"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurumun 16/06/2016 tarihli yazısı ile 2016 yılı Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün (5.3.5.), (5.3.6) maddeleri dayanak gösterilerek hakkında toplam 1.957,70 TL cezai şart uygulandığını ve uyarıldığını, kurum zararı olarak da aynı protokolün (4.3.6.) maddesi uyarınca 478,85 TL'nin tahsil edileceğinin bildirildiğini, davalı kuruma fatura edilen reçete muhteviyatı ilaçların tamamının hasta veya yakınına teslim edildiğini, ilaç ve muayene katılım paylarının usulüne uygun olarak tahsil edildiğini, davalı kurum işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
Davalı; davaya konu kurum işleminin mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; 20/01/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak, davanın kabulü ile kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalı kurumun sigortalısı olan hastalardan tanık olarak dinlenilen ...’ın çelişkili beyanda bulunduğu, diğer tanık beyanlarından davacı eczacının ilgili protokol hükümlerini ihlal ettiği kanaatine varılamadığı, 2016 yılı protokol hükümlerine göre reçete muhteviyatı ilaçların hasta ya da yakınına teslimine ilişkin herhangi bir belgenin aranmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Dava; kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan 2016 yılı "Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacılar Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol" ün (5.3.6.) maddesinde; “ Kurumun mahsup suretiyle tahsilini yaptığı haller hariç olmak üzere, alınması gereken ilaç katılım payları ve/veya poliklinik muayene katılım payını ve/veya eşdeğer ilaç uygulaması nedeniyle oluşan fiyat farklarını tahsil etmeyen veya hastaya iade eden eczacılara, ilk tespitte 500 (beşyüz) TL cezai şart uygulanarak eczane yazılı olarak uyarılır, yazılı uyarıya rağmen tekrarı halinde sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz.”, aynı Protokolün (4.3.6.) maddesinde ise; “Protokolün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez.( 5.3.3, 5.3.6 ve 5.3.14 maddeleri hariç)." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda; davalı kurum işlemi ile davacı hakkında yukarıda belirtilen ilgili protokolün (5.3.6.) maddesi uyarınca, davalı kurumun sigortalısı ...’un ilaçları teslim alırken davacı eczaneye herhangi bir ücret ödemediğine yönelik teftiş sırasında verdiği ifade dikkate alınarak, toplam 1.000 TL cezai şart uygulanarak, eczacının uyarıldığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince ... tanık sıfatıyla dinlenilmesine rağmen; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bahse konu tanığın beyanı dikkate alınmaksızın, davacı eczacının hastanın mağdur olmaması ve tedavisinin aksamaması için reçeteden oluşan ilaç fiyat farkını daha sonra almak üzere veresiye defterine kaydetmiş olduğundan bahisle, ilgili protokol maddesinin ihlal edilmiş sayılmayacağının belirtildiği görülmüştür.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; tanık olarak dinlenilen kurumun sigortalısı ...’un beyanı dikkate alınıp, ilgili protokol maddesinin değerlendirilmesi suretiyle yeniden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile hazırlanmış bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.