Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6569 E. 2022/7596 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kefalet borcu nedeniyle yapılan ödemeler sonucu rücuen açılan alacak davasında, davalının takas def'i olarak ileri sürdüğü alacağın dayanağı olan mahkeme kararının Yargıtay'ca bozulmasının davanın sonucuna etkisi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından takas def'i olarak ileri sürülen alacağın dayanağı olan mahkeme kararının Yargıtay tarafından bozulması ve bozma sonrası yargılamanın devam etmesi nedeniyle, HMK 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılması gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı tarafından düzenlenen bonolara kefil olarak imza attığını, söz konusu bonolar için icra takibi yapıldığını, asıl borçlu olan davalının ödeme yapmaması nedeniyle haciz baskısı altında icra dosyalarına ödemede bulunduğunu ileri sürerek; alacaklının haklarına halef olması nedeniyle kefil sıfatı ile ödediği bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı; davanın zamanaşımına uğradığı, davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını, aksinin kabulü halinde ise davacıdan alacaklı olması nedeniyle, takas ve mahsup talepleri bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar, davalının temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16/01/2019 tarihli ve 2016/10318 E., 2019/275 K. sayılı kararıyla, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesiyle bozulmuşutur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının kefil sıfatıyla yaptığı ödeme tutarlarını davalıdan rücuen istemekte haklı olduğu, takasın karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebileceği, taraflar arasında adi ortaklığın tasfiyesine ait davada her iki ortağa isabet eden zararın 13.289.498,66 TL olduğu, davacının ise zarara 12.819.498,66 TL eksik katlandığından davalının takas talebinde haklı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, taraflar arasında görülen Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/260 E., 2020/201 K. sayılı dosyasında verilen karar esas alınarak davalının takas talebinde haklı olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş ise de; söz konusu davada verilen kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 12/05/2022 tarihli ve 2022/1516 E., 2022/2685 K. sayılı kararıyla bozulduğu, bozma sonrası yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca, mahkemece; HMK'nın 165.maddesi uyarınca, taraflar arasında Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davanın sonuçlanmasının bekletici sorun yapılması ve ortaya çıkan sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmiş olmas doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.