"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki bulunduğu dava konusu taşınmazı 10 yıl süreyle, aylık 32.500 TL bedelle, 01/04/2009 tarihinde başlayacak şekilde kiralamak isteyen davalı kurum ile ön anlaşma sağlandığını, davalı kurumun 13/01/2009 tarihinde 0322/3247012 numaralı faksı ile taslak kira sözleşmesi gönderdiğini, ayrıca ... Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünce kira ilişkisine onay verildiğini, gayrimenkulde bir takım tadilatların yapılmasının istenildiğini, yapılacak tadilata dair davalı kurumun proje düzenlediğini, davalı kurumun tadilatlar bitirilmesine rağmen kira sözleşmesini akdetmekten ve kira ilişkisini başlatmaktan imtina ederek zarara uğramasına neden olduğunu, Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/346 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte yeni projeye göre yapılan imalat değerinin 112.255,87 TL olduğunun, projenin eski haline getirilmesi için ise 111.319,97 TL harcama yapılması gerektiğinin belirtildiğini, taraflar arasındaki önanlaşma nedeniyle taşınmazı başkasına kiraya vermek için girişimde bulunmadığını, yapılan tadilatlar nedeniyle taşınmazın ayrı ayrı dükkanlar olarak kiraya verilmesi ihtimalinin de kalmadığını ileri sürerek; davalı kurumca talep edilen tadilatların yapımı için sarfedilen 112.000 TL, projenin eski hale getirilmesi için gereken 111.000 TL bedelin ve yoksun kalınan kar bedeli olmak üzere 34 aylık kira bedeli tutarı olan 1.105.000 TL'nin faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacıya ait taşınmazın 10 yıl süre ile kiralanması için önsözleşme imzalanmadığını, tadilat yapılması talebi ve sonrasında kira sözleşmesi yapılacağına dair beyanı olmadığını, hazırlanan teknik rapora göre taşınmazda belirlenen eksikliklerin 15 gün içinde giderilmesinin davacıdan istenildiğini, belirtilen sürede eksiklikler giderilmediği gibi herhangi bir şekilde bilgi verilmediğini, taraflar arasında bir görüşme olsa bile taşınmazın tam olarak hazır hale getirilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Dairece verilen 19/12/2017 tarihli ve 2017/10491 E. 2017/17801 K. sayılı kararıyla; kira sözleşmesinin yazılı yapılması zorunlu olmadığından sözlü olarak yapılacak önsözleşmenin de geçerli olduğunun kabulü gerektiği, yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporlarının hüküm vermeye yeterli olmadığı, taşınmazın 2007 yılı deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve bu yönetmeliğe uygun hale getirilip getirilemeyeceği, bunun için yapılması gereken işlemlerin neler olduğu ve idarece verilen 15 günlük sürenin makul olup olmadığı, davacının bu sürede tadilat ve güçlendirme için girişimde bulunup bulunmadığı, sözleşmeden dönme hakkının ancak makul süre verildikten sonra kullanılabileceği, ön sözleşmede işin başlama ve teslim tarihinin kararlaştırılmadığı ve somut olayın özelliği de dikkate alınarak Yargıtay denetimine uygun nitelikte rapor hazırlanması sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; taşınmazın 2007 yılı deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılmadığı, bu yönetmeliğe uygun hale getirilebileceği, bunun için 45 ile 60 gün arasında süre gerektiği, idarece verilen 15 günlük sürenin makul olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak dava konusu taşınmaza ilişkin eski hale getirme bedeli olan 111.000 TL, tadilat bedeli olan 112.000 TL ve kira kaybı olan 1.192,976,92 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) TBK'nın önsözleşme başlıklı 29. maddesinde; "Bir sözleşmenin ileride kurulmasına ilişkin sözleşmeler geçerlidir. Kanunlarda öngörülen istisnalar dışında, önsözleşmenin geçerliliği, ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlıdır." hükmü yer almaktadır.
Mahkemece, taraflar arasındaki görüşmelerin ve mutabakatını önsözleşme olarak kabulü doğru olduğu gibi davalının kusuru nedeniyle kira sözleşmesinin kurulamadığı kabul edilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak taraflar arasında kira sözleşmesinin kurulmaması nedeniyle davacı lehine, sözleşmenin feshine bağlı olan makul süre kira bedeli veya cezai şart mahiyetinde olan kira kaybına hükmedilmesi mümkün değildir.
Buna göre mahkemece; davacının kira kaybı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.