Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6618 E. 2022/9769 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanakları ve faturalarına itiraz eden davacının, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı şirketin abonelik öncesi ve sonrası kaçak elektrik kullanımına ilişkin tespit tutanaklarını tam olarak incelemeden ve davalı şirketin savunmalarını yeterince değerlendirmeden eksik araştırma ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 22.03.2018 tarihinde elektrik abonesi olduğunu, 1997 tarihinden bu yana ekmek fırını işlettiğini, kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek; davalı şirket tarafından haksız olarak düzenlenen kaçak tespit tutanaklarından ve buna istinaden tahakkuk ettirilen toplam 9 adet faturadan kaynaklı 175.652,01 TL fatura bedelinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı; davacının perakende satış sözleşmesi yapmadan enerji kullandığının tespit edildiğini, şirket görevlilerince kaçak elektrik tüketim tespit tutanağı düzenlendiğini, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin 28.maddesi uyarınca davaya konu borcun tahakkuk ettirildiğini, savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; davacı tarafın kaçak elektrik kullanmadığı, mühürsüz zati sayaçtan elektriği kullandığı, taraflar arasında 22.03.2018 tarihinde perakende satış sözleşmesinin imzalandığı, imzalanan bu sözleşmeden sonra tutanakların tutulduğu ve davacının elektrik enerjisi tüketmeden önce davalı şirkete başvuruda bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile toplam 9 adet faturadan kaynaklı 175.652,01 TL fatura bedelinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davacı ticarethane ile davalı şirket arasında 22.03.2018 tarihinde sözleşme imzalandığı, abonelik tarihinden önce ilgili makel marka sayacın tesisat numarasının kullanıcısının dava dışı ... olup bunun 26.12.2017 ve 09.02.2018 tarihli kaçak usulsüz elektrik tespit tutanaklarında belirtildiği, davaya konu kaçak kullanım iddiası ile tutulan tutanaklar ve tahakkuk eden borcun davacının aboneliği öncesine ait borçlar olduğu, davacı şirketin abonelik tarihinden önce sözkonusu tesisatta fiilen ve kaçak elekrik kullandığı yönünde davalı tarafın beyan ve savunmasının bulunmadığı, davacı abonenin ancak sözleşme tarihinden sonraki borçlardan sorumlu olacağı, davacı şirketten önceki abone ...'nın gerçek kişi abone olup, davacı tarafın tüzel kişilik adına abonelik sözleşmesi yaptığı, davacı şirketin önceki abonenin borcundan sorumlu tutulmasını gerektiren maddi olgu veya hukuki sebep bulunmadığı, abone davacının abonelik tarihi ve sonrasında herhangi bir kaçak kullanımının söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; kaçak usulsüz elektrik tespit tutanaklarına istinaden düzenlenen faturalara ilişkin borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Dosya kapsamından; davacı şirketin, ... Mah. ... Cad. ... Sok. No.17 adresinde 08.09.1997 tarihinden bu yana ekmek, un ve unlu mamüllere ilişkin işletmeyi işlettiği, eski ortaklarından birinin ... olduğu, tesisata ilişkin ilk kez 28.03.1998 tarihinde dava dışı eski ortak ... ile perakende satış sözleşmesi imzalandığı, davalı şirket tarafından düzenlenen 26.12.2017 ve 09.02.2018 tarihli kaçak usulsüz elektrik tespit tutanaklarının ... adına düzenlendiği, 13.03.2018 tarihli tutanağın davacı şirket adına düzenlendiği ancak davacı şirketin 22.03.2018 tarihinde abone olduğu, sonrasında ise sırasıyla 02.04.2018, 17.07.2018, 03.09.2018, 04.10.2018, 21.01.2019, 07.03.2019, 08.04.2019, 24.04.2019 tarihli kaçak usulsüz elektrik tespit tutanaklarının düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.

Davacı şirketin eski ortağı olan ... adına düzenlenen 26.12.2017 ve 09.02.2018 tarihli kaçak usulsüz elektrik tüketimi tespit tutanaklarında perakende satış sözleşme imzalanmadan enerji kullandığının tespit edildiği belirtilmiştir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 03.09.2018 tarihinden sonrasına ilişkin kaçak ve usulsüz elektrik tespit tutanağının okunamadığı, bu nedenle o tutanaklara ilişkin bilgilerin değerlendirilemediği belirtildiği halde, mahkemece okunamayan kaçak ve usulsüz elektrik tespit tutanaklarının davalı şirketten yeniden temini yoluna gidilmediği, davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna süresinde itiraz edildiği halde itirazları karşılayacak bilirkişi raporu alınmadığı görülmüştür.

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; davanın menfi tespit davası olduğu, davacı şirketin 1997 yılından bu yana dava konusu tesisatın bulunduğu yerde ekmek fırını işlettiği, 22.03.2018 tarihinde abonelik sözleşmesi imzaladığı, şirket aboneliğinden önce eski ortağının elektrik abonesi olduğu, şirket nazara alındığında eski abone ile yeni abone arasında organik bağ bulunduğu gözetilerek, kaçak ve usulsüz elektrik tüketimi tespit tutanaklarından okunamayanların da davalı şirketten temin edilip dosya içerisine alındıktan sonra, dosyanın konusunda uzman yeni bir elektrik mühendisi bilirkişiye ya da bilirkişi kuruluna tevdiyle, kaçak ve usulsüz elektrik tüketim tutanaklarının tek tek incelenmesi, davacı şirketin abonelik sözleşmesinden önce düzenlenen üç adet tutanağın da davalının iddia ettiği şekilde abonesiz

döneme (hem ... hem de davacı şirketin abone olmadığı dönem) ait olup olmadığının tespiti, davaya konu faturaların konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi suretiyle, taraf ve Yargıtay denetimine açık rapor alınması ve hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.