"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/580 E., 2022/1599 K.
DAVA TARİHİ : 20.10.2014
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/282 E., 2019/397 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun kabulüne, yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ....'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi heyetçe zorunlu görüldüğünden Yargıtay Kanunu'nun 24 üncü maddesinin birinci fıkrası ve yargıtay İç Yönetmeliği'nin 21 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince görüşmenin 21.06.2023 tarihine bırakılması uygun görülerek Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 02.01.2013 tarihinde dava dışı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile belirsiz süreli iş akdiyle aylık 3.000,00 TL net maaş üzerinden sözleşme imzalandığını, bu şirket tarafından da SGK bildirimi yapılarak maaş ödemelerinin bu şirket tarafından gerçekleştirildiğini, hizmet yeri olarak da davalı MAN Financial Services Tüketici Finansmanı A.Ş.'de avukatlık hizmeti vermek üzere işe başladığını ve hizmetini bu şirkette avukat olarak sürdürdüğünü, bu şirket tarafından vekalet verildiğini, davalı adına dava dosyaları ve icra takiplerini takip ettiğini, bütün bu icra takipleri ve davalardan dolayı yasal mevzuat gereği adına tahakkuk eden karşı taraftan alınan vekalet ücretlerinin kendisine ödenmediğini, yoğun çalışma temposu içerisinde davalı şirketin işlerini takip ettiği sırada hastalanması üzerine 07.01.2014 tarihinde 10 gün süreli istirahat raporu verildiğini, rahatsızlığının başladığı istirahat rapor tarihi olan 07.01.2014 tarihinde davalı şirketin herhangi bir haklı neden sunmaksızın vekaletten azlettiğini, takip ettiği kesinleşen icra takipleri ve yapılan tahsilatlardan adına tahakkuk eden vekalet ücretlerinin tümünün tam olarak bilinmediği için yargılama sırasında yapılacak inceleme sırasında ortaya çıkacak vekalet ücretine mahsuben kısmi bir alacak talebinde bulunduğunu ileri sürerek; davalı şirket adına takip ettiği icra takipleri ve davalardan dolayı adına tahakkuk eden vekalet ücretlerinden fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL'nin azil tarihinden itibaren faizi ile ödenmesini istemiş, 10.06.2019 tarihli dilekçe ile, talebini 1.045.391,88 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacı ile işvereni arasında 12. İş Mahkemesinin 2014/305 Esas numarası ile iş akdinin haksız feshedildiği iddiasına dayalı açılmış, kıdem ve ihbar tazminat talebine yönelik alacak davası bulunduğunu, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının azledilmesinin haklı sebeplere dayandığını, vekillik görevini gereği gibi ifa etmediğini, izinsiz ve özürsüz devamsızlık yaptığını, işyerinde diğer çalışanların motivasyonunu bozduğunu, vekalet ücretlerinin ödenmemesi için azledildiği iddiasının iş hayatına aykırı bir durum olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirketin dava dışı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile birlikte davacının işvereni konumunda olduğu, dava dışı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile davalı şirket arasında hukuk hizmetlerinin nasıl yerine getirileceği ve dava ve icra takipleri neticesinde şirket lehine dava takip eden avukatların vekalet ücretlerinin kime ait olacağına dair açık bir anlaşma bulunmadığı, bu haliyle Avukatlık Kanunu 164/son maddesi gereğince davacı ile davalı şirket arasında bir vekalet ilişkisinin kurulduğu ve davacının, davalının vekili olarak hizmet verdiği dosyalarda vekalet ücretini hak ettiği ve KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile davalı şirketin aralarında yapmış oldukları sözleşme ve davacının fiilen çalıştığı işyeri göz önüne alındığında davalı şirketin davacının hak ettiği vekalet ücretlerini ödemesi gerektiği, azlin haksız olduğu, alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı; yargılama sırasında taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği dikkate alınmaksızın davacının talepleri doğrultusunda hesaplama yapıldığını, Ankara 12. İş Mahkemesinin 2014/305 Esas sayılı dosyası ile KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile arasında akdedilen 27.04.2012 tarihli bordroda bulundurma hizmet sözleşmesine istinaden davacı ile KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. arasında akdedilen iş sözleşmesi de nazara alındığında davacı ile arasında kurulan hukuki ilişkinin iş sözleşmesi kapsamında yapılan görevlendirmeden ibaret olduğunun anlaşılacağını, deliller dikkate alınmaksızın davacı ile arasındaki hukuki ilişkinin salt vekalet sözleşmesinden ibaret olduğu kabul edilerek eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna istinaden karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı ile arasında bir vekalet sözleşmesinin olmadığını, davacının KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. tarafından iş sözleşmesi ile istihdam edilerek 02.01.2013-17.01.2014 tarihleri arasında nezdinde avukat olarak görevlendirildiğini, davacının bu davaya konu alacak talebini kendi nezdinde başka bir şirket bordrosunda SGK'lı işçi olarak istihdam edilmek suretiyle görevlendirildiği dönemde yaptığı işlemlere