"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 46. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirket ile arasında 16.03.2011 tarihli Avukatlık sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkili ... Bilgisayar ve Eğitim Hiz. San. Tic. A.Ş ile ... grubundan ... Tim Eğitim Danışmanlık Ltd. Şti, ... Ltd.Şti, Edu Ltd. Şti, ..., ... arasında 2006 yılının Ağustos ayı içinde imzalanmış sözleşmeden kaynaklanan ihtilaf ile alakalı olarak görev icra etmesinin kararlaştırıldığını, İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/924 E. sayılı dosyasının tek bir davadan veya süreçten oluşmadığını, ortada kompleks bir çalışmanın söz konusu olduğunu, dosya karara çıktıktan sonra sulh ve icra takip yetkisinin elinden alındığını, hak etmiş olduğu sözleşmesel ve yasal vekalet ücretleri konusunda davalı şirketin sorunlar ortaya çıkardığını, güven ilişkisini temelinden sarsan davranışlar sonucu 16.03.2011 tarihli avukatlık sözleşmesinin tarafınca haklı nedenle 12.10.2015 tarihinde feshedildiğini belirterek, sözleşmenin haklı nedenle tarafınca feshi nedeni ile şimdilik 114.730,80 TL'nin 12.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ve KDV'si ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13/11/2017 tarihli ıslah dilekçesi talebini 459.261,64 TL'ye çıkartmıştır.
Davalı şirket vekili, davacının sulh yetkisi ve icra takip yetkisinin elinden alınmadığını, taraflarınca uzlaşma girişimlerinin değerlendirildiği sırada davacının avukatlık sözleşmesine aykırı ve fahiş olarak hesap ettiği avukatlık ücretini şirketlerinden talep ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız olarak feshedip, güven ilişkisini zedeleyenin davacı avukat olduğunu, tüm davalar ve/veya icra takipleri için tek bir ücret belirlendiğini, başarıya bağlı olarak tüm davalar ve icra takipleri için kazanılan veya kazandırılan bedelin %10+ KDV’si oranında vekalet ücreti olarak düzenlendiğini, davacının hükmedilen alacak üzerinden %10'a denk gelen 289.872 TL + KDV haricinde başkaca bir ücret talep etmemesi gerekir iken kendi beyanlarından anlaşılacağı üzere fahiş ücret talep ettiğini, taleplerinin kabul görmemesi üzerine işin takibini durdurduğunu, sonrasında anlaşmazlık ortamı yaratarak sözleşmeyi feshettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde icra takibinin özel yazılı talimata tabi olduğunun düzenlendiği, davalı tarafça ilamın icraya konulması yönünde talimatın bulunduğunun kanıtlanamadığı, dolayısıyla icra yetkisinin kaldırıldığı sebebinin de yerinde olmadığı, istifanın haksız olduğunu belirtmelerine rağmen, kanunda vekilin istifası halinin müvekkiline zarar vermemesi halinde ücrete hak kazanıp kazanmadığı yönünde bir düzenleme olmadığı, ancak verilmemesi halinde vekalet verenin karşılıksız hizmetten istifade edeceği bunun hak ve nesafetle bağdaşmayacağından bahisle ücrete hak kazanacağı yönünde görüş bildirildiği, karşılıklı çekilen ihtarnameler ile davacı avukatın istifası sonrası taraflar arasında tutulan 05.10.2015 tarihli tutanak içeriğinden vekalet ücretinin miktarına ilişkin taraflar arasında bir "görüşme" olduğu, davalı tarafça davacıya "vekalet ücreti" ödeme teklifinde bulunulduğu, taraflarca vekalet ücreti hesabına ilişkin pazarlık sürecine girişilmesinin somut ihtilaf açısından, adalet düşüncesi, hak ve nesafet kurallarına göre davalı tarafça haksız istifa savunmasından dönüldüğü anlamında yorumlanması gerektiği, açılan davacın emek ve çalışmaları ile başlatılan dava sürecinin davalının lehine sonuçlandığı bir aşamada davadan feragat edilmesini gerektirir bir durum olmamasına rağmen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın feragat nedeniyle red ile sonuçlanmasının işbu dosya davalısı ile haricen anlaşma sağlandığı yönünde kanaat oluşturduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 448.134,99 TL'nin 442.138,86 TL'lik kısmına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.996,13 TL'lik faiz alacağı yönünden bu miktara faiz uygulanmaksızın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı avukat eldeki