"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Sporun mahkeme kararı ile tahliye edildiği ... Stadyumunun ve burada tesis edilmiş olan 12288203 nolu aboneliğin,17/07/2003 tarih ve 2442 sayılı yazısı ile davalı kurum adına 1999 sicil numarasına aktarıldığını, ... Sporun stadı kullandığı dönemlere ait su borçlarının Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği tarafından Spor Toto gelirinden kesilerek (498.734,42 TL) kulübün ödemekle yükümlü olduğu borçların tahsil edildiğini, fakat tahsil edilen bu meblağın kurumlarına aktarılmadığını, icra takibine konu borcun, davalı kurumun tahakkukları vade tarihinde ödemediği gibi bu nedenle olan gecikme bedellerini de ödenmediğini, davalı kurumca yapılmış olan ödemelerin borçlardan düşüldüğünü, yapılan tahsilatlar Borçlar Kanun'un 84. maddesine göre işleme tabi olduğundan önce fer’ilerin tahsilatlarının yapıldığını, bütün abonelikler gibi davalı kurumun da Tarifeler Yönetmeliği'nin 48. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammına tabi olduğunu aboneliğe ait su borcunu ödemesi üzerine hakkında icra takibi yapılan davalının borcun bir bölümüne itirazda bulunduğunu ileri sürerek; kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; takibe konu borcun 136.924,18 TL'sinin takas mahsup işlemine tabi tutulduğunu, İl Müdürlüğü tarafından İsu Genel Müdürlüğünün banka hesabına 197.882,88 TL ödendiğini, toplam 98.638,52 TL tutara ilişkin ise kurumlarında hiçbir belge ve fatura bulunmadığını, bu nedenle, borcun 334.809,69 TL’lik kısmına itiraz ettiklerini, avans faizi talebinin fahiş olduğunu, ancak yasal faiz talep edilebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davalının icra dosyasına yapmış olduğu kısmi itirazın kısmen iptali ile 252.761,43 TL‘lik asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle takibin devamına; davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine icra takibinden sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınmasına likit olan alacağın %40 'ına tekabül eden 101.104,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının icra takibinden sonra sadece borcun itiraz etmediği bölümünü ödediği, davaya konu edilen bölüm için ödeme yapılmadığı, bu nedenle mahkemece yapılan ödemelerin infazda nazara alınmasına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalının icra dosyasına yapmış olduğu kısmi itirazın kısmen iptali ile itiraz edilen 252.761,43 TL’lik asıl alacak ile buna takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri yönünden de takibin devamına,davacının fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan alacağın %40'ına tekabül eden 101.104,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Davalı tarafın icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın çözümü kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda; dava konusu uyuşmazlığın çözümü noktasında ilk derece mahkemesince birden çok bilirkişinin çözümüne başvurulduğu, dava konusu uyuşmazlığın hesaplamayı gerektirip alınan bilirkişi raporları neticesinde çözüme kavuşturulduğu da dikkate alındığında, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle de İİK'nın 67. maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatına ilişkin koşulların oluşmadığı kuşkusuzdur.
Buna göre, bölge adliye mahkemesince icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "Alacak likit olduğundan alacağın %40'ına tekabül eden 101.104,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine "Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine" ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 15/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.