"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/226 E., 2022/348 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasındaki işletme süresinin uzatılması ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin yap-işlet-devret modeli ile davalı Belediyenin yaptığı ihaleyi kazandığını ve 28.12.2006 tarihinde sözleşme imzaladığını, sözleşmenin 2 nci maddesi gereğince davacının Tekirdağ İli, ... İlçesi, ... Beldesinde 171 ada, 2,3,4 parsel sayılı taşınmazlar üzerine 118 adet dükkan ve 31 odalı pansiyonu inşa ... 10 yıl süre ile işlettikten sonra Belediyeye devredeceğinin kararlaştırıldığını, ilk sözleşme haricinde davacının bir çok ek inşaat ve imalatlar yaptığını, Tekirdağ 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/90 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte bütün inşaat ve imalatların tamamlanmış olduğu, tesisin faaliyete başladığı ve devam ettiği, iş bitimi itibari ile toplam 760.371,18 TL fazla imalat olduğu ve bu hesaba göre %57,39'luk artış söz konusu olduğunun belirtildiğini, davacı tarafından yapılan inşaat ve imalatların yerinde durduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikli taleplerinin sözleşme fazlası olarak yapılan ek inşaat ve imalatlara karşılık gelen 5 yıl, 8 ay 9 ... süreyle işletme süresinin uzatılmasına, aksi halde 760.371,18 TL fazla imalattan kaynaklanan alacağın davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, iş bu alacağa inşaat bitim tarihi olan 13.12.2007 tarihinden tibaren ticari avans işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.06.2014 tarihli dilekçesi ile; davalı ... Başkanlığının kapanması nedeni ile devrolduğu Süleymanpaşa Belediye Başkanlığına davanın yöneltilmesini talep etmiş, 6360 sayılı Kanun'un geçici 2 nci maddesi ile Kumbağ Belediye Başkanlığının tüzel kişiliği sona erdiğinden Süleymanpaşa Belediye Başkanlığına dava yöneltilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını reddettiklerini, görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, ticari faiz isteminin de yersiz olduğunu, müvekkilin bilgisine ve yazılı belgeye dayanmayan ek imalat ve inşaatları kabul etmediklerini, davacının taleplerinin imzaladığı sözleşmelere aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin ''Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla'' verdiği, 29.05.2015 tarihli ve 2012/634 E., 2015/193 K. sayılı kararıyla; ''davacının davasının kabulü ile, taraflar arasındaki sözleşmeye göre öngörülen 10 yılın dolum tarihinden itibaren yapılan ek inşaat ve imalatlara karşılık olarak sözleşme süresinin 5 yıl 8 ay 9 ... olarak işletme süresinin uzatılmasına, davacı tarafın terditli taleplerinin 1. talebi kabul edildiğinden dilekçesinin 1/b bendinde belirtilen talebi konusunda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına'' karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 07.06.2018 tarihli ve 2016/135 E., 2018/6721 K. sayılı ilamıyla; ''mahkemece davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu'' gerekçesiyle kararın bozulmasına ve bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 25.10.2018 tarihli ve 2018/339 E., 2018/484 K. sayılı kararıyla; '' davacı tarafın taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirtilen usullere uymadığı, ancak davalı taraf da bu usullere uymadığı gibi bizzat belediye başkanı olan tanık ...'in ilave işlerin yapıldığını, zaman zaman gezerek gördüğünü belirttiği, sözleşme dışı ilave işlerin yapılmasına belediyece de itiraz edilmediği gibi sözleşmenin 28/2 maddesinde öngörülen sözleşmedeki usullere uyulmaması halinde sözleşmeye aykırılık nedeni ile firma aleyhine boşaltma davası açılacağı yetkisinin de kullanılmadığı, eylemsel olarak tarafların sözleşmeye uymaması, ilave ve ek işler yapılmasına davalı belediyenin ses çıkarmamasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, sadece davacının sözleşmeye uygun davranmadığı gerekçesi ile bedelin ödenmemesinin ... adalet prensiplerine aykırı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen süre dolduğu takdirde bilirkişi raporunda tespit edilen ve ihale evraklarından anlaşılan niteliği ile tesislerin tamamen belediyeye devredileceği, bu takdirde davalı belediyenin ilave ve ek işler bedeli kadar sebepsiz zenginleşmiş olacağı, yapılan işin niteliği, davacının bunları yani sözleşme dışı iş ve ek işleri tesisin bütünlüğüne zarar gelmeden ayırarak alması, söküp götürmesinin de mümkün olmadığı, en azından sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacının talebinde haklı olduğu, bu nedenle davacının davasının kabulü gerektiği, dava terditli olup öncelikle süre uzatımı, bunun mümkün olmaması halinde bedele hükmedilmesinin talep edildiği, terditli talebin ilki kabul edildiğinden, davacının bedele ilişkin talebi konusunda ayrıca karar verilmesine yer