Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4379 E. 2023/1089 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesinde, taşınmaz üzerinde Hazine adına kayıtlı olduğu sanılan ancak sonradan davacı murisine ait olduğu anlaşılan kısım nedeniyle davacıların satış bedelinin tamamını alamadıkları iddiasıyla açılan tapu iptal tescil ve bedel davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların taşınmaz üzerindeki Hazine adına kayıtlı alanın mülkiyet durumu konusunda esaslı yanılmaya düştükleri, bu yanılgı olmasaydı satış sözleşmesini mevcut şartlarda yapmayacakları gözetilerek davacıların alacak istemlerinin kabulüne ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/806 E., 2022/301 K.

DAVA TARİHİ : 11.12.2015

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/223 E., 2021/147 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacılar vekili Av. ... ile davalı Nomanoğlu Teks. İnş. Tic. Ltd. Şti. vekilleri Av. ..., Av. ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 11.04.2023 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; muris...dan intikal eden Adana İli, ... İlçesi, Zincirlibağlar Mah. 10381 ada, 3 parsel ve 10383 ada 9 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerinin 3932 m2 sini, m2 bedeli 1.580 TL karşılığında, geriye kalan 1.038,18 m2 nin 1.200 TL'nin Hazineye, m2 bedelinin 380 TL'nin ise kendilerine ödenmesi koşuluyla satışı için davalı ile sözleşme yaptıklarını, ...'un sözleşmeyi hem kendi adına hem de diğer hissedarlar adına imzaladığını, davalı ile yapılmış olan sözleşme gereğince söz konusu taşınmazdaki hisseleri üzerinde hazinenin fazlalık payı olduğu düşüncesiyle bedel almadan 05.01.2015 tarihinde taşınmazları davalı adına devrettiklerini, taşınmazlar devredildikten sonra dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan Hazineye ait fazlalık şerhi tapu dairesinde araştırıldığında, hak sahibi olmadığı zannedilen, Hazineye ait gözüken 1.038,18 m2 nin murisleri ...tarafından Adana Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1972/26 Esas sayılı dosyası ile 11.07.1972 yılında satın alındığının anlaşıldığını, bunun üzerine Hazineye başvuru yapılarak Hazine hissesinin terkin edildiğini, sözleşme gereğince ödenmesi gereken 395.00 TL'lik bedelin dahi ödenmediğini, söz konusu parsellerde hazineye ait fazlalık payı olduğu zannıyla hataya düşerek bedel almadan taşınmazın devrini verdiklerini ileri sürerek, 10381 ada, 3 parselde 904 m2 lik kısımda 344,03 m2 ve 10383 ada 9 parselde 1824 m2 lik kısımda 694,15 m2 nin davalı adına olan tescilinin iptali ile müstakil parsel olarak tescili mümkün ise hisseleri oranında adlarına tesciline, müstakil parsel olarak tescil mümkün değilse hisseleri oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde m2 si 1.580 TL'den olmak üzere 1.038,18 m2 nin bedeli olan 1.640.324 TL'nin tapuda devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı ...'un sözleşmeye konu ettiği ve Hazineye ait dediği taşınmazın bir kısmına tekabül eden arsa paylarının murisleri Esma Özmucur tarafından 1972 yılında satın alındığının gönderilen ihtarnamede belirtildiği üzere tapu kayıtları ve Milli Emlak Müdürlüğü kayıtları uyarınca bilindiğini, davacıların taşınmazı bu haliyle bilerek ve anlaşarak sattıklarını, müvekkili şirketin satış bedeli olan 6.212.275,60 TL'nın tamamını ödediğini, daha sonra taşınmaz üzerindeki şerhi müvekkilinden hiçbir bakiye bedel talep etmeden kaldırdıklarını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların satışı için yapılan ön sözleşmede imzası bulunan ...'un tüm kayıt maliklerini temsilen hareket ettiği, taraflar arasındaki inançlı işlem niteliğindeki harici sözleşme içeriğinden anlaşıldığı üzere hazineye ait olduğu sanılan yerin parasının ödenmediği, davalı tarafın ödeme iddiasına ilişkin olarak davacı tarafa yemin teklifinde de bulunmadığı için davalının ödeme olgusunun kabul edilmediği, hazineye ait olduğu sanılan toplam 1038,18 m² yerin de davalıya satıldığı ve parasının davacılara ödenmediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davacıların tapu iptal tescil davasının reddine, terditli olarak ileri sürülen alacak davasının kısmen kabulü ile toplam 1.386.578,20 TL alacağın 23.