"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KAYSERİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 24/05/2022 tarihinde davacı vekili Av.... geldi, davalı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra icra dosyalarının gönderilmesi için dosyanın incelemeye alındığı, istenilen dosyaların gönderildiği anlaşılmakla, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, alacaklı olduğu Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün 2012/3991 sayılı dosyasındaki alacağını borcundan dolayı dava dışı ...'e temlik ettiğini, bu takibi davalının avukat olarak yürüttüğünü, takip borçlusunun malları hacizli ve tahsil edilebilecek durumda iken takip borçlusu ... İnşaat Ltd. Şti. ve yetkilisi ...'nın, davalı ile ortak yakın arkadaşlarını araya koyarak borcun yeniden yapılandırılarak anlaşma yapılması ve bir protokol çerçevesinde ödenmesi konusunda ikna ettiğini, temlik alacaklısı ...'in de avukatı olan davalının, alacağı temlik ettiği halde alacağın güvenceye alınması koşuluyla kendisine talimat imzalattığını, davalının alacağa karşılık 10.000,00 TL tahsil ettiğini, bu paranın ...'e verilmesi gerektiğini söyleyerek kendisine verdiğini, ...'in böyle bir protokolden haberi olmadığını söyleyerek bu parayı almadığını, davalının takip borçlusu ... ile anlaştığını, borçlu ...'nın Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün 2012/3991 sayılı dosyasını davalının onayı-talebi ile icra harçlarını yatırarak malları üzerindeki hacizleri kaldırdığını, söz konusu protokole göre yapılandırılan borç için davalı adına düzenlenerek verilen senetler vadesinde ödenmeyince davalı tarafından alacaklı sıfatıyla Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün 2013/7804 sayısı ile takip yapıldığını, borçlu ...'nın senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/609 esas sayılı dosyası ile dava açtığını ve sonuçta imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin karar aldığını, takip borçlusunun sahtecilik iddiasıyla kendisi, dava dışı ... ve davalı hakkında savcılığa başvurarak suç duyurusunda bulunduğunu, davalının avukat olması nedeniyle dosyasının ayrıldığını, kendisi ve ... hakkında açılan davadan Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi 2015/132 esas sayılı dosyasında beraat ettiğini, davalının ihmali ve gereken özeni göstermemiş olması nedeniyle alacağı 75.000,00 TL'yi alamadığı gibi temlik alacaklısı ...'in 23.05.2016 tarihli protokol ile temlik alacağından vazgeçmesi sebebiyle kendisine olan borcunu ödemek zorunda kaldığını, ayrıca sahtecilik iddiasıyla ceza yargılamasına dahil edilmiş olması nedeniyle maddi ve manevi olarak yıprandığını, alacağının tahsil aşamasında iken, aradan geçen bunca yıla rağmen alamamış olması ve temlik alacaklısına olan borcunu haricen ödemesi nedeniyle fazlasıyla mağdur edildiğini, alacağının tahsil edilmemesinde ağır kusuru ve sorumluluğu bulunan davalının kendisine verdiği zararı karşılaması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının 75.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi zararını ödemesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının avukatlığını yaptığı davalarda hiçbir zaman görevini ihmal etmediğini, davacının, ...-... İnş. Ltd. Şti'ne 16 ay kadar muhasebecilik hizmeti verdiğini, aralarında mali müşavirlik sözleşmesinin yapıldığını, muhasebe ücretinin ödenmesi konusunda aralarında anlaşmazlık çıktığını, davacının isteği üzerine icra ve haciz işlemlerini başlattığını, icra işlemlerinde ana paranın tahsilatı şeklinde Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün 2010/8131 esas sayılı dosyası ile tahsilatın yapıldığını, alınan paranın davacıya verildiğini, tahsil edilen miktar için vekalet ücretinin de tarafına ödendiğini, davacının haciz baskısı altında talimatları imzalattığı iddiasının doğru olmadığını, davacıyı zarara uğratacak hiçbir eylem ve davranışının olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı vekilin, iş sahibi adına işlemleri takip ederken gereken özen ve doğruluğu gösterdiği, dolayısıyla maddi tazminatı gerekecek herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, manevi tazminat şartlarının ise oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davalı avukatın, dava dışı borçlu ile yapılan uzlaşma görüşmelerinden davacıyı her aşamada haberdar ettiğinin dosya kapsamında bulunan protokol, talimatlar ve diğer delillerden anlaşıldığı, davalının özen yükümlülüğü çerçevesinde üzerine düşeni yerine getirdiği, manevi tazminat isteminin yasal koşullarının da somut olayda oluşmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, avukat olan davalının özen ve sadakat borcuna aykırı davranmak suretiyle müvekkili olan davacıyı zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK'nın 502 ve devamı maddelerine göre; vekil, müvekkiline karşı vekaleti "sadakat ve özenle" ifa etmekle yükümlüdür. Vekilin, özen borcunun gereği olarak, mesleki bilgi ve deneyimleri ile hayat deneyimlerine ve işlerin normal oluşuna göre gerekli girişim ve davranışlarda bulunması, başarılı sonucu engelleyecek davranışlardan kaçınıp basiretli olarak hareket etmesi gerekmektedir. Vekil, amaçlanan sonucun elde edilmemesinden değil, bu sonuca ulaşmak için gerekli olan çalışmaların özenle yerine getirilmemesinden sorumludur. Bir avukatın yasa ile öngörülen süre içinde yapılması gereken işleri yapmaması, süresinde dava açmaması, müvekkili aleyhine verilen kararı temyiz etmemesi özen borcunun gereği gibi ifa edilmediğini ve vekilin kusurlu olduğunu gösterir. Hemen belirtmek gerekir ki tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için, sadece eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli olmayıp, eylem sonucunda bir zararın da doğmuş olması ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağının da bulunması gereklidir.
İlk derece ve bölge adliye mahkemelerince, davalının özen yükümlülüğü çerçevesinde üzerine düşeni yerine getirdiği gerekçesiyle davacının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, özellikle 23.05.2013 tarihli protokol hükümlerinin ve 23.05.2013 tarihli alacaklı vekili Av. ... e-imzalıdır şeklinde düzenlenip Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün 2012/3991 esas sayılı icra dosyasına gönderilen “Takip konusu alacağımızı haricen aldık. Dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ederim.” beyanını içeren dilekçenin yeterince değerlendirilmediği, Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün 2012/3991, Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün 2013/7804, Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün 2010/8131 ve Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/968 esas sayılı dosyalarının irdelenmediği nazara alındığında davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince; 23.05.2013 tarihli protokol hükümleri ve dosya kapsamındaki tüm belgeler ve anılan dosyalar incelenip, davacının dava konusu alacağı tahsil imkanı olup olmadığı, olmadığı takdirde bile, sorumlulara karşı başkaca hukuki sebeplerle talepte bulunma hakkı bulunup bulunmadığı, başka bir deyişle davacı müvekkilin, vekilin eylemi ile zarara uğrayıp uğramadığı değerlendirilerek gerekli görülmesi halinde konusunda uzman bilirkişiden denetimine elverişli rapor da alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 02/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.