Logo

3. Hukuk Dairesi2021/7816 E. 2021/12963 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın vasiyetnamesinin iptali olmadığı takdirde tenkisi davasında, davacıların tenkis talebinde hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın saklı paylı mirasçıları olan davacıların, vasiyetnamenin tenkisi davası açma hakkı bulunduğu, taşınmazların davalılar adına tescil edilmiş olmasının bu hakkı ortadan kaldırmadığı ve tenkis talebinde hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Davacılar ... ve 6 arkadaşı ile davalı ... aralarındaki vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkisi davasına dair Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13/10/2017 tarihli ve 2013/615 E. - 2017/276 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 10/03/2021 tarihli ve 2020/12011 E. - 2021/2463 K. sayılı karara karşı, davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; mirasbırakanları ...’ın 11/04/1991 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak kendilerinin ve davalının kaldığını, miras bırakana ait mal varlığının intikal işlemleri yapıldığı sırada, davalı tarafından lehine düzenlenmiş vasiyetnamenin varlığından bahsedildiğini ileri sürerek; bahse konu vasiyetnamenin iptalini, olmadığı takdirde tenkisini talep etmişlerdir.

Davalı; davaya konu vasiyetnamenin fotokopisinin tesadüfen eline geçtiğini, ilgili mahkemeye vasiyetnamenin açılması talebinde bulunduğunu, ancak vasiyetname henüz açılmadan eldeki davanın açıldığını öğrendiğini, vasiyetnamenin varlığından davacıların haberdar olduklarını, davanın zamanaşımına uğradığını, vasiyetnamenin iptali koşullarının oluşmadığını, saklı payların ihlal edildiğine ilişkin iddianın da gerçeği yansıtmadığını, terekeye ait bir kısım taşınmazların bedeli ödenmek suretiyle tarafınca satın alındığını, davacılar ile aralarında yapılmış herhangi bir yazılı miras taksim sözleşmesinin de bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; vasiyetnamenin iptalini gerektirecek herhangi bir yasal neden bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hüküm, davacıların temyizi üzerine, Dairece verilen 07/05/2013 tarihli ve 2013/2437 E. - 2013/7382 K. sayılı kararla; mahkeme kararının bir yasal gerekçeyi içermediği gibi tenkis talebini de karşılamadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; vasiyetnamenin iptalini gerektirecek herhangi bir yasal neden bulunmadığı, şekil ve içerik yönünden hukuka uygun olduğu; tenkis talebinde bulunulmuş ise de, vasiyetnameye konu taşınmazların tapu kayıtlarından mirasçılara intikallerinin yapıldığının anlaşıldığı, vasiyetnamenin tenfizi davasının açılması ihtimalinde dahi davacılar tarafından tenkis definde bulunulabileceği, bu nedenlerle davacıların tenkis davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle; vasiyetnamenin iptali talebiyle açılan davanın esastan ; terditli olarak tenkisi istemiyle açılan davanın ise hukuki yarar yokluğundan reddine dair verilen karar, davacıların temyizi üzerine; Dairece verilen 10/03/2021 tarihli ve

2020/12011 E. - 2021/2463 K. sayılı karar ile onanmış, onama kararına karşı, davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan incelemede;

Mirasbırakan, yapmış olduğu sağlararası veya ölüme bağlı tasarruf ve bağışlamaları ile mirasçıların saklı paylarına tecavüz etmiş olabilir. Bu gibi ihlal ve tecavüzleri önleyebilmek maksadıyla kanun, saklı paylı mirasçılara, mirasbırakanın ölümünden sonra, bu türden tasarrufların tenkisini talep ve dava etmek hakkını vermiştir.

Saklı payı ihlal edilen mirasçı, tenkis davası açmaya yetkilidir. Bahse konu mirasçı bu hakkını dava yolu ile talep edebileceği gibi bunu bir def'i olarak da ileri sürebilir. Bu sonuncu halde, saklı paylı mirasçı, dava olunan durumundadır.

Tenkis davası yenilik doğuran bir davadır. Mahkemenin tenkis kararı ile saklı payını tamamlayabilmesi için, bazı malların veya belirli miktarda paranın saklı paylı mirasçıya verilmesi hüküm altına alınır. Tenkis davası bir eda davası olmadığından, saklı paylı mirasçının, mahkemenin tenkis kararına dayanarak, saklı payına ilişkin bulunan kısmın kendisine verilmesini ayrıca talep ve dava etmesi gerekir. ( Zahit İmre, Hasan Erman, Miras Hukuku, Der Yayınları, İstanbul: 2021 , s. 261)

Saklı payı zedeleyen vasiyetnameler kayıtsız koşulsuz tenkise tabidir. (TMK md.466) Tenkis davası, ölüme bağlı tasarrufların iptali davasıyla birlikte terditli olarak da açılabilir.

Öte yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürülülüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 17 nci maddesinde; “ Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.” hükmünü ihtiva etmektedir.

743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 513. maddesinde; “ Tenkis davası, mirasçılar mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren bir sene ve her halde vasiyetnameler hakkında açıldıkları tarihten, diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren beş sene geçmesiyle sakıt olur. Bir tasarrufun iptali bir diğerini ihya ediyorsa , müruru zaman müddetleri ancak butlan kararının suduru tarihinden itibaren cereyan eder. Tenkis iddası , defan her zaman dermeyan olunabilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Tenkis davası açabilmek için tayin edilen bir ve beş yıllık süreler, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinde zamanaşımı süreleri olarak kabul edilmiştir. Kısa zamanaşımı süresi olan bir yıllık süre, mirasçının saklı payının ihlal edilmiş olduğunu öğrendiği gündür. Ancak mürasbırakanın ölümünden önce tenkis davası açılamayacağı için bu süre en erken mirasın açıldığı gün başlar. Beş yıllık azami sürenin başlangıcı ise, vasiyetname ile yapılan tasarruflar hakkında vasiyetnamenin açıldığı gündür.

Somut olayda; miras bırakan ...’ın 11/04/1991 tarihinde vefat ettiği, tarafların, mirasçılık belgesinden anlaşıldığı üzere miras bırakan çocukları (ve aynı zamanda saklı paylı mirasçıları) olduğu, eldeki davanın terditli olarak vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkisi istemiyle açıldığı, davaya konu mirasbırakan ...’ın Çorlu Noterliğince düzenlenen 15/12/1980 tarihli ve 18212 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin ise açılıp açılmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı görülmüştür.

Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, mirasçılık ve mirasın geçişinin, mirasbırakan ...’ın ölüm tarihinde

yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin ilgili madde hükümlerine göre belirleneceği, tarafların miras bırakanın saklı paylı mirasçıları olduğu, bu nedenle terditli olarak talep edilen tenkis davasını açmakta hukuki yararının bulunduğu, vasiyete konu taşınmazların intikali yapılarak taraflar adına tapuya kayıt ve tescil edilmesinin hukuki yararı ortadan kaldırmayacağı dikkate alınarak, vasiyetnamenin açılıp açılmadığı da araştırılmak suretiyle, hasıl olacak sonuca uygun davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile tespitli olarak ileri sürülen tenkisin temyizi yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından, davacıların bu yöne ilişen karar düzeltme istemlerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteklerinin kabulü ile Dairece verilen 10/03/2021 tarihli ve 2020/12011 E. - 2021/2463 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına ve hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istek halinde karar düzeltme isteyenlere iadesine, 14/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.