Logo

3. Hukuk Dairesi2021/2389 E. 2021/13088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, Kuruma fatura ettiği reçeteler nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında yapılan 2016 yılı protokolünün ilgili maddelerini ihlal edip etmediği ve buna bağlı olarak uygulanan cezai şart ve uyarı cezalarının hukuka uygunluğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalı kurum tarafından davacıya uygulanan protokol maddelerinin tamamını değerlendirmemesi ve eksik inceleme yapması usul ve yasaya aykırı görülerek, ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen cezai şart ve reçete bedeli tahsili ile uyarı cezası işlemlerinin iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, Kuruma sahte reçete fatura ettiği ve ilaçların teslimi sırasında yanlış kayıt oluşturduğu gerekçesiyle hastalar tarafından yazdırılmayan ve ilaçların hastalar tarafından alınmadığı reçetelere ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10. maddeleri tatbik edilerek 3 kez uyarı cezası verilmesine ve 9.350,12 TL reçete bedeli ile on katı tutarındaki 94.006 TL cezai şart bedeli kesintisinin yapılmasına karar verildiğini, söz konusu işlemlerin iptalini, tahsilat yapılması halinde yasal faizi ile birlikte taraflarına iadesini istemiştir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince; hükmedilen cezai şart ve uyarı işlemlerine ilişkin eczane sahibi veya çalışanlarının iştiraki olduğuna ilişkin cezai bir soruşturmanın olmaması, eczanenin yarar sağlamak kastı ile kurumu zarara sokmak gibi bir amacının olmadığı ve 5.3.10, 5.3.2, 5.3.5 maddesindeki kasıt unsuru saptanmadığından bu maddeye ilişkin uygulamanın iptal edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davalı kurum tarafından uygulanan 4.3.6 maddeleri kapsamındaki işlemlerin; reçetelerdeki ilaçların kurum sigortalılarına teslim edilmemiş olmaları nedeniyle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve mevzuata uygun olduğu tespit edildiğinden davanın kısmen kabulüne davalı Kurum tarafından davacı hakkında uygulanan protokolün 5.3.2, 5.3.5, 5.3.10 maddeleri gereğince uygulanan uyarı ve cezai şartların iptaline, davacının protokolün 4.3.6 maddesi gereğince açmış olduğu davanın reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; tarafların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Uyuşmazlık; davacının Kuruma fatura ettiği dava konusu 14 adet reçete nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10. maddelerini ihlal edip etmediğine ilişkindir.

Davalı tarafça, davacının Kuruma fatura ettiği 14 adet reçetenin her biri için Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10. maddeleri uygulanmak istenmiş ancak yine aynı protokolün 6.17. maddesi uyarınca sadece cezai şart miktarı en yüksek olan 5.3.10. maddeden ceza miktarı belirlenmiştir. Hal böyle olunca mahkemece davacının sadece protokolün 5.3.10. maddesini ihlal edip etmediğinin değerlendirilmesi hatalıdır. Zira eczacının ya da çalışanlarının Kurumu zarara uğratma kastı olup olmadığı ve Kuruma kasıtlı olarak sahte reçete fatura edip etmediği sadece protokolün 5.3.10. maddesinin ihlal edilmesi halinde dikkate alınarak cezai işlemin yerinde olup olmadığına karar verilir. Oysaki somut uyuşmazlıkta ise 14 adet reçetede yazılı ilaçların hasta ya da ilaçları alan kişiye teslim edilmediği, reçete arkasındaki yazıların reçete sahibine ya da ilacı alana ait olmaması nedeniyle de cezai işlem uygulanmıştır. Ancak protokolün 6.17. maddesi uyarınca davacının bu eylemleri nedeniyle tek bir ceza verilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından Kuruma kasıtlı olarak sahte reçete fatura edildiği kanıtlanmadığından davacı hakkında 5.3.10. maddenin uygulanamayacağına dair mahkeme kanaati yerinde olmuşsa da aynı reçetelere ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.2 ve 5.3.5. maddeleri değerlendirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

3-Bozma nedenine göre davacının lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi Kararının davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.