"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/737 E., 2022/1184 K.
DAVA TARİHİ : 13.09.2017
KARAR : Asıl ve birleşen davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/79 E., 2021/552 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil - alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat Hamide Çolakoğlu ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; müvekkili ile davalının kardeş olduğunu, uzun yıllar iş ortaklığı yaptıklarını, bu ortaklık nedeniyle çeşitli bankalarda müşterek ve münferit hesaplar açılarak bir mülk alınması gerektiğinde bu hesaplardan çekilen paranın kullanıldığını, ortak hesaptan çekilen para ile mülk alınıp yatırım aracı olarak kullanılmasının kardeşler arasında mutad hale geldiğini, ortak hesaptan kullanılan paralar ile ilgili olarak geriye dönük olarak 10 yıl boyunca güncel ve günlük kasa defterleri tutulduğunu, davalının ortaklığa ait HSBC Bankasında bulunan ortak hesaptan 15.03.2013 tarihinde 105.000 TL para çekerek İstanbul, Bakırköy, Kartaltepe Mah., 936 ada, 455 parselde bulunan zemin kat 14 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını, ortaklık gereğince müvekkilinin taşınmazda 1/2 oranında pay sahibi olduğunu ancak davalının bu mülkün 1/2 payını müvekkili adına tescilden kaçındığını ileri sürerek, taşınmazın 1/2 payının iptali ile müvekkili adına tesciline, mümkün olmaması durumunda rayiç bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleşen Bakırköy 6.Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/441 E. sayılı dava dosyasında davacı vekili; davalının ortaklığa ait HSBC bankasında bulunan ortak hesaptan para çekerek İstanbul, Bakırköy, Kartaltepe Mah., 432 ada, 6 parselde bulunan 30/408 arsa paylı 2. kat 8 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını, ortaklık gereğince müvekkilinin taşınmazda 1/2 oranında pay sahibi olduğunu ileri sürerek, taşınmazın 1/2 payının iptali ile müvekkili adına tesciline, mümkün olmaması durumunda rayiç bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; tarafların müşterek birçok taşınmazları olduğunu ancak dava konusu taşınmazı davacının da bilgisi dahilinde bizzat satın alarak kendi adına tescil ettirdiğini, ortak olan taşınmazlardan payına düşen kira gelirlerini dilediği gibi tasarruf etme hakkına sahip olduğunu, ortak hesap olarak açılan banka hesaplarından davacının daha fazla para çektiğini, davacı tarafın şahsına ait tek başına malik olduğu bir çok taşınmaz bulunduğunu, taşınmazın 2013 yılında alınması nedeniyle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dosyaya sunulan kasa defteri fotokopisini delil olarak kabul etmediklerini, ortak hesaplardaki son 5 yıllık kayıtlar celp edildiğinde davacının daha fazla ortak hesaptan para çektiğinin görüleceğini, hesaplar incelendiğinde alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, buna ilişkin her türlü dava ve talep haklarını saklı tuttuğunu savunarak, davanın reddini karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, hesap ortaklığı bakımından ise talebin hesap ortaklığından kaynaklanmadığı, farklı taşınmazlara ilişkin Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyada ileri sürülen belgenin süresinde usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği, ilgili dosyada davalı ...' in takvim yaprağı şeklinde belgedeki imzayı kabul etmediği, yazıyı birlikte yazdıklarını kabul ettiğini ancak belge içeriğinden de taşınmazların taraflarca yarı yarıya satın alındığına ilişkin davalının açıkça ikrarını içeren bir ifade yer almadığı, taşınmazların güvene dayalı olarak kardeşlerden birinin üzerine tescil edildiğinden bahisle ileri sürülen tapu iptal ve tescil talebinin inançlı işlem hukuksal nedenine dayandığı, inançlı işleme dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında davacının yazılı ispat vasıtası getiremediğinden dinlenen tanık beyanlarının da iddianın ispatı için yeterli olmadığı, hangi taşınmaza ilişkin olduğu anlaşılamayan kasa defteri notu ile ortak hesaptan çekilen ve nereye harcandığı tespit edilemeyen tutarların davacının iddialarını ispat için yeterli olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece, davalının imzasının bulunduğu kasa defterleri ve tanık deliline dayanılmış olmasına rağmen bu delillerin usulüne uygun ibraz edilmediği gerekçesiyle davaların ayrı ayrı reddedildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için delillerin süresinde ibraz edilmediği kabul edilse bile, delil olarak dayanılan Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/99 E. sayılı dosyasında 26.11.2019 tarihinde davalının "takvim yaprağındaki imzalar bana ait değildir, davacı kardeşim ile birlikte yazmıştık" beyanında bulunduğunu, bu beyanın tevilli ikrar mahiyetinde olduğunu ve eldeki dava tarihi olan 13.09.2017 tarihinden sonra ortaya çıktığını, hüküm aşamasında