"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/957 E., 2022/66 K.
KARAR : Davanın Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/345 E., 2018/535 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali (ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz ve davalı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmekle ve davacı vekili tarafından incelemenin duruşmalı yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın, müvekkilinin eşinin yeğeni olup, aralarındaki akrabalık ilişkisine dayanarak 2007 yılından bu yana davalıya borç verdiğini, gerek akrabalık ilişkisi, gerekse de davalının borcu ödeyeceği yönündeki taahhütlerine istinaden, davalıya sürekli olarak borç vermeye devam ettiğini ancak davalının borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı taraf aleyhine ... 15.İcra Müdürlüğünün 2016/6479 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalıya verilen borçlara ilişkin dekontların dosyası ekinde sunulduğunu beyan ederek; itirazın iptaline, davalının alacak miktarının % 20'sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında iş ilişkisi olduğunu, müvekkilin banka hesabına ödenen meblağların işçi alacağı olarak ödendiğini, müvekkilinin işçi alacağının bir kısmını elden aldığını, bir kısmının ise banka ödemesi ile gönderildiğini, müvekkilinin önce davacı ve eşine ait şirketlerden... ünvanlı şirkette 2002 senesinde çalışmaya başladığını, daha sonra davacıya ait ... şirketinde çalışmaya başladığını, çalışma süresince değişik şirketlerde girdi çıktı yapılarak sigortalı gösterildiğini, bu hususun müvekkile ait SGK kayıtlarında görüleceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Davacının, davalıya banka vasıtası ile gönderdiği bedelleri borç olarak verdiğini beyan etmişse de buna ilişkin yazılı belge sunamadığı, banka dekontlarında borç kaydının yer almadığını, davacı tarafça banka ile gönderilen meblağların borç olarak gönderildiğinin ispatlanamadığı, kaldı ki bu konudaki tanık beyanlarının da çelişkili olduğu, ayrıca miktar itibari ile borç olgusunun tanık ile de ispatlanamayacağı, tanık ile ispata ilişkin istisnaların da olayda mevcut olmadığı, 8 yıl boyunca sürekli borç verilmesi, bunun bu sürede geri istenilmemesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğu'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan dekontlar delil başlangıcı niteliğinde olduğundan tanık dinlenmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı ile olan yakın akrabalık ilişkisi nedeniyle havale yapılırken borç kaydı düşülmesinin olağan hayat tecrübelerine aykırı olduğunu, gönderilen paraların bir kısmının davalının kredi kartına gönderilmesinin de iddialarını ispatlar nitelikte olduğunu,dosyadaki tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, davalı yanın çelişkili beyanlarına karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talepleri yönünden mahkemece bir karar verilmediğini, bu nedenle kararın kaldırılarak bu kısmı yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, havalenin ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterdiği, bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerektiği, bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğünün, onu iddia eden davacıya ait olduğu, davada dayanılan toplam 246.960,00 TL'lik havale dekontlarında borç olarak gönderildiğine ilişkin bir açıklama bulunmamasının mevcut bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin kabulünü gerektirdiğini, ödünç ilişkisini ispat etmek yükümlülüğü davacıda olduğundan, davacının da bu miktar kadar ödünç para vermeye ilişkin temel hukuki ilişkiyi iddiasını yasal delilerle ispatlayamadığından mahkemece verilen red kararı usul ve yasaya uygun bulunarak davacının istinaf taleplerinin reddi gerektiği, davalının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, İcra İflas Kanununun 67/2 maddesi uyarınca davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için takip alacaklısının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerektiği, davacının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği, alacağın ispat edilememiş olmasının takibin haksız olduğunu da göstermeyeceği, mahkemece bu isteğin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan bu konuda davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerektiği'' gerekçeleriyle davacı ve davalının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sunulan banka dekontlarının yazılı belge niteliğinde olduğunu, dekontlar delil başlangıcı olarak kabul edilerek tanık dinlenmesi gerektiğini, davalı ile aralarındaki akrabalık ilişkisi nedeniyle dekonta açıklama yazılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıya borç olarak gönderilen meblağlardan bir kısmının davalının kredi kartına gönderilmiş olmasının iddialarını ispatlar nitelikte olduğunu, beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; müvekkile zarar vermek amacıyla açılmış olan takibin hiçbir dayanağı olmadığını, ayrıca davacının dekonta açıklama yazmamasının sonuçlarını da bildiği gözetildiğinde (zira kanunu bilmemek mazeret değildir) davacı tarafın açıkca kötüniyetle hareket etmekte olduğunu, kötüniyet tazminatı yönünden temyiz taleplerinin kabulü gerektiğini beyan ederek; katılma yoluyla temyiz başvurularının kabulüne, kötüniyet tazminatının da eklenmesi suretiyle kararın düzelterek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tüketim ödüncü sözleşmesine konu olan para alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 555 inci maddesi; ''Havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir mislî eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir.''
2.''6098 Sayılı Kanun'un 555 inci maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 457) ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini, havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ileri süren havaleci (muhil) bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür'' (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun(HGK) 09.06.2004 tarih 2004/4-362 E.-2004/347 K. Sayılı kararı).
3.''Hemen belirtilmelidir ki, alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. (HGK'nun 13.06.2019 tarihli ve 2017/19-928 E., 2019/658 K., 01.03.2017 tarihli ve 2015/1048 E., 2017/380 K. sayılı kararları.)
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve yukarıda açıklanan mevzuat gereğince davacının yasal karinenin aksini ispatlayamadığı ve davalı aleyhine banka dekontu ile icra takibi yapmasında kötü niyetli olduğu da ispatlanamadığına göre her iki tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.