Logo

3. Hukuk Dairesi2021/3228 E. 2021/13139 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tıbbi uygulama hatası nedeniyle kolu kesilen davacıya ödenmesi gereken protez gideri tazminatının miktarının tespiti ve faizin başlangıç tarihi.

Gerekçe ve Sonuç: Tazminat hesaplanırken davacının kalan ömrünün tespitinde PMF 1931 yaşam tablosu yerine TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması ve protez takılabilmesi için gereken iki aylık sürenin göz ardı edilerek faizin olay tarihinden itibaren işletilmesi hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

ÇARŞAMBA 1. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda davalılar vekillerinin istinaf başvurularının reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; kızları ...'nın davalı hastanede çalışan davalı doktorun ihmali neticesinde kolunun kesildiğini, bu olayla ilgili ceza davası ve tazminat davalarının görüldüğünü, kızlar ...'ya takılan protezin her 2 yıl içerisinde değişmesi gerektiğinden birçok masrafın meydana gelebileceğini ileri sürerek kızları ...'nın bu olaydan kaynaklanan protez ve diğer sağlık giderlerine ilişkin şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 21/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişler, ıslah ile taleplerini 356.757,65 TL'ye çıkarmışlardır.

Davalılar; davacıların davada hukuki yararının bulunmadığını, aynı konuda Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde kesinleşmemiş bir dosyanın bulunduğunu, bu yönü ile derdestlik itirazında bulunduklarını bildirerek, davanın reddini savunmuşlardır.

İlk derece mahkemesince; davalı doktorun kusurlu hareketi neticesinde kolu dirsekten kesilen davacı ...'nın yaşamını protez kolla devam ettirmek zorunda kaldığı gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile, 356.757,65 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 21/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/88 E.-2017/101 K. sayılı kesinleşmiş dosyasında davalı doktorun kusurlu olduğuna yönelik hekim hatasının bulunduğuna dair birbirini teyit eder nitelikteki Adli Tıp Kurumu İhtisas Daireleri ve Adli Tıp Genel Kurul raporları ile işbu dosya kapsamında alınmış bilirkişi raporlarına, kararın dayandığı delillere ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli açıklık taşıdığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; davalı ... ve davalı ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı ...'nın, kolunun kesilmesi nedeniyle kullanması gerekecek protez bedeli gideri, ileride yapılması zorunlu giderlerden olduğundan, davacının muhtemel yaşam süresinin usul ve uygulamaya uygun olarak belirlenmesi önem kazanmaktadır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; TRH 2010 yaşam tablosuna göre tazminat miktarı hesaplanmış, mahkemece işbu zarar miktarı esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Oysa, Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et-Feminine (PMF 1931) tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.

Buna göre, mahkemece; bilirkişi tarafından, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak belirlenmiş olan tazminat miktarına karar verilmesi gerekirken, bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak belirlenen tazminata karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kesilen kolun protez kullanmaya uygun hale gelmesi için yaklaşık olarak iki aylık bir sürenin geçmesi gerektiğinin belirtilmiş olmasına ve dava protez bedeline ilişkin olduğundan hükmedilen bedele protez takılma tarihinden (olay tarihinden iki ay sonrasından) itibaren faiz işletilmesi gerekmesine rağmen, olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/12/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

KARŞI OY

Davacı ...’nın davalı hastanede çalışan doktorun ihmali nedeniyle kolunun kesilmesi sonucu yenilemeler dahil protez bedeli talep edilmiştir.

Daire çoğunluğu tarafından yerel mahkeme hükmü aktüeryal hesap yönünden bozulmuş ise de aşağıda belirteceğimiz şekilde ilave bozma nedeni eklenmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

5510 sayılı Kanunun 60 vd. maddeleri gereğince 1.1.2012 tarihinden itibaren Türk vatandaşlarının tamamı genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır. (Bkz. HGK 12.3.2019 tarih, E. 2015/10-2743, K. 2019/275) Dolayısıyla davacı da genel sağlık sigortası kapsamındadır ve protezi Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanabilir.

Davacı, yarışan haklara sahiptir. Dilerse genel sağlık sigortalısı olması nedeniyle SGK’dan protez takılmasını isteyebilir; dilerse de zarar verenlerden protez bedelini isteyebilir.

Davacı zararının bir borçlu tarafından giderilmesi halinde borç diğeri tarafından da düşmüş olacaktır. Davacının protez bedelini zarar verenlerden tahsil ettikten sonra genel sağlık sigortası kapsamında SGK’dan protez takılmasını veya yenilemesini isteyebilir. Bu durumda davacıya mükerrer ödeme yapılacak ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacaktır.

Davacının bakiye ömrü 74 yıl olarak hesaplanmış ve periyodik zamanlarda protezin değişeceği varsayılarak SUT hükümlerine göre protez bedeli hesaplanmıştır. Yani zaten SGK’ca karşılanacak bedel üzerinden hesaplama yapılmıştır.

Dosya kapsamında davacının kol protezinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığı, SGK tarafından yapılan bir işlem olup olmadığı sorulup zarar kapsamının ona göre belirlenmesi gerektiği yönünde ilave bozma nedeni yapılması gerektiği düşüncesindeyim.