dikkate alınması gerektiğini, Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/99 E. sayılı dosyasında işbu davanın davalısı ... adına tescilli olan İstanbul İli, Bahçelievler İlçesi, Kartaltepe Mah., 53 pafta, 432 ada, 6 parselde bulunan bodrum kat 1 numaralı bağımsız bölümün ½ hisse tapu kaydının iptali ile müvekkil adına tescilinin talep edildiğini ve inançlı işleme dayanıldığını, gayrimenkullerin tescil edilmesi sırasında, bazı durumlarda taraflardan (kardeşlerden) birinin hazır olamadığı durumlarda hazır olan tarafa duyulan güven ile ve daha sonra tapuda gerekli değişikliğin yapılacağı inancı ile gayrimenkulün tamamının hazır bulunan taraf adına tescil edildiğini, gayrimenkullerin ortak olduğuna dair davalı imzasını ve ikrarını içeren belgelerin halen Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/99 E. sayılı dosyası ile mahkeme kasasında bulunduğunu, tarafların ortak malik olduğu gayrimenkuller hakkında Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/2637 E. sayılı dosya ile ortaklığın giderilmesi davası görüldüğünü, bahse konu dosya incelendiğinde, tarafların sürekli olarak ½ hisse ile ortak mülkiyet edindikleri ve bu mal varlıklarının kira bedellerinden eşit oranda yararlandıklarının anlaşılacağını, Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/577 E. sayılı dosyasında, işbu davanın davalı tarafı ...'in aynı gerekçelerle ve fakat farklı bir gayrimenkul için tapu iptal tescil talebinde bulunduğunu ve söz konu davanın davalısı lehine sonuçlandığını ancak temyiz incelemesinin devam ettiğini, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanları da uyuşmazlığın çözümü bakımından dava ve birleşen davadaki iddialarını ispatlar nitelikte olmasına rağmen yerel mahkeme gerekçesinde değerlendirme konusu dahi yapılmadığını ileri sürerek, usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğinde taraflar arasındaki iş ortaklığına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı, tarafların kardeş olmaları nedeniyle dava konusu iddiaların ispatı noktasında senetle ispat kuralının istisnası olarak tanık deliline başvurulmasının yasal olarak mümkün olduğu, dinlenen tanık ve taraf beyanlarına göre; davacı ve davalının yatırım maksadıyla taşınmaz satın aldıkları, söz konusu taşınmazların bazen ortak mülkiyet olarak taraflar adına müştereken, bazen de sadece birisi adına tescil edildiği, dava konusu taşınmazların sadece davalı adına kayıtlı olup davacı bu taşınmazlar üzerinde de ortak mülkiyetin bulunduğunu beyan etmekte, davalı ise dava konusu taşınmazların ortaklığa dahil olmadığını savunduğu, beyanına başvurulan davacı tanıkları davacı lehine, davalı tanıkları ise davalı lehine beyanda bulunduğu, delil olarak dayanılan ortaklığın giderilmesi ve tapu iptali davası dosyası içerikleri gözetildiğinde, davacının bu davanın konusunu oluşturmayan başka bir taşınmaz hakkında davalı aleyhine Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı davada, söz konusu taşınmaz bedelinin bir kısmının dava konusu ortak hesaptan, bir kısmın kendi şahsi hesabından gönderilmesine rağmen taşınmazın tamamının davalı adına kaydedildiğinden bahisle tapu kaydının kısmen iptali ile 1/2 şer oranda taraflar adına tescilini talep ettiği, Sulh Hukuk Mahkemesindeki davada ise ortak mülkiyet konusu dava dışı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın genel hükümlere göre giderilmesinin talep edildiği, adi ortaklık iddiasına yer verilmediği gibi adi ortaklığın tasfiyesi yoluna da baş vurulmadığının tespit edildiği, dosya kapsamına göre, taraflar arasında ortaklaşa taşınmaz satın alınması, bundan gelir elde edilecek kar ve zararın paylaşılması yönünde yazılı veya sözlü olarak kurulmuş bir adi ortaklık ilişkisinin varlığının ispatlanamadığı, tarafların ortak hesaplarınının bulunması zaman zaman bu hesaptan çekilen paralarla taşınmaz edinilmesi, ortak hesaptan çekilen parayla alınan her taşınmazın ortak mülkiyete konu olacağı şeklinde yorumlanamayacağı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmistir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflara ait ortak hesaptan çekilen para ile satın alındığı iddiasına dayalı tapu iptali tescil olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesinde; "(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya
ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni
karinenin aksini ispat edebilir." şeklinde düzenleme yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, yukarıda verilen hukuk kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklık ilişkin kaynaklanmadığının taraf beyanları ve dosya kapsamı ile sabit olduğu, davacı tarafça sunulan belgelerin ispat için yeterli olmadığının anlaşılmasına göre de, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararı bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.