"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1230 E., 2022/1481 K.
DAVA TARİHİ : 29.04.2014
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/74 E., 2018/161 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat Semih Nazik'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Adana ili, Seyhan ilçesi, Cemalpaşa mah. 1456 ada 483 parselde bulunan 44 adet bağımsız bölüm ile 1456 ada 684 parseldeki yerin 2006 yılından 2011 yılına kadar kiralanması ve idaresinin yapılması için davalı taraf ile sözlü anlaşma yapıldığını, anlaşmaya göre davalı tarafından kira gelirinin 1/4'ünün davacıya verileceğinin kararlaştırıldığını ancak davacının güveni kötüye kullanarak kira gelirlerini az gösterdiğini, toplamda 166.146,15 TL ödemenin yapılmadığını ileri sürerek kiralanan taşınmazların kiraya verildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bilirkişi marifeti ile belirlenecek gerçek kira bedelinin 1/4 ünün tespiti ile davalıdan tahsiline, şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL'nin kiraya verildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 25.01.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 176.147,43 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının, müvekkilinin ablası olduğunu, son iki yıldır kiracılar ile davacının oğlu Murat Can Özkul'un ilgilendiğini, davacı ve oğlunun kiracılardan nakten ve elden tahsilatlar yaptığına ilişkin tanıkları olduğunu, 2009 yılında davacı tarafından kiranın istendiğini, Kompedan şirketinin 2012 yılı Ekim ayında iş yerini boşalttığını, Adana 5. İcra Müdürlüğünün 2011/8108 Esas sayılı takip dosyasındaki takip miktarının sözleşme rakamı ile bir ilgisi bulunmadığını, bu dosyanın itirazlı bir dosya olduğunu, firma ile yapılan anlaşmaya göre kiranın bitimi tarihinden itibaren kiranın 100.000 USD olacağının kararlaştırıldığını, kira bedelinin artırılmadığı gibi aşağı çekilmek istemesi üzerine tahliye amacı ile takip açıldığını, bağımsız bölümlerin çok küçük olması ve kiraya verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle birleştirilerek 6-7 dükkan şeklinde kiraya verilmeye elverişli olduğunu, kira bedellerinin vergi stopajına tabi olması nedeniyle kiracı tarafından %20 oranında mahsup ile kira bedelinin neti hesaplanarak vergi dairesine kiracı tarafından yatırıldığını, davacı ve oğlu tarafından kira alacakları nedeniyle tamamen ibra edildiğini, müvekkili tarafından bu dükkanların onarımları için harcamalar yapıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalı ile sözlü anlaşması uyarınca 1/4'ü davacıya kalacak şekilde davaya konu edilen kiraya verilmiş yerlerin davalının kira işlerini yürüttüğünden bahisle vekalet ilişkisinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak talebinde bulunduğu, kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi heyet raporu ile 01.10.2006 - 30.09.2012 dönemleri için ayrı ayrı belirleme yapıldığı ve bu tutarın 01.10.2011 - 30.09.2012 dönemi için hissesine düşen kira alacağı olarak 25.000 TL'nin de eklenmesiyle 176.147,43 TL bakiye kira alacağı belirlendiği, yine bilirkişi heyetinden alınan ek rapor ile aynı belirlemelerin yapıldığı, bu haliyle davalının, davacıya hissesi mukabilinde eksik ödenen kira bedelleri yönünden sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 176.147,43 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının mevcut ibranameler nedeniyle 08.12.2011 tarihinden öncesine ilişkin talepte bulunmasının mümkün olmadığını, Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/148 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporundaki, kira rakamlarını belgesiz olarak varsayım ile 2 katı gösteren görüşlerine itibar edilemeyeceğini, karara dayanak alınamayacağını, bilirkişi raporunda müvekkili tarafından davacı ve vekalet verdiği oğlu ... yapılan ödemelerin hesaplamalarda mahsup edilmediğini, ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, yazılı belge ile ispat etmesi gereken tutarları ispat edemediği halde gerek bilirkişi raporunda ve gerekse bu raporu dayanak yaparak verilen kararda, tamamen hukuka ve hakkaniyete aykırılık söz konusu olduğunu, Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/344 E., 2015/35 K. sayılı davasında davanın reddine karar verildiğini, bu karar ile çelişki yaratıldığını, davacı tarafından doğrudan tahsil olunan kiralar bulunduğu gibi müvekkilinin kiracıya makbuz vermek suretiyle tahsil ettiği bir kira bedeli olduğunda ise, taraflar aralarında hesaplaşarak ibralaşma olduğunu, vergi beyanlarının aynen birbirini tutmasının müvekkilinin fazladan ve haricen tahsilat yapıp davacıya ödemediği anlamına gelmeyeceğini, vergi beyanlarının eksik olmasının sorumluluğunun müvekkiline yüklenemeyeceğini, dava konusu alacak için bahsi geçen firmanın kurumsal olması nedeniyle ödemelerini mutlaka belgeye dayandırarak yaptığını dava dilekçesinde 44 adet dükkandan söz edilmesine rağmen, bunların oldukça küçük bağımsız bölümler olduğundan birleştirildiğinde kullanılmaya elverişli hale gelebilecek fiilen altı yedi dükkandan ibaret olduğunu, belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, davalının vekil olarak eksik bildirdiği ileri sürülen ve tahsil edilmiş kira alacaklarına ilişkin olduğu ve buna göre ibranamenin dava konusu edilmeyen tarafların kabulündeki kira bedellerine ilişkin olması nedeniyle davaya konu kira bedellerinin ibra edilmesinin söz konusu olmadığı, davalının ödeme iddialarının da yine dava konusu edilmeyen tarafların kabulündeki kira bedellerine ilişkin olduğu, Adana 7. Asliye hukuk mahkemesinin 2014/344 E. 2015/35 K. sayılı dosyasının dava dışı 3. kişinin ecrimisil talebine ilişkin olması ve bu dosya yönünden çelişkili durum oluşturmadığı göz önüne alındığında davalı vekilinin bu yöndeki itirazın yerinde olmadığı, bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet aktinin kötüye kullanmasından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 inci maddesi: "Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.
Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.",
Aynı Kanun'un 506/2 nci maddesi: "Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür."
Aynı Kanun'un 509/1 inci maddesi: "Vekilin, kendi adına ve vekâlet veren hesabına gördüğü işlerden doğan üçüncü kişilerdeki alacağı, vekâlet verenin vekile karşı bütün borçlarını ifa ettigi anda, kendiliğinden vekâlet verene geçer." şeklindedir.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, yeterli olduğu ve tarafların itirazlarının karşılandığı, mahkemece ibranamelerin değerlendirilmiş olduğunun anlaşılmış olmasına göre de davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.