"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1759 E., 2022/381 K.
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2017/199 E., 2019/113 K.
Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan misli ile değişim davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat...ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Range Rover marka, Evoque 2.0 Td4 model aracı 02.12.2016 tarihinde davalı şirketten 96.600 Euro bedel ile sıfır kilometre olarak satın aldığını, ... plakalı araçta satın alındığı tarihten itibaren sürekli sorun yaşandığını, dijital kadranında, direksiyon kumandasında ve sol kapısında imalat hatası sorunları olduğunu, araçta en büyük sıkıntının radyo ve ses sistemi özelliğinin çalışmamasında yaşandığını ve onarılamadığını, aracın radyo ve ses sistemi (medya) özelliğinin çalışmaması nedeniyle 12.01.2017, 23.01.2017, 30.01.2017 ve 14.02.2017 tarihlerinde aracın servise bırakıldığını ancak arızanın giderilemediğini, 30.01.2017 tarihinde araç servise tamir amacıyla teslim edildikten sonra davalı firma tarafından araçta parça değişimi yapıldığını ancak buna rağmen sorunun çözülemediğini ve 10.02.2017 tarihinde müvekkil tarafından teslim alınan aracın 14.02.2017 tarihinde tekrar servise bırakıldığını ve iş bu dava dilekçesi hazırlanmadan önce 10.03.2017 tarihinde sabah saatlerinde teslim alındığını, teslim alındığında araca güncellemeler yapıldığı ve artık sorun olmadığının sözlü olarak belirtildiğini, yapılan kısa süreli deneme sürüşünden sonra (yaklaşık 1 saat) sorunun halen giderilmediğinin görüldüğünü ve bu davanın açıldığını beyan ederek; ayıplı aracın yenisi ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde satış bedeli olan 96.600 Euro bedelin Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile tahsiline karar verilmesini ve aracın serviste kaldığı sürelerdeki zararının tazmini amacıyla şimdilik 100,00 TL'nin faiziyle birlikte ödenmesine, karar verilmesini talep etmiş, 12.03.2019 tarihli duruşmada; ''aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ederiz." şeklinde bayanda bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçta davalının kusurundan kaynaklanan herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, olmadığı taktirde bedel indirimine karar verilmesi gerektiğini, davacının araç kullanımından elde ettiği faydaları ve hasar nedeniyle meydana gelen kaybın iadesine karar verilmesi gerektiğini, faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarında araç teslim edilmeden faiz uygulanmaması hususunda içtihatlar bulunduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Dava açılmadan önce aracın farklı tarihlerinde 6 defa servise bırakıldığı, bunlardan dördünün medya sistemindeki arızaya yönelik şikayetlerden kaynaklandığı, davacının defalarca ücretsiz onarım hakkını kullanma yoluna gittiği, sistemin yurt dışından gelen parça ile değiştirildiği ancak medya sistemindeki sorunların düzelmediği, aracın farklı tarihlere ait 10 kez arıza kaydı bulunduğu, dava konusu otomobilde 6502 sayılı TKHK kapsamında değerlendirildiğinde kullanım kaynaklı olmayan üretimden kaynaklı problem yaşandığı, bu arızanın aracın ilk satın alınması sırasında fark edilemeyeceği ve ancak aracın kullanılması sonucu ortaya çıktığı için aracın gizli ayıplı olarak sayılması gerektiği, ayrıca arızanın aracın dokunmatik ekranı dahil tüm medya sistemini oluşturan unsurların komple yenisi ile değiştirilmesi ile giderilebileceği, ancak değişim sonrası gözlenmesi gerektiğinin de bilirkişi raporunda belirtildiği, medya sisteminin komple yenisi ile değiştirildiğinde dahi sorunun kesin olarak çözülebileceğinin söz konusu olmadığı, davacının 6502 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (ç) bendi uyarınca aracının ayıpsız misli ile değişimini talep etmekte haklı olduğu'' gerekçesiyle; davacının davasının kabulüne, davaya konu Range Rover marka, Evoque 2.0 Td4 tip, SALVA2BN5HH189578 şase numaralı, ... plakalı aracın davacı tarafından davalıya iadesiyle ayıpsız misli ile değiştirilmesine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin aracın misliyle değiştirilmesine yönelik kurmuş olduğu hükmün yerinde olmadığını, araçta iddia edilen ses sistem arızasının yalnızca bir kez tespit edildiğini ve yasal süre içerisinde onarıldığını, aracın davacıya tamamen çalışır vaziyette teslim edildiğini, iddia edilen ayıbın aracın bütününü ve güvenliğini etkileyen bir arıza olmadığını, davacının ücretsiz onarım hakkını kullandığını, arızanın güncelleme