrasında ise, 1'inci fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.

Somut olaya bu ilkeler çerçevesinde bakıldığında, asıl davada, davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda davacı aleyhine maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile nisbi harcın davacıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2-a ) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine; " davacı tarafından peşin olarak yatırılan 20.095,34 TL harçtan alınması gerekli 54,40 TL maktu harcın mahsubuyla bakiye 20.010,94 TL'nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine, " yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.