"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BATMAN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali ve istirdat davasının usulden reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden davanın usulden reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı idare ile imzaladığı OSB dışında faaliyet gösterecek şekilde eğitim-öğretim destek hizmetine ilişkin sözleşme uyarınca 2020/2021 yılları arasında kontenjanlar dahilinde kayıtları kabul ederek eğitim-öğretim hizmetini sunduğunu, davalı idare tarafından 11/03/2021 tarih ve 18684315-663.07-14 sayılı soruşturma raporu ile tanımlanan alan kontenjanından 96 öğrencinin fazladan kaydının yapıldığı, bu itibarla 96 öğrenci için yapılan ödemelerin faizi ile birlikte geri ödenmesine dair karar tesis edildiğini, bu karar kapsamında davalı idare bünyesindeki hak edişlerinden 525.429,99 TL ile 14,715 TL haksız kesinti yapıldığını, kaydı gerçekleştirilen öğrencilere eğitim-öğretim hizmeti sunulmakla birlikte sigorta primlerinin de ödendiğini, öğrenci kayıtlarının zorunlu olarak MEBBİS programı üzerinden davalı idare tarafından doğrudan gerçekleştirildiğini, bu hususta tarafına atfedilecek bir kusur bulunmadığını, idarenin sisteminden kaynaklı zaafiyet nedeniyle aleyhine işlem tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 540.144,99 TL'lik haksız kesintinin iadesine, 96 öğrencinin eğitim öğretim destek bedelinin iadesi ve brüt asgari ücretin 5 katı idari para cezası verilmesine ilişkin işlemlerin iptalini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu gereğince davalı idare tarafından eğitim öğretim destek bedellerinin iadesi ve idari para cezası kesilmesine ilişkin işlemin, idari işlem mahiyetinde olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Kanunu'nun 2. maddesi gereğince talebi incelemekle görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğu gerekçesiyle;
dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, davanın esası sonuçlandırılmadığından davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır. Bu hükme göre, idari davalar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibarettir.
Somut olayda; davacı, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na dayanarak, özel hukuk hükümleri çerçevesinde verilen hizmet karşılığı, davalı tarafça haksız kesinti yapıldığı iddiasına dayanmakta olup, davada kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmet söz konusu değildir. İdari yargının konusu, idarenin idare hukuku alanındaki faaliyeti ile ilgili davalardır. İdare bir işlemi, eylemi ve sözleşmeyi yaparken özel hukuk kişilerinin üstünde bir kamu tüzel kişisi olarak hareket etmiş ise uygulanacak hukuk idare hukukudur. Eldeki uyuşmazlığın çözümünde görevli yargı yeri idari yargı olmayıp, adli yargıdır.
Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın aynı Kanun’un 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.