Logo

3. Hukuk Dairesi2021/6328 E. 2021/13738 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin feshi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, mahkemenin kiralananın teslimine ilişkin değerlendirmesi ve kira alacağının miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önceki bir davada kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle kiracının bir yıllık kira bedelinden sorumlu olduğuna ve 7 aylık kısmının tahsil edildiğine dair kesin hüküm bulunduğu, geri kalan 5 aylık kira bedeli dışında kiraya verenin talepte bulunamayacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin yazılı şekilde hüküm kurmasının hatalı olduğu ve bozulması gerektiği değerlendirilerek, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile imzaladığı 15/12/2008 tarihli kira sözleşmesinin feshinin 15/04/2012 tarihinde kesinleştiğini, davalının 15/07/2009 - 15/04/2012 tarihleri arasındaki kiraları ödemediği gibi tahsili için yapılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek takibe vaki itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

Davalı; davacı tarafından kiralananın sözleşme koşullarına göre kullanım amacına uygun biçimde teslime hazır hale getirilmemesi nedeniyle kira sözleşmesinin feshedildiğini, taraflar arasında daha önce görülen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/25 E. 2011/3 73 K sayılı menfi tespit dosyasında, sözleşmenin haksız olarak feshedildiği, bu nedenle taşınmazın yeniden kiraya verilebilmesi bakımından bir yıl gerekli olduğu ve davacı tarafın bir yıl tutarındaki kira parasını talep edebileceğine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, bu kararın kesin hüküm niteliği taşıdığını, ödenmesine karar verilen 12 ay tutarındaki tazminatın 7 aylık tutarının daha önce ödendiğini böylece sadece bakiye 5 aylık kira parası tutarının talep edilebileceğini, davacının başlattığı takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini ve lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince; davalının, kira sözleşmesini süresinden önce feshettiği, davalı tarafça, İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/25 esas sayılı dosyası ile İstanbul 5.İcra Dairesinin 2009/15140 Esas sayılı dosyasında başlatılan takip yönünden borçlu olmadığının tespiti talebi ile açılan davada; mahkemece kiracının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verildiği ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, kiracının kiralananı usulüne uygun olarak teslim etmesi gerektiğini, bu hususta herhangi bir yazılı delil sunulmadığı ve anahtar teslim iddiasında bulunmadığı, davacının taraflar arasındaki İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/1444 E sayılı dosyanın kesinleşme tarihinin teslim tarihi olduğunu beyan ettiğini, davalı aksi yönde delil ibraz etmediğinden teslim tarihinin bu kararın kesinleştiği 13/02/2012 tarihi olarak kabulü gerekeceği, bu durumda davacının 15/07/2009 -13/02/2012 tarihleri arasındaki kira bedeli yönünden talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının itirazın kısmen iptali ile takibin 132.500 USD asıl alacak, 16.062,74 USD işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi yıllık % 6 faiz yürütülmesine, asıl alacağın % 20 'si olan 47.170 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davalı tarafından anahtarların davacıya teslim edildiğine dair yazılı delil sunulmadığı gibi anahtar teslim iddiasında da bulunulmadığı, dolayısıyla davalının icra takibine konu edilen kira bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında 15/12/2008 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi kousunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından 03/09/2012 tarihinde başlatılan, davaya dayanak icra takibinde 15/07/2009 - 15/04/2012 dönemine ait 170.000 USD kira bedelinin tahsili talep edilmiştir. Daha önce davacı kiraya veren tarafından 15/06/2009 tarihinde başlatılan takipte Aralık 2008-Haziran 2009 dönemi olmak üzere7 aylık kira bedelinin tahsilinin talep edildiği, kiracı tarafından bu takip nedeniyle menfi tespit davası açıldığı, İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/25 Esas sayılı dosyasında, davacının uzun süreli kira sözleşmesinin vaktinden evvel yapılan karşılıklı fesih nedeniyle takibe konu kira sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tesbitini talep ettiğini, davacının teslim borcunun davalı tarafından yerine getirilmediğini bu nedenle karşılıklı mutabakatla sözleşmenin feshedildiğini ileri sürmekte ise de bu yolda bir delili bulunmadığı, sözleşmenin karşılıklı mutabakatla sonlandırıldığı sonucuna varılmadığı, taşınmazın davacı kiracı tarafından kiralanarak teslim alındığının sözleşmeden anlaşıldığı, kira sözleşmesinin karşılıklı mutabakatla veya davacı tarafından haklı sebeble feshedildiği kabul edilemeyeceğinden kural olarak kiracının kira süresi sonuna kadar kira parasından sorumlu olduğu, kira döneminin sona ermesinden önce, kiracının kira alanını boşaltması halinde, kiralayanın kira alanının boşaltığını öğrendiği günden başlayarak ne kadar sürede kiraya verileceği belirlenerek, bu süreye düşen kira parası tutarı saptanarak, bunun ödetilmesine karar verilmesi gerektiğinin Yargıtayın yerleşik içtihatlarında yer aldığı, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen raporda, mecurun mevcut şartlar dahilinde bir yıla kadar kiraya verilebileceği bildirilmiş olduğu, davalı kiralayan tarafından 15/12/2008 tarihinden 15/06/2009 tarihinde kadar 7 aylık kira parası talep edilmiş olduğundan, davacı kiracının icra takibine konu olan kira bedelinin tamamından sorumlu olduğu sonucuna varılarak açılan davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı kiracı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Söz konusu kararda, kira

sözleşmesinin kiracı tarafından feshinin haksız olduğu, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle kiracının bir yıllık kira bedelinden sorumlu olduğu kabul edilerek kiraya verenin talep ettiği 15/12/2008 tarihinden 15/06/2009 tarihine kadar olan 7 aylık kira bedeli, makul süre kira bedeli olarak kabul edilmiş ve bu gerekçe ile kiracının menfi tespit istemi reddedilmiş olup, kesinleşen bu karar taraflar açısından bağlayıcıdır. Bu nedenle, kesinleşen bir yıllık makul süre kira bedelinin 7 aylık kısmı İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/25 Esas sayılı dosyasında dayanak yapılan icra takibine konu edildiğine göre, davacı kiraya veren bakiye 5 aylık kira bedelini talep edebilecektir.

Buna göre ilk derece mahkemesince; 5 aylık kira bedeli yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, kiralananın usulüne uygun olarak kiraya verene teslim edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 28/12/2021tarihinde oy birliği ile karar verildi.