dayandırdığını, davacının KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile 02.01.2013 tarihinde imzalanan hizmet sözleşmesiyle avukat olarak istihdam edileceğinin belirtildiğini, iş sözleşmesi kapsamında istihdam edildiğini, davacı ile dava dışı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların da Ankara 12. İş Mahkemesinin 2014/305 Esas sayılı dosyasında yargılama konusu yapılarak ödendiğini, davacının görevlendirildiği dönemde bağımsız bir avukat olarak hizmet vermediğini, davacıya verilen vekaletnamenin iş ilişkisi kapsamında yasal işlemlerin yapılabilmesi için düzenlendiğini ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukatın KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile arasında belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin imzalandığı, işe başlama tarihinin 02.01.2013 olarak belirtildiği, bu sözleşmede işin yapılacağı yerin MAN Financial Services Tüketici Finansmanı A.Ş. olarak gösterildiği, işçiye karşı maaş ödemelerinden sosyal haklar dahil İş Kanunu ve ilgili yönetmeliklerden kaynaklanan bütün işveren yükümlülüklerinden ve yasal kesintilerin yapılarak ilgili mercilere iletilmesinden işverenin sorumlu olacağı, işçinin faaliyetleriyle ilgili her türlü iddia ve taleplerin münhasıran işverene yönelik olduğu, işçinin firmaya (davalıya) karşı herhangi bir iddia veya talepte bulunmamayı kabul ve taahhüt ettiği, işverenin işçinin şirket içerisinde veya işin yapıldığı firma içinde farklı birimlerde çalışmasını veya yer değiştirmesini talep edebileceğinin bildirildiği, bu sözleşme ile işçi ve işverenin hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiği, davalı ile KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. arasında imzalanan 27.04.2012 tarihli bordroda bulundurma hizmet sözleşmesi ile de davalının iş kriterlerine uygun görevli personelin KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. tarafından istihdam edilmesi şartlarının belirlendiği, davacı avukatın dava dışı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş.'de işçi-işveren ilişkisi kapsamında hizmet akdiyle çalışmakta olup bu hususun Ankara 12. İş Mahkemesinin 16.02.2016 tarihli 2014/305 Esas 2016/58 Karar sayılı kararıyla kesinleştiği, davacı ile davalı arasında kurulan hukuki ilişkinin de bu iş sözleşmesi kapsamında yapılan görevlendirmeden ibaret olup, taraflar arasında ayrıca imzalanmış bir avukatlık ücret sözleşmesinin de bulunmadığı, davacıya davalı tarafından dava ve icra takiplerinde bulunabilmesi için genel vekaletname verilmişse de bu vekaletnamenin davacı avukatın görevini ifa edebilmesi için zorunlu olarak verildiği, dolayısıyla, davacının KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile akdedilen sözleşme kapsamında görevlendirildiği dönemde yerine getirdiği görevlerin tümünü iş sözleşmesi kapsamında kurulan bağımlılık unsuru çerçevesinde gerçekleştirdiği anlaşıldığından, İş Kanununda düzenlenen ücretlerini (maaş, fazla mesai alacağı, yıllık izin ücret alacağı, sözleşmenin sona ermesi sebebiyle kıdem ve ihbar tazminatı vb.) talep edebileceği, davacının İş Kanunu kapsamında çalıştığı için Avukatlık Kanununda düzenlenen ve yukarıda açıklanan ücretleri ise talep edemeyeceği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; 02.01.2013 tarihli dava dışı KRM Yönetim Danışmanlık A.Ş. ile imzalanan belirsiz süreli iş akdinde müvekkilin firma (Man Finans) ile herhangi bir işçi-işveren ilişkisinin olmadığının belirtildiğini, Bordroda Bulundurma Hizmet Sözleşmesinin "Görevli Personeli İstihdam Etmek" başlıklı 3.1 maddesinde de belirtildiği üzere her iki sözleşmede de işverenin davalı şirket (MAN Finans) olmadığının belirtildiğini, davalı ile arasında vekalet ilşkisi olup, bağımlılık unsurunun bulunmadığını, haksız azil halinde avukatın tüm dosyalar açısından vekalet ücretlerini almaya hak kazandığı konusunda ısrar edilmekle birlikte "vekil edenin avukatına ödeme borcu bunun karşı yandan tahsil edildiği anda doğar" içeriğine göre en kötü ihtimalde davanın kısmen kabulünün gerekeceği, müvekkilin yasadan kaynaklı alacağına hak kazanması için, davalı ile müvekkil arasında verilen genel vekaletname haricinde bir sözleşmeye ihtiyaç bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız azil iddiasına dayalı karşı yan vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 26 ncı maddesi "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." şeklindedir.
3. Değerlendirme
Dosyanın incelenmesinde; davacı ile dava dışı KRM Yönetim ve Danışmanlık A.Ş. arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesi kapsamında, davacı avukatın davalı şirkette avukatlık görevini üstlendiği, bu sözleşme kapsamında davalı şirket tarafından davacıya vekaletname verildiği, taraflar arasındaki ilişkinin iş akdi kapsamında kaldığı hususunun kesinleşen mahkeme ilamı ile de sabit olduğu, bununla birlikte KRM Yönetim ve Danışmanlık A.Ş. ile imzalanan sözleşmenin 7/e maddesi ile işçinin firmaya karşı herhangi bir iddia veya talepte bulunmamayı kabul ve taahhüt ettiği hususları dikkate alındığında; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliyesi Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.