Logo

3. Hukuk Dairesi2021/6930 E. 2021/12728 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçıları mirası reddeden vefat etmiş bir borçluya karşı açılan itirazın iptali davasında taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçıların mirası reddetmesi halinde, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi ve mahkemece sulh hakimine durumun bildirilerek, atanacak temsilci ile davaya devam edilmesi gerektiği, bu nedenle taraf teşkiline ilişkin uyuşmazlık çözümlenmeden hüküm kurulamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı ve davalı ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ... ile 23/10/2014 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşmeye göre ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Ltd. Şti'nin ...’a olan borçları nedeniyle verdikleri 5.200.000 USD bedelli bonodan bakiye kalan 4.200.000 USD alacağın tahsili amacıyla icra takibi yaptığını, sözleşmede işin konusu kısmında yazılı icra takibi için 900.000 TL'nin avukatlık ücreti alacağının kararlaştırıldığını, bunun üzerine alacaklısı ..., borçlusu ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Ltd. Şirketi olan İstanbul 29. İcra Müdürlüğü'nün 2014/30159 Esas sayılı dosyası ile senede dayalı olarak takip başlattığını, bu takibe karşı borçlunun menfi tespit davası açtığını, bu davada tarafların sulh olarak davalı ...’ın tüm borcunu ödemeleri üzerine, ... tarafından mahkemeye davayı kabul ettiğine dair dilekçe sunularak şirketin kendisine borcunun bulunmadığını beyan ettiği, ayrıca icra dosyasındaki şirket malları ve banka hesapları üzerindeki hacizleri kaldırdığı, 22/11/2015 tarihli ıslak imzalı ibraname isimli belge ile de davalı ...’ın alacağın tamamını davalı borçlu şirketten aldığını bizzat ikrar ettiğini, iş sahibi ...'ın 18/03/2015 tarihinde hiçbir gerekçe belirtmeksizin kendisini vekillikten azlettiğini, avukat sıfatıyla takip edilen hukuki işlemler nedeniyle vekalet ücreti alacağının oluştuğunu, bu nedenle İstanbul 6. İcra

Müdürlüğü’nün 2015/38152 esas sayılı dosyasında alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, bu takibe tarafların itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi ve TBK 46/2. maddesi uyarınca yapılan itirazların haksız olması nedeniyle iptali ile takibin devamına, takibe konu alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece; davacı tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davasının kısmen kabulüne; İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/38152 esas sayılı icra dosyasında 2.710.280,60 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak olan 2.536.529 TL üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, 507.305 TL olan %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Ticaret Limited Şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; davalı ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş ve hüküm, davacı ile davalı ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Ticaret Limited Şirketi vekillerince temyiz edilmiştir.

1-6100 sayılı yasa 50 ve devamı maddelerinde, tarafların ehliyetlerine ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, ölü kişinin davada taraf ehliyeti olmadığı gibi, ölü kişiye karşı dava açılmasının yasal dayanağı da bulunmamaktadır.

HMK’nin 124.maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. ---” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu maddenin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamak yargılama ilişkisini katı bir forma bağlayacaktır ki, bu da yargılamaya hakim olan ilkelerden “usul ekonomisi ilkesi” ile bağdaşmaz.

Davacıdan, davalının ehliyet durumunu araştırmak suretiyle dava açması beklenir ise de; yanılgıya dayalı olarak davalının ölü olduğunu bilmemesi durumu da olabilir

Şu halde davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının sağ olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır. (HGK'nin 11.09.2013 tarihli ve 2013/14-612 E. 2013/1297 K.)

Somut olayda; davacı taraf; davalı ...’ın, diğer davalı şirketten olan alacağının tahsili amacıyla yaptığı vekillik görevinden doğan vekalet ücreti alacağına ilişkin İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/38152 esas sayılı dosyasında 22/12/2015 tarihinde başlattığı icra takibinde; davalı ...’a 13/01/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş ve 15.01.2016 tarihinde de davalı tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verilmiştir. Ancak davacının itirazın iptaline ilişkin 23/01/2017 tarihinde açtığı iş bu davadan önce 10.03.2016 tarihinde ... vefat etmiş ve en yakın mirasçıları olan eşi ..., çocukları ..., ..., ... ve ...’ın İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 24.05.2016 tarihli 2016/529 esas, 2016/861 karar sayılı ilamı ile mirası reddetmişlerdir. Dolayısıyla davalı ...’ın eldeki dava açılmadan önce vefat ettiği, mirasçılarının davaya dahil edildiği ancak en yakın mirasçılarının

mirası reddettikleri anlaşılmaktadır. Mecburi hasım durumunda olan borçlunun mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle, dava tarihinde, davalı ölü ise de; HMK'nin 124/3 maddesi gözetilerek davacının davalı ...’ın dava tarihinde ölü olduğunu bilmesinin kendisinden beklenemeyeceğinden davalı ... yönünden taraf teşkiline ilişkin uyuşmazlığın medeni kanunun iflas hükümleri (605-612. maddeleri) çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.

Türk Medeni Kanunun 612. maddesi uyarınca; "ölenin en yakın mirasçıları tarafından reddedilen miras, Sulh Hakimi tarafından iflas kurallarına göre tasfiye edilir. Borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım, red vaki olmamış gibi hak sahibi olanlara verilir" biçiminde anlamak zorunludur.

Kanunun öngördüğü en yakın mirasçılardan maksat ölüm anında doğrudan doğruya mirasçı olan kişilerdir.

Türk Medeni Kanunun 612.maddesinde yer alan hüküm, müteveffanın alacaklılarını korumak amacı ile vaz edilmiştir. Tereke mallarının mirasçıların yerine geçmesi sonucunda alacaklarını alabilmekte endişe eden alacaklılarında resmi tasfiye isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır. Resmi tasfiye için esasen bir istekte gerekmez. Mahkeme en yakın tüm mirasçıların reddini belirlediği anda iflas usuli ile tasfiyeye geçmelidir.

Davalı ...’ın en yakın mirasçılarının tamamı mirası reddetmişlerdir. Bu durumda, mahkemece, mahallin sulh hakimine durum bildirilerek mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinin sağlanması, anılan mahkemece borçlu için atanacak veya yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunması gerekir. Zira mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. Talep üzerine yapılabilirliği bu özelliğini ortadan kaldırmaz.(Yargıtay HGK'nun 29.1.1975 gün 1682-100 ve 3.7.2002 gün 15/572-577 sayılı kararları aynı doğrultudadır) Açıklanan nedenlerle taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm isabetli görülmemiştir.

2-Bozma nedenine göre davacı ve davalı ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 25/05/2021 tarih 2018/828 E. 2021/963 K. sayılı kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı ... Petrol Gayrimenkul İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.