"İçtihat Metni"
UZUNKÖPRÜ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılardan ... istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın bu davalı yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ile dahili davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların çeltik çiftçisi olduklarına ve yüksek miktarlarda para kazandıklarına, istediği takdirde ortak olabileceğine ikna ederek kendisini kandırdıklarını, bu doğrultuda davalı ...'nın banka hesabına toplam 98.000 TL havale ettiğini, ödemeden sonra diğer davalılar ... ve ... ile "çeltik ekim sözleşmesi" imzalandığını, geçen üç yılın sonunda kandırıldığını ve dolandırıldığını anladığını, parasını geri alabilmek için davalılar aleyhine takip başlattığını ancak takibe haksız itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; husumet itirazında bulunarak borç konusunun muğlak ve çelişkili olmasının borca itirazlarını haklı kıldığını, ödeme emrinde borcun sebebi olarak gösterilen sözleşme tarafına tebliğ edilmediği için itirazında bu hususu ayrıca ve açıkça vurgulama imkanı olmadığını, hesabına 17/10/2014 ve 21/10/2014 tarihlerinde gönderilen 50.000 ve
48.000 TL meblağlı havalelerin imzası bulunmayan bir sözleşmenin tarafı olması anlamına gelmediğini, bu iki adet havalenin mahiyetini, nedenini bilmediğini ve bedeli kayın pederine teslim ettiğini, bu konuda sadece banka hesabı vasıtası ile aracılık yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; takip dayanağı ile itirazın iptali davası dayanağının farklı olduğunu, banka havale ve dekontlarının bir alacağın varlığına karine teşkil etmediğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, dayanak sözleşmenin "çeltik ekimi ortaklık senedi" vasfında olmadığını, sözleşmede çeltik ekimi ile ilgili hiçbir ayrıntının yer almadığını, davacı tarafından 17 Ekim 2014 ve 21 Ekim 2014 tarihlerinde davalı ... hesabına gönderilen toplam 98.000 TL'nin o tarihlerde Uzunköprü'de olmaması sebebi ile babası ... tarafından alınarak kendisine teslim edildiğini, İş Bankası ile aralarında kredi ödemelerinden kaynaklanan ihtilaf bulunduğu için ...'nın hesabı üzerinden tarafına babası vasıtası ile iletildiğini, ancak karşılığının davacıya 2015 yılı harman dönemini takiben çeltik ile ödenmek suretiyle borcun ifa edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; takip dayanağı ile itirazın iptali davası dayanağının farklı olduğunu, banka havale ve dekontlarının borç ödeme belgesi olduğunu, dayanak sözleşmenin "çeltik ekimi ortaklık senedi" vasfında olmadığını, sözleşmede çeltik ekimi ile ilgili hiçbir ayrıntının yer almadığını, ortaklık senedi olma vasıflarından uzak, alel usul tanzim olunmuş bir belge görünümünde olduğunu, İş Bankası ile aralarında kredi ödemelerinden kaynaklanan ihtilaf bulunduğundan davalı ... hesabına gönderilen 98.000 TL' nin babası vasıtasıyla davalı ...’e verildiğini, davacıya 2015 yılı harman dönemini takiben çeltik ile ödenmek suretiyle borcun ifa edildiğini savunarak, davanın reddini ve lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; davalılar ... ve ... tarafından paranın alındığının ikrar edildiği, bedelin çeltik ile ödendiğine dair savunmanın ise ispat edilemediği, davalıların tarım bilgi sisteminde kayıtları bulunmadığı, davalı ...’nın ise sözleşmede imzası bulunmasa da aracı konumunda olmakla sözleşmeye icazet verdiği ve bu sebeple husumet itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı, davalı ... tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalılar ... ve ... ile sözleşme imzalandığı, paranın ... tarafından çekilerek diğer davalılara verildiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacının dolandırıcılık ve haksız fiil iddiasını davalı ... yönünden ispatlayamadığı ve dayanak yapılan sözleşme uyarınca uyuşmazlığın çözümü gerektiğinden sözleşmeye taraf olmayan ... bakımından davanın reddi gerektiği gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... mirasçıları olan ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı ..., yargılama sırasında 06/02/2019 tarihinde vefat etmiş, mirasçıları ..., ..., ... ve ... tarafından miras reddedilmesi üzerine Uzunköprü Sulh Hukuk Mahkemesince 2019/312 E. 2019/806 K. sayılı karar ile mirasın gerçek reddine karar verilmiş; bu karar sonrasında yine aynı mahkemenin 2020/47 E. 2020/1521 K. sayılı kararı ile terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilen tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye memuru görevlendirilmiştir.
TMK 612. maddesi gereğince "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir.
Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir."
Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; davalı ...'in mirasçıları olan eşi ... ile çocukları ..., ... ve ...'un mirası reddettikleri, bu yöndeki kararın kesinleştiği ve davalı ...'in terekesine tasfiye memuru atandığı gözetilerek, dahili davalı sıfatı ile davaya katılımı sağlanan ancak taraf sıfatları kalmayan mirasçılar hakkında husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi; esas hakkındaki hükmün ise davalı ... terekesi aleyhine kurulması ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile mirası reddeden mirasçılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının dahili davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden dahili davalılara iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 12/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.