"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2158 E., 2022/315 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/164 E., 2020/21 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... 11. İcra Müdürlüğünün 2010/4144 (eski numarası 2006/4979) sayılı dosya alacağını 22.10.2007 tarihinde... isimli kişiden temlik aldığını, icra dosyasında dayanak olarak borç para vermeye dayalı 4 adet çek ve 1 adet bononun bulunduğunu, dosya alacağının temlik alınmasından sonra uzun bir süre işlem yapılmaması sebebiyle davalı borçlu tarafından ... 3. İcra Hukuk Mahkemesinde 2014/305 E. (eski numarası 2013/292 E.) sayılı davanın açıldığını ve zamanaşımı nedeniyle takibin iptalinin talep edildiğini, mahkemece 4 adet çek yönünden davanın kabulüne, 1 adet senet yönünden davanın reddine karar verildiğini, yapılan temyiz itirazı üzerine Yargıtay ilgili dairesince 1 adet senet yönünden de davanın kabulü gerektiği belirtilerek yerel mahkeme kararının bozulduğunu, 4 adet çek yönünden kararın kesinleştiğini, senet yönünden bozmadan sonra henüz karar verilmediğini, davacının alacağı temellük etmekle temel hukuki ilişkiden doğan hakları da temlik aldığını, icra dosyasında mevcut imzası inkar edilmemiş çek ve senetlerin yazılı delil niteliğinde olduğunu, bu nedenle, 212.000,00 TL’nin 28.03.2006 (takip ve temerrüt) tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; '' esasen, davacı tarafın dayandığı kambiyo senetlerinde davalı keşideci olmakla birlikte, davacı ... lehtar konumunda olmadığından, davacının alacağı temellük ettiği... ile davalı arasındaki temel ilişkiyi ispat etmesi gerektiği, zira, davalı tarafından takibe konu bononun... lehtar olmak üzere onun emrine keşide edildiği, çekler hamiline keşide edilmekle birlikte tahsil cirolarının... tarafından yapıldığı, arada başkaca ciro ve buna bağlı olarak ciranta bulunmadığı, dolayısıyla, çeklerin de davalı tarafından hamiline olarak keşide edildikten sonra...’ya teslim edildiğinin anlaşıldığı, buna göre, davacı tarafın dayandığı kambiyo senetleri zamanaşımına uğramış olsa dahi, temel ilişkiye dayalı olarak alacağın varlığının ispat edilebileceği, ispat için tanık da dahil her türlü delilin getirilebileceğinin kabul edildiği ancak davacı tarafın getirdiği tanıkların tamamının davacı ... ile davalı ... arasındaki borç ilişkisi konusunda beyanda bulundukları, davacı vekilinin iddia ettiği şekilde... tarafından davalıya çiftlik işlerinde kullanılmak üzere borç verilmesi konusunda herhangi bir beyanları olmadığı, tanıkların beyanlarının başlı başına bir borç-alacak ilişkisini ispata yeterli olmamakla birlikte, bir an için tanıkların beyanlarında söz ettikleri şekilde taraflar arasında bir borç-alacak ilişkisi mevcut olsa dahi, iş bu davada ileri sürülen talep yönünden bir hüküm ifade etmeyeceğinden tanık beyanlarına itibar edilmediği, davacı tarafın ibraz ettiği protokolün de dava konusu senetlerle doğrudan ilgili olmadığı; protokolün Mehmet Emin...A.Ş. ile Sipahioğulları A.Ş. ve aralarında davalının da bulunduğu...ailesi arasında yapılmış bir protokol olduğu'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı hakkında yapılan icra takibinde bedele, imzaya ve borca itiraz olmaksızın dosyanın kesinleştiğini, borca yönelik menfi tespit davası da açılmadığını, dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edildiği halde davalının, davaya cevap vermediği gibi borcu ödediğine ilişkin herhangi bir delil de ibraz etmediğini, senet ve çeklerin, zamanaşımına uğramakla yazılı delil başlangıcı niteliği taşıdıklarını ve bu kapsamda dinlenen tanık beyanları ile temlik edenle borçlu arasındaki temel ödünç verme ilişkinin ispat edildiğini, müvekkilinin dava açmakta hukuki yararı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Davanın, zamanaşımına uğramış çekler ve senetler nedeniyle temlik alan tarafından açılmış alacak davası olduğu, davacının alacağına dayanak senet ve çeklerin zaman aşımına uğradığı mahkeme kararı ile sabit olmakla, davacının alacağı temellük ettiği... ile davalı arasındaki temel ilişkiyi ispat etmesi gerektiği, zamanaşımına uğramış dayanak belgeler yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğundan davacının tanık dinletmesinin yerinde olduğu, davacı vekilinin 02.12.2014 tarihli dilekçede davalı ... ile alacağını temlik eden... arasındaki temel ilişkinin davalı ...’nun işlettiği çiftlikte kullandığı malzemelerin bir kısmının satışından, ayrıca, çiftlikte kullanılacak araç gereçlerin ve yem gibi malzemelerin alımı için kullanmak üzere borç para vermekten doğduğunu, 23.02.2015 