dava ile, davalı müvekkil şirket tarafından "Sulh Yetkisinin Elinden Alınması" ve "İlamın İcraya Konulmasının Engellendiği" yönündeki gerekçeleri ile vekil sıfatıyla takip etmekte olduğu davalardan haklı olarak istifa ettiğini, haklı istifası nedeniyle de gerek taraflar arasında akdedilen Avukatlık Sözleşmesi uyarınca kararlaştırılan ücretin gerekse de işin sonunda karşı taraftan alacağı ücretin tam olarak ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenip her iki tarafça imza altına alınan 16.03.2011 tarihli "Avukatlık Sözleşmesi" incelendiğinde; Av. ... ile ... Bilgisayar ve Eğitim Hiz. San. ve Tic. A.Ş. arasında yapıldığı, Avukatın müvekkili şirket ile ... Şirketleri ve hissedarları olan, ... Eğitim Danışmanlık ve Tic. Ltd. Şti., ... Uluslarası Dil Eğitim Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti., Edu Time Eğitim Hizmetleri Tic. Ve Ltd. Şti., ..., ... arasında 2008 yılının 8. ayı içerisinde imzalanmış tarihli sözleşme ve ... ve ... tarafından açılmış olan Şişli 1. İcra Müdürlüğünün 2011/4442 E. Sayılı dosyasına konu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin açılacak olan davaların ve icra takiplerinin yapılacağı; işin başında, net 35.000-TL+KDV vekalet ücretine hak kazanacağı, söz konusu bu bedelinin ilkinin işbu sözleşmenin imzası ile birlikte olmak şartı ile takip eden 3 ay içinde 4 eşit taksitle ödenebileceği; uyuşmazlığın açılacak olan davanın ilk celsesinden önce sulh ile çözülmesi durumunda işin başında alınan ücretten ayrı olarak net 26.250-TL+KDV vekalet ücretine hak kazanacağı, uyuşmazlığın açılacak olan davanın ilk celsesi ile ilk bilirkişi incelemesi aşamasına kadar sulh ile çözülmesi durumunda, işin başında alınan ücretten ayrı olacak şekilde net 52.500-TL vekalet ücretine hak kazanacağı; taraflarınca açılacak davalar ve/veya icra takipleri ile müvekkile açılan dava ve/veya dava ve/veya icra takiplerinde kazanılan ve/veya kazandırılan bedelin net %10+KDV'si oranında işin başında alınan ücretten ayrı olacak şekilde vekalet olarak hak kazanacağı; Avukata bir işin veya bir dava ve icra takibinin intikalinden sonra belirtilen nedenlerle müvekkil tarafından durdurulması veya ortadan kaldırılmasının talep edilmesi halinde veya avukata işi, davayı veya icra takibini takip imkanının verilmemesi halinde hak ettiği ücretin tamamının ödeneceği, avukat tarafından işin durdurulması durumunda avukatın hiçbir ücrete hak kazanamayacağı, avukatın müvekkil tarafından haklı feshi halinde avukata ücret ödenmeyeceği, işbu madde hükmünün ise avukata yazılı talimat ile verilen hukuki çalışmalar için geçerli olacağı belirtilmiştir.
....Noterliğinde düzenlenen 26.08.2015 tarih, 25022 yevmiye nolu "Bildirim" başlıklı ihtarı incelenecek olursa; Keşideci .... A.Ş., Av. ...'a, takip ettiği İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/924E.-2015/555K. sayılı dosyasının mahkeme ilamının şirket çalışan olan avukatlar tarafından infaz ettirileceğinden icra takibi başlatmamasını rica ettikleri görülmüştür.
.... Noterliğinde düzenlenen 21.09.2015 tarih, 27132 yevmiye nolu ihtarname incelenecek olursa; Keşideci .... A.Ş., Av. ...'a, taraflar arasında yapılmış Avukatlık Sözleşmesi hükümlerine göre işbu mahkeme kararının icraya verilmesinin müvekkilin takdirine bırakıldığının açık olduğu, bu nedenle mahkeme kararının muhatap avukat tarafından icraya konulmaması yönünde karar alındığı ve bu hususta gerekli bildirimlerin yapıldığı, muhatabın takip etmiş olduğu dava sonucunda şirket lehine 2.898.720 TL'ye hükmedildiği, karşı tarafın açtığı 30.000 TL bedelli davanın reddedildiği, mahkeme kararının kesinleşmesi halinde şirket lehine kazanılan ve kazandırılan tutar toplamının 2.928.720 TL olacağı, bu bedelin %10'u olan 292.872 TL'lik sözleşmesel vekalet ücretinin 1136 Sayılı Avukatlık Yasasının 164/4 hükmü uyarınca kararın kesinleşmesi sonrasında tarafına ödeneceği, kanuni vekalet ücretlerinin ise mahkeme ilamında belirtildiği, ayrıca muhatabın da sulh yetkisinin elinde alınması gibi bir durumun söz konusu olmadığı ihtaren bildirilmiştir.