olmadığı'' gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile, taraflar arasındaki sözleşmeye göre öngörülen 10 yılın dolum tarihinden itibaren yapılan ek inşaat ve imalatlara karşılık olarak sözleşme süresinin 5 yıl 8 ay 9 ... olarak işletme süresinin uzatılmasına, davacı tarafın terditli taleplerinin 1. talebi kabul edildiğinden dilekçesinin 1/b bendinde belirtilen talebi konusunda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.10.2019 tarihli ve 2019/1994 E., 2019/9365 K. sayılı ilamıyla; ''mahkemece yap işlet devret sözleşmesinde yer ... sürenin uzatılmasına karar verildiği, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri değerlendirildiğinde ek imalatlar halinde süre uzatımı konusunda hüküm bulunup bulunmadığı dikkate alınmadan karar verildiği, o halde, mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre süre uzatımına karar verilip verilmeyeceği üzerinde durularak gerekirse sözleşmeler hukuku konusunda uzman kişilerden bir bilirkişi heyeti oluşturularak, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, tarafların iddia, savunma ve delillerini değerlendirip, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu'' gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiş, bozma kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Dairenin 21.04.2021 tarihli ve 2020/8820 E., 2021/4468 K. sayılı ilamıyla davacının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''dosyada mevcut 06.10.2021 tarihli bilirkişi raporu ile; "Tarafların 10 yıllık işletme süresinin uzatılmasının işletme süresine ilişkin sözleşmenin 3.2. maddesinin değişikliği anlamına geldiği, idarenin taraf olduğu sözleşmenin değiştirilmesinin somut olayda usulüne uygun yapılmadığı, sözleşme değişikliğinin ispat edilemediği, davalı idarenin sözleşmenin tadiline yönelik iradesi olmadan, sırf maliyeti artırıcı ek imalatlar yapıldığı gerekçesiyle işletme süresinin uzatılması talebinde bulunulmasının kabul edilemeyeceği, bu imalatların ilave kat dışında yapılanlarının usulsüz olduğu, belediyenin sessiz kalmasının, bu imalatların yapılmasını sözlü olarak istemesinin yahut geçici kabulü buna göre vermesinin tadil sözleşmesinin yapıldığı anlamına gelmediği,davacının sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iyi niyetli olmayan zenginleşenin iade borcu kapsamında 10 yıllık işletme süresinin sona erdiği ve eserin idareye teslim edildiği andaki mevcut duruma göre masraflarını tazmin edebileceği, 02.02.1991 tarihli ve 1990/1 E. 1991/1 K. sayılı YİBK.ya göre sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerektiği,bu azalma ve çoğalmanın, dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalılara teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulünün zorunlu olduğunun" belirtildiği, eldeki davada davaya konu edilen taşınmazın ve yapılan ek imalatların dava tarihi itibariyle davacının kullanımında olduğu ve davalı idareye teslim edilmediği, dolayısıyla davacının sebepsiz zenginleşmeyi iade isteminde bulunması koşullarının oluşmadığı, davacının asıl talebi olan sözleşmenin uzatılmasına ilişkin talebinin ise sözleşme kapsamı itibari ile yasal koşullarının oluşmadığı, 06.10.2021 tarihli bilirkişi raporu yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme esas alındığı'' gerekçesiyle davacının asıl talebi olan sözleşmenin uzatılmasına ilişkin talebinin ve terditli tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin örnek aldığı dava konusu ile huzurdaki dava konusu ve vakıaların uyuşmadığını, dava konusu yerde yapılan fazla İmalatların davacı tarafın isteği ile değil, davalı Belediyenin 1997 yılındaki başkanı ...'in talepleri, baskısı ve zorlamasıyla yapılmak zorunda kalındığını, her davanın açıldığı günkü şartlara tabi olup 10 yıllık işletme süresi dolmadan önce davanın açılmak zorunda olduğunu, fazla imalatların taraflar arasında tartışmasız olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında yap-işlet-devret niteliğinde imzalanan sözleşme kapsamı dışında kalan ek imalatlar nedeniyle sözleşme süresinin uzatılması, bunun mümkün olmaması halinde imalat bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 nci maddesi; ''Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.'',
2. 6098 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesinin birinci fıkrası; ''Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür.
'' şeklindedir.
3. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alındığı, alınan raporun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davacının dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda işletme hakkının devam ettiği, bu durumda henüz dava tarihi itibariyle davalı lehine sebepsiz zenginleşme koşullarının oluşmadığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceği, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.