tarihli dilekçede ise 8.000,00TL’lik çekin hayvan yemi satışı, 204.000,00TL’nin ise davalının çiftlikte kullanacağı yem ve malzemelerin alımı için borç para verilmesine ilişkin olduğunu beyan ettiği, duruşmada dinlenen davacı tanıklarının 8.000,00TL’lik hayvan yemi satışı hakkında herhangi bir beyanda bulunmadığı, davacının bu çek hakkındaki iddiasını ispat edemediği, bakiye 204.000,00 TL bakımından ise protokol başlıklı belge ile davalının ekonomik durumunun iyileştirilmesi için davacının katkıda bulunmasının kararlaştırıldığı, tanık beyanları ile bu hususun teyit edildiği, dayanak belgelerin asıl borçlu elinde bulunduğu ve icraya konulduğu, davalı tarafından icra takibi ve imzaya herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacının ispat yükünü yerine getirdiği'' gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2020 tarihli ve 2014/164 E., 2020/21 K. sayılı kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, 204.000,00TL alacağın 28.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İstinaf Mahkemesinin delillerin takdirinde hataya düştüğünü, davacının sunduğu protokolde, davacı ...'nin davalının ekonomik durumunun iyileştirilmesi için katkıda bulunacağına dair protokolde bir düzenleme bulunmadığını, davacı vekilinin 22.12.2014 havale tarihli dilekçesinde de 07.09.2007 tarihli protokolün davalının borca batıklığını ispat için sunulduğunu, temel ilişkiyi ispat ile alakası olmadığını açıkça beyan ettiğini, dava konusu temel hukuki ilişkinin ispatlanamadığını, dinlenen tanıklar da miktar ve temeldeki hukuki ilişki yönünden bir tanıklık yapmamış iken İstinaf Mahkemesinin tanık beyanları ile alacağın ispatlandığı yönündeki tespitlerinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, takip tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zaman aşımına uğramış çekler ve senetler nedeniyle temlik alan tarafından açılmış alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 183/1 inci maddesi; ''Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.''
2.6098 Sayılı Kanun'un 117/1 inci maddesi; ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.''
3.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 202 nci maddesi; ''(1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
'' şeklindedir.
3. ''Zamanaşımına uğrayan bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için kambiyo hukukunun tanıdığı özel imkânlardan yararlanamayacak ve hatta adi senede dahi dönüşemeyecektir. Zira zamanaşımına uğrayan bono fiziki olarak ortada olsa bile maddi hukuk anlamında artık hiçbir şey ifade etmemekte sadece ispat hukuku alanında delil başlangıcı olarak kabul edilmektedir (Öztan, s. 878; Kendigelen/Kırca, s. 264). Bu itibarla zamanaşımına uğrayan bono adi senede dönüşmeyeceği için, alacağın ispatı açısından tek başına yeterli olmayacak, bununla birlikte sadece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 202. maddesi kapsamında bir (yazılı) delil başlangıcı olarak kullanılabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2021 tarihli ve 2017/(19)11-937 E., 2021/357 K. sayılı kararı)
3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, temyizen incelenen dosyada, dava konusu çeklerin ve bononun zamanaşımına uğramış olmakla birlikte dava dışı... ile davalı ... ... arasında bulunan temel ilişkinin ispatı yönünden delil başlangıcı niteliğinde olduğunun, bu durumda davalının 6100 Sayılı Kanun'un 202 nci maddesi kapsamında iddiasını ispata yönelik tanık dinlettiğinin, dinlenen davacı tanıklarından özellikle ...'in; ''... öncelikli olarak Ata Bayhan isimli bir şahsa borçlu olduğunu, para aldığını, çek ve senetler verdiğini, bu borçların kapatılması gerektiğini söyleyince ... icra konusu olan bu borçların ödenmesi için harekete geçti.'' şeklindeki beyanı dikkate alındığında davacının, davalı ile dava dışı... arasındaki temel ilişkiyi ispatlamış olduğunun, borçlu davalı ...'nun hakkında icra takibi başlatılmasıyla temerrüte düştüğünün, bu durumda temerrüt tarihinden itibaren alacağa faiz yürütülmesinde bir isabetsizlik olmadığının, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin kararında davacının sunduğu 07.09.2007 tarihli protokolde davalının ekonomik durumunun iyileştirilmesi için davacının katkıda bulunmasının kararlaştırıldığından bahsedilse de; davacının söz konusu protokolün tarafı olmadığının, davacı vekilinin 22.12.2014 tarihli beyan dilekçesinde de protokolün davalının ve ailesinin piyasaya borçlu olduğunu ispat açısından ibraz edildiğini beyan ettiğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.