Logo

3. Hukuk Dairesi2022/1364 E. 2022/7207 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İpotek miktarının indirilmesi davasında davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve davanın daha önce açılmış bir dava ile birleştirilip birleştirilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, sözleşme hükmü gereğince ipotek miktarının indirilmesini talep etme hakkı bulunduğu ve bu nedenle aktif husumet ehliyetinin olduğu, ayrıca davanın, aynı sözleşmeden kaynaklanan ve aynı taraflar arasında görülmekte olan ipoteğin paraya çevrilmesi davası ile bağlantılı olduğu ve 6100 sayılı HMK'nın 166. maddesi uyarınca birleştirilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin aktif husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35.HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ipotek miktarının indirilmesi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile alt kira sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 8. maddesi gereğince davalı lehine 20.04.2015 tarih ve 9040 yevmiye numarası ile 3.150.000 TL miktarlı ipotek tesisi edildiğini, yine aynı madde gereğince her bir yıl sonunda kiralayanın talebi olması durumunda söz konusu ipotek miktarının aynı derece ve sırada kalmak kaydıyla yıllık 1/5 oranında azaltılacağını, söz konusu tapu işlemlerine ilişkin bütün masraf ve giderlerin kiralayan tarafın karşılanacağının hüküm altına alındığını, alt kira sözleşmesinin üç yıllık süresinin 19.03.2018 tarihinde dolduğunu, sözleşmenin anılan 8. maddesi hükmü uyarınca ipotek miktarının azaltılması için davalıya 20.03.2018 tarihinde ihtarname keşide ettiğini ancak olumlu sonuç alamadığını ileri sürerek davalı şirket lehine Arnavutköy ilçesi, Haraççı Mahallesinde bulunan 3413 ada 24 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin miktarının azaltılması için tarafına ifaya izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında düzenlenen 19.03.2015 tarihli ve beş yıl süreli, 1.370.000 USD bedelli alt kira sözleşmesinin teminat başlığını taşıyan 8. maddesi gereğince dava dışı ... İnş.Nak.Tur.San. Ve Tic. Ltd. Şti. ne ait taşınmaz üzerinde davalı şirketin davacı şirkettten doğmuş ve doğacak alacaklarının teminatını oluşturmak üzere ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. Aynı maddede; her bir sözleşme yılı sonunda kiralayanın talebi olması durumunda söz konusu ipotek miktarı aynı derece ve sırada kalmak kaydıyla yıllık 1/5 oranında azaltılacağı düzenlemesi de yer almaktadır. Serbest iradeyle düzenlenen sözleşmenin hükümleri tarafları bağlamakta olup, davacının sözleşmenin ifasını isteme hakkı bu itibarla da davacı sıfatıyla aktif husumet ehliyetinin bulunduğu ortadadır.

Öte yandan; 6100 sayılı HMK'nın 166ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca; kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı varsayılır.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden taraflar arasında İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/536 esas sayılı dosyasında bu davaya dayanak yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasının görülmekte olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda her iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan, davalardan biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden, iki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır.

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; davacının dava açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, ayrıca işbu davanın daha önceden açılmış olan dava ile birlikte görülüp, sonuçlandırılması gerektiği gözetilerek 6100 sayılı HMK 166. maddesi uyarınca birleştirme kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 03/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.