Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7971 E. 2023/838 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı SGK tarafından davacı eczaneye kesilen idari para cezasının ve reçete bedellerinin tahsiline yönelik işlemin iptali ve davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı eczane veya çalışanlarının sahte olduğu iddia edilen reçete ve raporların düzenlenmesinde kasıtlı bir dahli olduğuna dair delil bulunmadığı, reçetelerin dava dışı doktorun şifresi kullanılarak düzenlendiği ve sistem tarafından kabul edildiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/817 E., 2022/2071 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/582 E., 2020/524 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Şanlıurfa'da bulunan "Şebnem Eczanesi" isimli iş yerinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, eczacılık faaliyetini yürütmekte iken, davalı kurumun 02.08.2019 tarih ve 1336669 sayılı yazısının tebliğ edildiğini, 2015-2016 yılına ait reçeteler ile ilgili olarak hak sahiplerinin bilgilerine başvurulduğunu,

alınan ifadeler üzerinden davalı kurum ile akdedilmiş bulunan protokol maddeleri gereğince 129.104,00 TL cezai şart bedeli ile 12.910,40 TL reçete bedeli olmak üzere toplam 142.014,40 TL'nin uygulanacak faizi ile birlikte tahsil edileceğini, ayrıca bir kez uyarılmasına karar verildiğinin bildirildiğini, reçetelerin 2015-2016 yılına ait olduğunu, hastaların 2015-2016 yılına ait reçeteler ile ilgili 3-4 yıl geçtikten sonra ifadelerine başvurulduğunu, müfettiş tarafından ifadelerin hangi koşullarda alındığının bilinmediğini, dolayısı ile alınan ifadelerin sağlıklı olmadığını ve müfettiş tarafından alınan ifadelerin mahkeme hükmüne esas teşkil etmeyeceğini, sahte olduğu iddia edilen reçeteler dolayısı ile 2016 yılının 5.3.10 maddesi gereği uygulanan cezai şart işleminin yerinde olmadığını, bir sahtecilik olduğu kabul edilse dahi bu sahteciliğin kendisi ve çalışanları tarafından gerçekleştirilmediğinin açıkça ortaya koyulduğunu, ilaçların sorumlu doktorlar tarafından e-reçete şeklinde yazılarak eczanesine getirilmiş olduğunu, bu nedenlerle davalı kurumun 02.08.2019 tarih ve 11336669 sayılı işleminin iptali ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 142.014,40 TL borçlu olmadığının tespitine, dava konusu işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğinden tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Kurum; olayla ilgili hasta ve yakınlarının ifadelerine başvurulmuş olduğunu, bazı raporların kendilerine ait olmadıklarını, rapor tanılarındaki rahatsızlıklarının bulunmadığını, reçetelerin bazılarını teslim alan olarak görülen Mehmet Uğur DELİ isimli şahsı tanımadıklarını ve kendilerine herhangi bir ilaç getirmediğini ifade ettiklerini, yapmış olduğu işlemlerin yasal mevzuat gereği olup herhangi bir hukuka aykırılık ve yanlışlık bulunmadığını, bu nedenle yasal dayanaktan yoksun ve haksız olarak açılan yersiz davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu nizanın çözümünün genel hukuk bilgisi haricinde teknik bilgi gerektirmesi sebebiyle dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edildiği, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu doğrultusunda SGK Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kavaklıdere Sağlık Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğü'nün davacıya tebliğ edilen 02.08.2019 tarih ve 1 1336669 sayılı yazıları ile Nisan 2016 Yılı Protokolünün 5.3.10. maddesi hükmü gereği 1 kez yazılı uyarı, tespite konu toplam reçete bedeli olan 12.910,40 TL nin 10 katı 129.104,00 TL cezai şart ile aynı protokolün 4.3.6. maddesi hükmü gereği kurum zararına yol açan ve yersiz ödenen tespite konu 5 adet reçete bedeli olan 12.910,40 TL yersiz ödenen reçete bedellerinin tahsili işlemlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı kurumun 02/08/2019 tarihli davacı aleyhine tesis etmiş olduğu işlemin iptali ile davacının 142.014,40 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı; mahkemece yargılama sırasında verilen tedbir kararına itiraz edildiğini, itiraz değerlendirilmeden dosyanın ilgili Daireye gönderildiğini, Dairece talebin reddine karar verildiğini, uyuşmazlığa konu reçetelerin sahte olduğunun açıkça ortaya koyulduğunu, reçetelerin eczacının bilgisi dışında fatura edilemeyeceğini, hasta beyanlarının dikkate alınmadığını, hasta ifadelerine göre rahatsızlıkların bulunmadığı ve reçeteye konu ilaçların teslim alınmadığı hususlarının dosya kapsamıyla sabit olduğu, reçetelerde yazılı dozların da bazı hastaların durumu ve yaşlarına uygun olmadığını

belirterek, verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK'nın 355 inci maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, dosya kapsamı itibariyle davacı eczacı veyahut çalışanlarının reçetelerin veya raporların tahsisinde dahli olduğunu gösteren somut bir delil bulunmadığı, reçetelerin dava dışı doktorun şifresi kullanılarak düzenlendiği ve sistemce de kabul edildiği, ilaçları teslim aldığı iddia edilen kişinin bazı hastaların akrabası olduğu yönünde iddiaların bulunduğu, netice itibariyle, uyuşmazlıkta uygulanması gereken protokolün 5.3.10 maddesinde aranan kasıt unsurunun olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 nci maddesi şöyledir:

"(1) Yargıtay, onama kararında, onadığı kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.