Logo

3. Hukuk Dairesi2021/7169 E. 2021/11952 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiracıya ait iş hanı aidat ve ortak gider borçlarının ödenip ödenmediği ve davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının reddinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının kira sözleşmesi gereği aidat borcunu ödemekle yükümlü olduğu, davacının ihtarname ve eski yönetici beyanlarıyla davalının borcunun bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece davalının borcunu ödediğini ispatlayamaması gözetilerek davanın reddine ilişkin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile arasında kira sözleşmesi bulunduğunu, kiralananın bulunduğu iş hanının aidat ve ortak giderlerinin kendisi tarafından toplandığını, davalının kiralanan taşınmaza ortak gider ve aidatları ödemediğini, ödenmemiş aidat ve ortak giderler için davalı kiracı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun bu takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek; davalının icra takibine yaptığı itirazın iptalini, icra takibinin devamını ve lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı; kiracı olarak bulunduğu iş hanının bir kısım kiracılar tarafından yönetildiğini, bu nedenle davacının icra takibi başlatma, dava açma hak ve yetkisinin olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, takip konusu borcun zamanaşımına uğramış olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı neticesinde dosya sulh hukuk mahkemesine gönderilmiştir.

Sulh hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararının davacı tarafından temyizi üzerine, Dairece verilen 15/11/2018 tarihli ve 2017/3948 Esas 2018/11603 Karar sayılı kararla; davaya bakmakla görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Görevli mahkemece; aidat ve ortak gider borcunun ödendiği gerekçesiyle, davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.

Taraflar arasında 28/04/1998 tarihli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin özel şartlar 34. maddesinde, kiracıların tüm giderlerden hisselerine düşen parayı her ayın beşinci günü iş saati sonuna kadar peşin olarak yönetim kuruluna ödemekle yükümlü oldukları düzenlenmiştir.

Dosya içeriğinden; davacının dava tarihi öncesinde davalıya göndermiş olduğu 09/03/2009 tarihli ihtarnamede 1.926,10 TL aidat borcunun bulunduğu belirtilmiştir. İş hanı yöneticisi ...'ın; davacının davalıya hitaben çekmiş olduğu ihtarnameden ve dava tarihinden sonra 28/01/2010 tarihinde, görevine başladığı; 04/03/2013 tarihinde ise görevinden istifa ettiği anlaşılmaktadır. İstifa eden yöneticinin davacıya hitaben yazdığı 07/03/2013 tarihli dilekçede, davalı kiracının 2008 yılı ve öncesine ait 1.811,10 TL aidat borcunun bulunduğu, 2009 yılı ve sonrasına ait aidat borcunun bulunmadığı belirtilmiş, davacının bu belgeye herhangi bir itizarı olmamıştır. İstifa eden yöneticinin davacıya hitaben tarihsiz olarak düzenlemiş olduğu belgede ise bu defa, davalı kiracının 31/12/2012 tarih sonu itibariyle iş hanı yönetimine herhangi bir borcu olmadığı bildirilmiştir.

Buna göre mahkemece, davalı kiracının biriken aidat borçlarını hangi tarihte ödediğini ispat edemediği göz önünde bulundurularak takip tarihi itibariyle 1.811,10 TL aidat borcunun bulunduğu ve bu borcun dava tarihi sonrası ödendiğinin kabulü ile davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulü ile yapılan ödemelerin icra müdürlüğü tarafından borcun infazı sırasında dikkate alınmasına karar verilmesi ve bu karar doğrultusunda yargılama giderlerinin değerlendirilmesi gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.