"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1174 E., 2022/1311 K.
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/156 E., 2022/210 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve müdahalenin önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile 16.09.2010 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme konusu dairenin teslim edilmesine rağmen davalının taksitlerini zamanında ödemediğini, keşide edilen ihtarname ile sözleşmenin feshedilerek yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini ancak herhangi bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik satış sözleşmesinin feshi ile idarenin mülkiyetinde bulunan ancak davalı tarafından işgal edilen taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesine (taşınmazın tahliyesine) karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 73/A maddesi gereği arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan (usulden) reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davanın taşınmazın aynına ilişkin olup arabuluculuk şartının uygulanmaması gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın mülkiyetinin davacıda olduğu, uyuşmazlığın ise taraflar arasında yapılan harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediği iddiasına dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi ve müdahalenin önlenmesi (taşınmazın tahliyesi) taleplerine ilişkin bulunduğu, taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığı bu nedenle Mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, arabuluculuk şartının uygulanmayacağını ayrıca arabuluculuk için kendisine süre verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi ve müdahalenin önlenmesi talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un (6502 sayılı Kanun) 73/A maddesinin birinci fıkrası; "(1) Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:
a) Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
b) Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
c) 73 üncü maddenin altıncıfıkrasında belirtilen davalar
ç) 74 üncü maddede belirtilen davalar
d) Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar" hükmünü içermektedir.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683 üncü maddesinde; bir şeye malik olan kimsenin, hukuk düzeninin sınırları içerisinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu, malikin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava konusu edebileceği hüküm altına alınmıştır.
3. Taşınmazın aynından doğan davalar, doğrudan doğruya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka dayanan davalar olabileceği gibi; şahsi bir talep hakkı doğuran sözleşmeye dayanarak taşınmaz üzerinde bir ayni hak değişikliği veya ayni hak sahipliğinde bir değişiklik ortaya çıkaran davalar da taşınmazın aynına ilişkin dava olarak kabul edilmektedir (Oğuzman, Kemal /Seliçi, Özer /Oktay Özdemir, Saibe. Eşya Hukuku, İstanbul 2020, s.14 vd., Ünal, Mehmet /Başpınar, Veysel. Şekli Eşya Hukuku, ..., 2012, s.64 vd.).
D. Değerlendirme
1. Davacı tarafça talep edilen müdahalenin önlenmesi istemi niteliği itibariyle mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Diğer bir anlatımla dava, taşınmazın aynından doğmaktadır (Dairemizin 30.11.2022 tarihli ve 2022/6968 E., 2022/9061 K. sayılı kararı da aynı yöndedir).
2. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; taşınmazın aynından doğan uyuşmazlığın, dava şartı olan arabuluculuk kapsamında bulunmadığının kabulü ile işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.