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara (taşınmazın, davacılar tarafından davalıya satışı anındaki davacıların mevcut hisseleri oranında ve aynı zamanda Muris...'dan intikal gelen hisse bakımından da satıştan sonraki murisleri ....'a ait Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/477 esas sayılı, 2016/379 karar sayılı hasımlı mirasçılık belgesine göre kendilerine intikal eden miras paylarına oranında ) verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvurusunda; ön sözleşmenin geçerliliğinin kalmadığını, taşınmaza ilişkin tapu kayıtları incelendiğinde hiçbir kesitte ön sözleşmede belirtildiği üzere 1040 m2 diye ayırt ve tespit edilebilen hazine payı veya münhasıran 1040 m2 lik bir bölüm üzerine konulmuş hazine şerhi bulunmadığını, davacıların tümünün aleni tapu kayıtlarını basit bir şekilde incelemek suretiyle nerede ne kadar metrekare taşınmaza sahip olduklarını anlayabilecek durumda olduklarını, taşınmazın bir kısmının hazineye ait olduğunun fark edilmesi üzerine satış işleminden vazgeçildiğini, bunun üzerine davacı ... tarafından söz konusu şerhlerin kolaylıkla kaldırılabileceğinin söylendiğini ve taşınmazı satın almaya ikna edilmeye çalışıldığını, şerhlerden dolayı mevcut olan risk nedeniyle daha düşük bir fiyat ile taşınmazın alabileceğinin belirtmesi üzerine de tüm aile adına hareket ettiğini iddia eden ... ile yapılan pazarlık sonucunda taşınmazın satışında anlaşıldığını, taşınmazın tamamı için 6.212.275,60 TL ödenerek taşınmazın satın alındığını, Mahkemece hatalı bir değerlendirme yapılarak sanki m2 si 1580 TL'den taşınmazın tamamı için anlaşmaya varılmış gibi hatalı bir hüküm kurulduğunu, bedel belirlenirken ön sözleşmeye göre taşınmazın 3981,82 m2 si için belirlenen bedel taşınmazın tamamı için geçerli olacak şekilde satışın gerçekleştirildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; satış sözleşmesine konu 3 ve 9 parsel nolu taşınmazlar toplamının (1731+3239) 4970 metrekare olduğu, her iki taşınmazdaki ...'nın hissesi üzerinde “zuhur eden 7340 m2 fazlalık hazineye aittir” ayrıca 9 nolu parselde tümünü kapsar şekilde zuhur eden “2132 m2 fazlalık hazineye aittir” şeklinde şerh bulunduğu, diğer kayıt maliklerini de temsilen hissedarlardan ....ve davalı tarafın devir işleminden önce bir araya gelerek satış şartları hususunda adi yazılı bir sözleşme yaptıkları, akabinde tapuda yapılan satış sözleşmesinde dava dışı hissedarlar ..ve ...'nin de sözleşmeye katıldıkları, bahse konu adi yazılı sözleşmenin ... tarafından tüm kayıt maliklerini temsilen imzalandığı, sözleşme ile iki adet taşınmazın 3932 m2 lik kısmının metrekare satış bedelinin 1.580 TL olarak kararlaştırıldığı, Milli Emlak'a ait olduğu zannedilen 1040 metrekarelik kısmı için ise Hazineden metrekare alım bedelinin 1.200 TL olduğu, aradaki farkın şirket tarafından 395.200 TL olarak kayıt maliklerine ödeneceği, alım bedeli 1.200 TL’den fazla çıkar ise meblağın ona göre düşülerek verileceği, 1.200 TL’den daha düşük ise meblağın aynı şekilde ödeneceği hususlarının kararlaştırıldığı, satış suretiyle tapuda yapılan devir işleminden sonra taşınmazlar üzerindeki şerhten kaynaklı Hazinenin herhangi bir hakkı olmadığının anlaşılması nedeniyle, bu şerhlerin bedelsiz olarak terkin edildiğinin görüldüğü, dava konusu fazlalığın hazineye aittir şerhinden dolayı hesap edilen 1038.18 metrekarelik kısmın tamamının bedelinin muris ....tarafından ödendiği, 1038.18 m2 de .... ve ....'a ait hisselerin bulunmadığının anlaşıldığı, dava konusu taşınmazların yüz ölçümlerinin toplamda 4970 m2 olup her bir m2 sinin 1.580 TL'den satışının gerçekleştiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı nazara alındığında taşınmazların toplam değerlerinin 7.852.600 TL ettiği, bu bedelden ödenen 6.212.275,60 TL'nin mahsubuyla bakiye kalan 1.640.324,40 TL'nin dava konusu fazlalığın hazineye aittir şerhinden dolayı hesap edilen 1038.18 metrekarelik kısma ilişkin olduğunun anlaşıldığı, ancak bu bedelin ödendiğinin ispatlanamadığı saptanarak yazılı şekilde karar verilmiş olması nedeniyle davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hata nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesi "Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz.” şeklindedir.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, taraflar arasındaki ücret sözleşmesine göre karar verildiği, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacıların sözleşme yapılırken taşınmazların üzerinde bulunan ve hazineye ait olduğu zannedilen şerh konusundaki yanılmalarının esaslı olduğu anlaşıldığından, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.