Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6696 E. 2022/7808 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinden kaynaklanan kira farkı alacağı davasında verilen istinaf kararının kesin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa konu kira alacağı miktarının, Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte geçerli olan temyiz kesinlik sınırının altında olması ve tavzih kararlarının da asıl kararın temyiz edilebilirliğine bağlı olması gözetilerek davacıların temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 15. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiş olup, bu karara yönelik tavzih talebinin reddine dair ek kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dava; kira sözleşmesindeki artış oranı gereğince ödenmesi gereken 11.080,32 TL kira farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, 11.080,32 TL’nin 15.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin verilen kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2022 tarihli kararı ile; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın reddine dair karar verilmiştir.

Davacılar vekilinin, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesinin 2020/1365 E. - 2022/842 K. sayılı kararına yönelik 09.05.2022 tarihli tavzih talebi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 07.07.2022 günlü tavzih talebinin reddine yönelik ek kararına karşı davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

4/2/2011 Tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 1/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Temyiz edilemeyen kararlar” başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi; “4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar” hükmünü içermekte olup, açıklanan bu düzenleme ile kira ilişkisinden doğan ve aynı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinde görülen davalarda verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı kabul edilmiştir.

Ne var ki, 5/8/2017 tarihli ve 30145 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin başına; “Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere” ibaresi eklenerek; kira ilişkisinden doğan alacak davaları, malvarlığı davaları gibi telakki edilmiş ve istinaf kanun yolunda kesinleşme yahut temyiz kanun yoluna başvurabilme konusunda, alacağın miktar veya değerinin esas alınması ilkesi benimsenmiştir.

Yine 28/7/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine; “temyiz edilebilen alacak davaları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar” ibaresi eklenerek, kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanların temyize tabi olacağı hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 6763 sayılı Kanun ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Ek Madde 1; “200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.

200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmünü içermektedir.

Kural olarak tavzih kararlarına karşı kanun yoluna başvurulabilirse de; aslı istinaf ya da temyiz edilemeyen bir hükmün tavzihine ilişkin mahkeme kararı da istinaf ya da temyiz edilemez. (Hukuk Genel Kurulunun 15/03/1969 tarihli ve 2/466-178 sayılı kararı)

Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararının verildiği tarihte kesinlik sınırı 107.090 TL olup, uyuşmazlığa konu kira ilişkisinden doğan alacak tutarı bu sınırın altındadır. Davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesince verilen tavzih kararının dayanağı olan asıl karar ile bu kararın tavzihine ilişkin ek kararın verildikleri tarih itibariyle HMK'nın 362/1-b maddesi kapsamında kesin olduğu anlaşılmaktadır.

Kesin bir karara karşı temyiz başvurusunda bulunulduğu ancak Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda bir karar verilmeksizin dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmakla HMK'nın 366. maddesi atfıyla aynı kanunun 352. maddesinin (b) bendi uyarınca kesin olan kararlar hakkında Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir.

Hal böyle olunca, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.