Logo

3. Hukuk Dairesi2021/4912 E. 2021/12915 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait taşınmaza davacı tarafından yapılan tadilat masraflarının vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edildiği davada zamanaşımının dolup dolmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletsiz iş görmeye dayalı alacak davalarında zamanaşımı süresinin on yıl olduğu, davanın açıldığı tarih ile tadilatın yapıldığı tarihler arasında on yıldan fazla süre geçmediği gözetilerek yerel mahkemenin zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile 1993 yılında ... mevkii 2676 parsel üzerindeki dört adet taşınmazın her biri için 20.000 DM karşılığında satışı konusunda anlaştığını, davalının 20.000 DM verdiğini, kalan miktar için ... İlçesi ... mevkii 14147 parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölümü ... Başkonsolosluğunun 30.10.1993 tarihli vekaletnamesiyle teminat olarak gösterdiğini, davalının bakiye miktarı yatırmaması üzerine işlemi beklettiğini, 1994 yılında üçüncü şahıslar tarafından dolandırılarak taşınmazların hile yoluyla elinden alındığını, bunun üzerine Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Kuşadası 1. ve 3. Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılan davaların lehine sonuçlandığını, bu süreçte de taşınmazların devrini yapamadığını, 1995 yılında devirlerin yapılamaması sebebiyle ... Başkonsolosluğunun vekaletnamesini davalıya iade ettiğini, davalının verdiği 20.000 DM’nin 2003 yılına kadar 12.900 TL’sini ödediğini, davalının talebi üzerine teminat olarak gösterilen taşınmazın tüm tadilatlarını yaptırdığını, işlerin bedelinin 13.125 TL olduğunu, 2008 yılında taşınmazların devrini teklif ettiğini ancak davalının kabul etmediğini, yapılan sözleşme gereği davalıya nakit 12.900 TL ödediğinin belgeli olduğunu, tarafından ödenen tadilat masraflarını davalının kabul etmediğini ileri sürerek, teminat konusu taşınmazın tadilat masrafının tespiti ile işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı; davacının yaptığını iddia ettiği tadilat işlemlerin üzerinden beş yıldan fazla zaman geçtiğini, öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, taşınmazda tadilat yapılmadığını ve bu konuda davacıya yetki vermediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davanın kabulüyle 9.425 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm, davalının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.11.2018 tarihli ve 2018/4798 E. 2018/11151 K. sayılı kararıyla; somut olayın özelliğine göre uyuşmazlığın, nitelik itibariyle vekaletsiz iş görme olup bu husus mahkemenin de kabulünde olduğu. mahkemece, davalının zamanaşımı itirazı 14.11.2013 tarihli celsede reddedilmiş ise de red kararında hukuki ilişki ve red sebebinin açıklanmadığı, o halde mahkemece, TBK'nın 147. maddesindeki şartlar dosyadaki tüm delil ve belgelerle birlikte ve

aynı zamanda anılan kanunun 529. maddesi de gözetilip zamanaşımının değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı ve eksik gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; zamanaşımı süresinin TBK'nın 147. maddesinde beş yıl, aynı Kanun'un 529. maddesinde ise iki yıl olarak düzenlendiği, tadilatların davacı tarafından 2003, 2004 ve 2005 yıllarında yapıldığı; bu nedenle zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 414. maddesi ve aynı yönde düzenleme getiren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 530. maddelerine göre; işsahibi kendi menfaatine yapılmamış olsa bile, işgörmeden doğan faydaları edinme hakkına sahiptir; ancak zenginleştiği ölçüde, işgörenin masraflarını ödemek ve giriştiği borçlardan onu korumakla yükümlüdür.

Öte yandan, vekaletsiz işgörme hükümlerine dayalı alacak davaları 01.10.1958 tarihli ve 1958/15 E., 1958/6 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince Türk Borçlar Kanunu'nun 146. (BK 125.) maddesinde gereğince on yıllık zamanaşımına tabidir.

Dava konusunu oluşturan istemin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının belirlenmesinde doğru bir sonuca ulaşılabilmek için, dava olgularını iyice saptamak ve hukuksal yönden doğru olarak nitelemek gerekir. Öyle ki bir davanın dayanağı olguların hukuksal açıdan nitelenmesi ve uygulanacak kanun hükümlerinin belirlenmesi, hâkime yükletilmiş bir görevdir (HUMK. md 76, HMK. md.33).

Davacı, 08.03.2013 tarihinde açtığı işbu davayla, davalıya ait taşınmaza tadilat yaptırdığını, tadilat masraflarının ödenmediğini ileri sürerek, belirlenecek bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Bu itibarla; taraflar arasındaki uyuşmazlık, vekaletsiz iş görmeye dayalı alacak istemine ilişkin olup bu husus aynı yöndeki bozma kararına uyan mahkemenin de kabulündedir. Davaya konu alacak istemi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. (BK 125.) maddesinde gereğince on yıllık zamanaşımına tabi olup mahkemenin gerekçesinde dava konusu tadilatların 2003, 2004 ve 2005 yıllarında yapılmış olduğunun kabul edildiği de nazara alındığında, davaya konu alacak isteminin zamanaşımına uğramadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davalının zamanaşımı definin yukarıda bahsi geçen nedenlerle reddine karar verilerek davanın esası hakkında bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, bozma kararı yanılgılı değerlendirilerek zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.