Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7807 E. 2022/9342 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira hakkı sahibi olan davacının, akaryakıt istasyonunda izinsiz faaliyet gösterdiği iddia edilen davalıya karşı açtığı haksız müdahalenin men'i davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının asıl davada ecrimisil talebinde bulunmuş olması ve birleşen davada haksız müdahalenin men'i talebini sürdürmesine rağmen, mahkemenin birleşen davayı da ecrimisil davası olarak değerlendirip, bozma kararında belirtilen hususları incelemeden ve davacının haksız müdahalenin men'i talebini değerlendirmeden davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat ve müdahalenin meni davalarından; asıl dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; açtığı asıl davada; Hatay İli, ... İlçesi,... Köyü, 296 ada 12 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın maliki tarafından lehine beş yıl süreli olarak tesis edilmiş olan kira hakkının 12.09.2011 tarihinde tapu siciline tescil edildiğini, kira hakkı ile elde edilen kullanım, yararlanma ve tasarruf etme haklarına istinaden imzalanan 18.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi ile davalı şirketin söz konusu akaryakıt istasyonuna bayi olarak atandığını, ancak davalının .... Noterliğinin 28.09.2011 tarihli ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesini ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 04.10.2011 itibariyle haksız olarak feshettiğini, haksız feshe ilişkin uğranılan her türlü hakkı saklı tuttuklarını, bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle söz konusu akaryakıt istasyonunun kira hakkı sahibi olarak tarafına teslimi ve iadesi gerekirken izni ve rızası olmaksızın davalının akaryakıt istasyonu üzerinde mütecaviz olarak başka bir dağıtım şirketi amblem ve markası altında faaliyet gösterme ihtimali bulunduğunu ileri sürerek; davalının müdahalesinin men’ini talep etmiş; cevaba cevap dilekçesiyle; 29.05.2012 tarihinde dava konusu istasyona tedbir konulması için gidildiğinden ... Akaryakıt Ürün. Nak. San. Tic. Ltd. Şti.nin Shell amblem ve markası altında başka bir dağıtıcı firmanın ürünlerini satarak faaliyette bulunulduğunun tespit edildiğini, davalının bayilik sözleşmesini haksız olarak feshettiği tarihte istasyon arazisini terk etmeyip kendisine ariyet mukavelesi ile bırakılan istasyon malzemelerini tarafına teslim etmediğini, HMK'nın 125.maddesi gereğince davalı tarafın davayı üçüncü bir şahsa devretmeye çalışmasından bahisle işbu davanın tazminat yönünde devam edilmesinin mümkün olduğunu, bu itibarla davanın devir tarihine kadar ecrimisil talebine havi tazminat davasına dönüştürdüklerini bildirmiştir.

Davacı, birleşen davada; ... Petrol Ür. Ak. Mad. Yağ. Sat. Paz. Tic. Ltd. Şti.ne karşı açtığı men’i müdahale davasında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararının uygulanması için dava konusu istasyona gidildiğinde davalı ... Akaryakıt Ürün. Nak. San. Tic. Ltd. Şti.nin izni ve rızası bulunmaksızın akaryakıt istasyonu üzerinde mütecaviz olarak başka bir dağıtım şirketinin ürünlerini satarak faaliyet gösterdiğinin tespit edildiğini, davalının taşınmazda bulunmasına rıza gösterilen bayilik sözleşmesi ve/veya başkaca hiçbir sözleşme dahi bulunmadığından davalının haksız müdahalesinin men’ini talep etmiştir.

Davalılar, asıl ve birleşen davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin kira sözleşmesinin haklı ve geçerli nedenle sona erdirildiğine ilişkin kararı ve İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin davanın konusuz kalması nedeni ile kira şerhinin terkini konusunda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararı uyarınca, asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 10.10.2019 tarihli ve 2017/8715 Esas 2019/7795 Karar sayılı ilamla; "davacının asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddedildikten sonra, "... 2) Davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazları incelemesinde; MK'nun 1009. maddesi gereğince tapuya şerh edilen kiracılık hakkı o taşınmaz üzerinde sonradan hak kazanan 3. şahıslara karşı ileri sürülebilir. Her dava, açıldığı tarih ve şartlar itibariyle degerlendirilip çözümlenebileceğinden, davacının 03.07.2012 tarihinde açtığı işbu davada korunmaya değer hakkı bulunmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, davanın Borçlar Kanunu'nun Dördüncü Bölümünde yer alan Kira Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde ve özellikle TBK'nun 327 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. " gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; asıl davanın kesinleşmiş olması nedeniyle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada; davacı tarafça haksız müdahalenin meni yönündeki talebin ecrimisil olarak devam ettirildiği, davalının kiralananı dava dışı şirket ile yaptığı sözleşmeye istinaden kullandığı, taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığı, taşınmazı kira sözleşmesi gereği kullandırma yükümlülüğü olan kiraya verenin davalı ... şirketi olmadığı, bu nedenle ecrimisil talebi yönünden davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

Bu aşamada,“taleple bağlılık ilkesi” kavramına da kısaca değinilmesinde fayda vardır.

6100 sayılı HMK’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği düzenlemesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün değildir.

Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; her ne kadar 23.06.2021 tarihli duruşmada davacı vekili, haksız kullanıma ilişkin talebin ecrimisil olarak değiştirildiğini bildirmiş ise de, 01.06.2012 tarihli dilekçe içeriğinden bu yöndeki talebin sadece asıl davaya ilişkin olduğu birleşen dava yönünden talebin değiştirildiğine dair dosyada bir beyan veya dilekçenin bulunmamasına rağmen birleşen davadaki talebin ecrimisil olarak değerlendirilmesi, buna göre de uyulan bozma ilamı doğrultusunda davacının haksız müdahalenin meni talebi bakımından herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Buna göre, mahkemece yapılacak iş; uyulan bozma ilamı doğrultusunda, birleşen davaya konu edilen haksız müdahalenin men’i talebi bakımından değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.