yapılarak veya ücretsiz bir şekilde parça değiştirilmek suretiyle giderilebilecek olmasına rağmen misliyle değiştirilmesi yönünde hüküm kurulmasının hakkaniyete aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''alınan bilirkişi rapor içeriğinde söz konusu ayıpların kullanımdan kaynaklı olmayan üretimden kaynaklı ayıplar olduğu yönünde tespit yapılarak tüketicinin aracı ilk satın aldığı zamanda ayıpları tespit edemeyeceği, kullanım ile ortaya çıkan gizli ayıbın söz konusu olduğu yönünde değerlendirme yapıldığı ve sistemin komple yenisiyle değiştirilmesinden sonra şikayetlerin devam edip etmediğinin değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, Tüketici Kanunu kapsamında davacının seçimlik hakkını onarım yönünde kullandığını kabul edebilmek için ayıpların onarımla giderilmesi ve onarımın makul sürede yapılmış olması gerektiği, alınan bilirkişi rapor içeriğine göre ayıbının hala devam ediyor olması, komple değişim halinde bile arızanın devam edip etmeyeceği hususunun gözleme bağlı olacağı yönündeki tespit nazara alındığında, davacının aracın misliyle değişim yönünde seçimlik hakkını kullanmasında yasal bir engel bulunmadığı, bu nedenle davacının seçimlik hakkını onarım yönünde kullandığı konusunda yapılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği, aracın sıfır km olması ve onarım ile arızaların giderilmemiş olması nazara alındığında, davacı tüketicinin satın aldığı araçtan beklediği konforu elde edemediği, üretimden kaynaklı gizli bir ayıp olması nedeniyle de misliyle değişim seçimlik hakkını kullanmasının edimler arasında orantısızlık yaratmayacağı anlaşıldığından davalının bu yöndeki başvurusunun da yerinde görülmediği'' gerekçesiyle istinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davalının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; aracın yasal süresi içinde onarıldığını ve tamamen çalışır halde davacıya teslim edildiğini, araçta herhangi bir arıza olmadığını, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte aracın ücretsiz onarımı veya bedel indirimi yapılması seçenekleri değerlendirmeden aracın ayıpsız mesli ile değişimine karar verilmesinin hukuk ve hakkaniyetle bağdaşmadığını, davacı
ücretsiz onarım hakkını kullandığından aracın ayıpsız misli ile değişimini talep edemeyeceğini, beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, malın ayıplı olmasından kaynaklanan, aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un ''Ayıplı Mal'' başlıklı 8 inci maddesi; ''(1)Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir."
2. 6502 Sayılı Kanun'un ''Ayıplı Maldan Sorumluluk'' başlıklı 9/1 inci maddesi; ''Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür."
3.6502 Sayılı Kanun'un ''İspat Yükü'' başlıklı 10/1 inci maddesi; ''Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz."
4.6502 Sayılı Kanun'un ''Tüketicinin Seçimlik Hakları'' başlıklı 11/1 inci maddesi; ''Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici,
a.) satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b.) satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c.) aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
d.) imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür."
5.6502 Sayılı Kanun'un ''Garanti Belgesi'' başlıklı 56/3 üncü maddesi; ''Tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur."
6.13.06.2014 tarih ve 29029 sayılı Garanti Belgesi Yönetmeliği'nin 9 uncu maddesi; "Tüketicinin, ücretsiz onarım hakkını kullanması halinde malın;
a) Garanti süresi içinde tekrar arızalanması,
b) Tamiri için gereken azami sürenin aşılması,
c)Tamirinin mümkün olmadığının, yetkili servis istasyonu, satıcı, üretici veya ithalatçı tarafından bir raporla belirlenmesi, durumlarında; tüketici malın bedel iadesini, ayıp oranında bedel indirimini veya imkan varsa malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini satıcıdan talep edebilir. Satıcı, tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur." şeklindedir.
3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, temyizen incelenen karara esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu araçta onarıma rağmen iddia edilen ayıbın devam ettiğinin ve ayıbın üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğunun tespit edilmesine, dosyada mevcut arıza kayıtlarının incelenmesinde aracın garanti süresi içinde tekrar arızalandığının, bu durumda V/C-2. bölümde yer alan kanun ve yönetmelik hükümleri gereği aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.