.... Noterliğinde düzenlenen 05.10.2015 tarihli "Düzenleme Şeklinde Tutanak"ta; 05.10.2015 tarihinde saat 15.00'da ... ve vekili ile ... şirketi yetkilisi ve şirket avukatı arasında toplantı yapıldığı, toplantının 16.00'da sona erdiği tutanak altına alınmıştır. "05.10.2015 tarihli ... Şirketi Toplantı Tutanağı"nda ise; toplantının konusunun, Av. ... tarafından takibi yapılan İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/924 E.-2015/555 K. Sayılı dosyası ile ilgili karşı tarafla yapılacak sulh görüşmesi olduğu, sonuç olarak toplantıda vekalet ücreti konusunda görüş birliği sağlanamadığından şirket tarafından avukata ücret teklifinde bulunulmasına karar verildiği, tarafların anlaşamaması halinde ise Av....'ın sözleşmeyi feshedeceğini bildirdiği görülmüştür.
Davacı Av. ... vekili tarafından avukatlık sözleşmesinin feshedildiğine dair davalı şirkete çekilen .... Noterliğinde düzenlenen 12.10.2015 tarihli 28453 yevmiye numaralı ihtarnamesinde; "Müvekkil-vekil arasında olması gereken güven ilişkisini sarsan davranışlarınıza rağmen, müvekkilimiz tarafından iyiniyet ve yıllardır devam eden müvekkil-vekil ilişkisi çerçevesinde atılan tüm olumlu adımlara, uzlaşmacı yaklaşıma rağmen, tarafınızca müvekkilimin işini takip imkanını elinden almış olduğunuz için hiç istemeyerek de olsa tutarsız, haksız, tavır, tutum ve davranışlarınız sebebi ile müvekkilimizle aranızda olan avukatlık sözleşmesini Avukatlık Kanunu ve sair mevzuat çerçevesinde haklı olarak fesih ettiğimizi ihbar ederiz." diyerek aralarında imzalanan avukatlık sözleşmesini haklı nedenle feshettiklerini bildirmişlerdir.
İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.06.2019 günlü, 2018/812 E.-2019/543 K. sayılı dosyası incelenecek olursa; asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, birleşen davada karşı davanın reddine dair karar verildiği, taraf vekilleri tarafından feragat edilmesi üzerine asıl ve birleşen davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin 06.04.2021 günlü ek kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine hükmün 29.04.2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Somut olayda taraflar arasındaki avukatlık ücret sözleşmesine konu ücret görüşmesi 05.10.2015 tarihinde yapılmış, davalı avukat ise 12.10.2015 tarihinde istifa etmiştir. Davacı haklı istifası nedeniyle taraflar arasında akdedilen Avukatlık Sözleşmesi uyarınca kararlaştırılan vekalet ücretinin ödenmesini talep etmiş, Mahkemece; davacı avukatın istifası sonrası taraflar arasında tutulan 05.10.2015 tarihli tutanak içeriğinden vekalet ücretinin miktarına ilişkin taraflar arasında bir "görüşme" olduğu, davalı tarafça davacıya "vekalet ücreti" ödeme teklifinde bulunulduğu, taraflarca vekalet ücreti hesabına ilişkin pazarlık sürecine girişilmesinin somut ihtilaf açısından, adalet düşüncesi, hak ve nesafet kurallarına göre davalı tarafça haksız istifa savunmasından dönüldüğü anlamında yorumlanması gerektiği, davacının emek ve çalışmaları ile başlatılan dava sürecinin davalının lehine sonuçlandığı bir aşamada davadan feragat edilmesini gerektirir bir durum olmamasına rağmen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın feragat nedeniyle red ile sonuçlanmasının işbu dosya davalısı ile haricen anlaşma sağlandığı yönünde kanaat oluşturduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince davacı avukatın istifasının (dosya kapsamına uygun olarak) haksız olduğu değerlendirilmiş ancak davacının talep ve iddiasının dışına çıkılarak yanlış ve yanılgılı olarak davacının istifasından önce yapılan görüşme tutanağı sanki istifadan sonra yapılmış vekalet ücreti konusundaki sulh görüşmesi gibi değerlendirilmiştir.
Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” hükmü mevcuttur. Haksız istifa halinde davacı avukat, sadece istifa tarihi itibariyle tamamlanmış işlerden dolayı vekalet ücretine hak kazanır.
Mahkemece istifanın haksız olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, sonuç olarak istifa haksız olduğu için davacı avukat, sadece istifa tarihi itibariyle kesinleşmiş olan dosyalar nedeniyle vekalet ücretine hak kazanabilecek olup, istifa tarihi itibariyle davacı tarafından takip edilen ücret sözleşmesine konu dosya henüz kesinleşmediğinden davacının ücret alacağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 07/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.