Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4707 E. 2023/968 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından vekil tayin edilen avukatın, davadan feragat edilmesi nedeniyle vekalet ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının davacı avukata feragat beyanı yönünde talimat vermesi suretiyle işin sonuçlandığı ve davalının dava dışı başka birini vekil tayin ettiği, onun da vekaletnamedeki tevkil yetkisine dayanarak davacı avukatı vekil tayin ettiği ve vekalet ücretine hak kazandığı gözetilerek, davalının temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/3234 E., 2022/793 K.

DAVA TARİHİ : 28.06.2018

KARAR : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/310 E., 2019/188 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalının avukatı olarak İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2009/514 E. sayılı dosyadaki ön alım davasını özenle takip ettiğini, davanın temyiz aşamasındayken davalıyla o davadaki hasmı olan tarafın Kartal 5. Noterliğinde 23.01.2015 gün 1870 yevmiyeyle tasdik edilen sözleşme kapsamında sulh olması üzerine, yine davalı tarafından verilen iş talimatı üzerine davadan feragat edildiğini, Yargıtay'dan gelen dosyanın tetkikinde kendisinden habersiz olarak davalı tarafından Av. ... 'yı vekil tayin eden vekaletname bulunduğunun görülmesi üzerine, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 172/3 üncü maddesi gereğince muvafakatinin bulunmadığı beyanı ile görevinin sona erdiğinin 08.05.2015 tarihli dilekçeyle mahkemeye bildirildiğini, davalının ücret ödeme borcunu yerine getirmediğini, davalı ile arasında ücret sözleşmesi bulunmadığını beyanla, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca belirlenecek ücretleri kapsamında şimdilik 25.000 TL'nin 08.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı, davacıya verdiği vekaletname bulunmadığını, 14.09.2009 tarihinde Kadıköy 1. Noterliğinde 15818 yevmiyeyle ...'na vekalet verdiğini, adı geçenin de bu vekaletnameye istinaden aynı gün Kartal 2. Noterliğinde 25919 yevmiyeyle davacıyı vekil tayin ettiğini, 14.09.2009 tarihinde vekaletname verirken davacıya tevkilen vekalet verileceğini bilmediği gibi onayı da bulunmadığını, Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/509 E. sayılı dosyasında da karşı taraf vekili sıfatı olması sebebiyle menfaat çatışması yaşandığından, davacıya vekalet verilmesi konusunda istek ve iradesi bulunmadığını, nitekim ilerleyen aşamalarda aynı vekalete dayalı olarak Av. ...'a 04.06.2013, Av. ...'a 27.05.2013 tarihinde davacının müvekkili ...'nun vekalet verdiğini, davacının menfaat çatışması olan kişiler arasındaki davaya girmekte sakınca görmediğini, şufa davasına konu taşınmazların geçirdiği aşamalar, davalar, anlaşma süreci, avukatlık ücretleri konusunda daima davacının uzun yıllardır avukatlığını yaptığı ...'yla muhatap olduğunu; şufa davasının açılış süreci, vekalet ücretlerinin kimin tarafından ödeneceği, anlaşma sırasında tüm davalar için ödenecek vekalet ücretlerinin delil listesinde yer alan 23.01.2015 tarihli tutanak başlıklı belgede yer alan ödemeye ilişkin konularda doğrudan bu işleri takip eden ve tüm aşamalarda hazır bulunan Av. ...'nin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, şufa davasını açarken ...'yla davacının anlaştığını ve onun tarafından ücretin ödeneceğinde mutabakata varıldığını, 20 yıllık süre sonunda diğer hissedarlarla birlikte bir yükleniciyle anlaşmaya vardıklarını ve sulh olduğunu; davacının da bu sulh ve protokollere eşlik ettiğini, A'dan Z'ye her şeyi bildiğini, sulh sözleşmesinin her aşamasında bulunduğunu, yüklenici firma olan Kiler GYO Yapı A.Ş.'nin faaliyet gösterdiği yerlerde görüşmelerin gerçekleştiğini, bu konuda pek çok tanık bulunduğunu, esasen 23.01.2015 tarihli belgeden de çok açıkça görüleceği üzere davacının kendi müvekkili olan ...'nun doğmuş ve doğacak vekalet ücretini ödeyeceğini bildiğini, buna rağmen huzurdaki davayı açtığını, davacının 08.05.2015 tarihinde dosyayı incelediğinde kendisinden habersiz bir başka avukatın vekaleti bulunduğunu görmesi üzerine muvafakati bulunmadığını beyan ederek avukatlık görevini sona erdirdiğini bildirdiği yönünde dava dilekçesinde anlatım bulunduğunu, oysa davacının daha evvel Av. ... ve Av....'a verilen vekaletname ve onlar tarafından düzenlenen dilekçeleri görmesine ve ses çıkarmamasına rağmen, 23.01.2015 tarihinde davadan feragat ederek teminat mektubunun iadesini istemesi, 06.04.2015 tarihinde mahkemeye vekil aracılığıyla ... tarafından sunulan dilekçeyle ...'yla hiçbir ilişkisi olmadığına dair dilekçesini görmemesinin mümkün olmadığını, 08.05.2015 tarihinde öğrendiğini söyleyerek doğru davranmadığını, vekili olan ...'nu azlettiğini, işe başlarken ücretin peşin alınması esasının cari olduğunu, davacıyla değil vekalet ücreti sözleşmesi imzalamak ne yazılı ne de sözlü beyanı bulunduğunu, 2009 yılından itibaren hiçbir bedel ve masraf almadan davanın takibinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 23.01.2015 tarihli tutanak kapsamına nazaran sorumluluğun ...'nda olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli ve 2018/310 E. ve 2019/188 K. sayılı kararıyla; alınan raporlar ve takip edilen dosyaya göre ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 20.000 TL akdi vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile, 666.437,50 TL akdi vekalet ücretinin ıslah tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; 5.000 TL karşı taraf vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile, 126.493,75 TL karşı taraf vekalet ücretinin ise ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 08.05.2015 tarihinden itibaren yasal faiz talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; asıl davaya ilişkin vekalet ücretinin hesaplanmasında Avukatlık Kanunu 164 üncü maddesi gereğince davayı kazanma şansı ve neticesi gerçekleşmediğinden bir ücretin davacı bakımından doğmasının mümkün olmadığını, karşı taraf vekalet ücreti yönünden ise belirtilen davada davalının davasını kaybettiğini, davanın feragatle sonuçlandığını, davacının bu durumu bildiğini, hasım taraf vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiğini, vekalet ücretine ilişkin alacakların dava dışı ...'nun üstlendiğine ilişkin dosyaya belge ibraz ettiklerini, tanık dinletme ve Halkbank dekontunun istenmesi taleplerinin reddinin doğru olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2022 tarihli ve 2019/3234 E., 2022/793 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ilişkine dayalı akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" kenar başlıklı 164 üncü maddesi şöyledir:

"Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.

Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.

İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.

Avukatlık asgari ücret tarifesi altında vekalet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir. Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.

Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez."

2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "İşi sonuna kadar takip etme zorunluluğu ve başkasını tevkil" kenar başlıklı 171 inci maddesi şöyledir:

"Avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.

Avukata verilen vekaletnamede başkasını tevkile yetki tanınmış ise, yazılı sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça, işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir. Vekaletnamede, bunun düzenlendiği tarihten sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekalete ve başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukat, bu tarihten sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir.

İkinci fıkradaki hallerde, avukatın müvekkile karşı sorumluluğu devam eder. Birlikte takibettiği veya işi tamamen devrettiği avukatların kusurlarından ve meydana getirdikleri zarardan dolayı müvekkile karşı hem şahsen hem de diğer avukatla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Şu kadar ki, bu hüküm, 12 nci maddede yazılı bir iş sebebiyle başka bir yerde çalışmak zorunluğunda olduğu için işi tamamen başkasına devreden avukatlar hakkında uygulanmaz.

Avukat tarafından işe başka avukatlar teşrik edilmiş ise, avukat bundan dolayı ayrı bir ücret istiyemiyeceği gibi, işi birlikte takip eden avukat da müvekkilden herhangi bir ücret istiyemez. İş tamamen başka bir avukata bırakılmış ise, tevkil eden ve tevkil olunan avukatlar ücret sözleşmesindeki miktarı aşmamak şartiyle, harcadıkları mesaiye karşılık olan ücreti müvekkilden istiyebilirler. Ancak, tevkil eden avukat müvekkilden peşin ücret almışsa, harcadığı mesaiye karşılık olan miktarın fazlasını tevkil ettiği avukata ödemekle yükümlüdür."

3. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "İş sahibinin işi başka bir avukata vermesi" kenar başlıklı 172 nci maddesi şöyledir:

"İş sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir.

İş sahibi, ilk avukatın muvafakatını kendisine tevdi veya tebliğ edilecek bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek talep eder. Avukat bu süre içinde cevap vermemişse muvafakat etmiş sayılır.

İlk avukatın muvafakat etmemesi halinde, vekalet akdi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, muvafakat etmiyen avukata ücretin tamamını ödemekle yükümlüdür.

İlk avukatın muvafakatı ile işin başka avukatlar tarafından da takibi halinde iş sahibi, ilk avukatın ücretinden kısıntı yapamaz. Bu halde avukatların müvekkile karşı sorumluluğu konusunda 171 inci maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır."

4. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatın işi takipten vazgeçmesi, azli ve ücretin gününde ödenmemesi" kenar başlıklı 174 üncü maddesi şöyledir:

"Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.

Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.

Anlaşmaya göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk iş sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır."

3. Değerlendirme

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 512/1 inci maddesine göre, vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir işlemdir. Ancak istifa haksız ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanunu'nda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunu’ndaki aynı konuya ilişkin düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de Avukatlık Kanunu'nun 174/1 inci maddesinde “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” hükmü mevcut olup, bu hükümle vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır.

2. Avukatlık Kanunu'nun 171/1 inci maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 nci maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. Ancak, haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere davalının davacı avukata feragat beyanı yönünde talimat vermesi suretiyle iş sonuçlandığından ve davalının dava dışı ...'nu vekil tayin ettiği ve onun da vekaletnamedeki tevkil yetkisine dayanarak davacı avukatı vekil tayin ettiği ve vekalet ücretine hak kazandığının anlaşılmasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince verilen 06.04.2022 tarihli ve 2019/3234 E., 2022/793 K. sayılı kararın ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.