Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8126 E. 2023/1027 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satın alınan bağımsız bölümlerin finansmanında kullanılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olup olmadığı ve davalı bankanın eksik iş bedelinden sorumlu tutulup tutulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu konut finansman sözleşmesinin, belirli bir konut projesi kapsamında kullandırılan bağlı kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu ve konutun sözleşmeye uygun teslim edilememesi sebebiyle bankanın eksik iş bedelinden sorumluluğunun devam ettiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1337 E., 2022/1328 K.

DAVA TARİHİ : 25.09.2020

KARAR : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/133 E., 2022/229 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılardan banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; satıcı ve yüklenici olan davalı şirket ile Zonguldak İli, Kozlu İlçesi, Güney Mahallesi 30 ada 199 parsel üzerinde inşa edilecek Leb-i Derya Sitesinde A-1 Blok 5.Kat 9 numaralı, A-1 Blok 7. Kat 13 numaralı, A-1 Blok 8.Kat 15 numaralı ve B-2 Blok 5.Kat 9 numaralı bağımsız bölümlerin satışına ilişkin 30.03.2011 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, bağımsız bölümlerin tapu devrinin yapıldığını, A-1 Blokta yer alan bağımsız bölümler için davalı banka ile 31.03.2011'te 600.000TL tutarlı konut finansmanı sözleşmesi imzalandığını, kredi ödemelerini düzenli olarak yaptığını, davalı yüklenici şirketin taahhüt ettiği hususlardan çoğunu yerine getirmediğini, bu eksikliklerin Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/143 E. ve Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/322 E. sayılı dosyaları ile tespit edildiğini iddia ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; 9, 13 ve 15 numaralı bağımsız bölümlerde eksik bırakılan imalatlar için 35.000'er TL, ortak alanlarda eksik bırakılan imalatlar yönünden ise 9, 13 ve 15 numaralı bağımsız bölümler için 25.000'er TL olmak üzere toplamda 180.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 21.09.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile bağımsız bölümlerde eksik bırakılan imalatlar için talebini 120.870 TL'ye artırmıştır.

II. CEVAP

1. Davalı Şirket, süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

2. Davalı Banka; kullandırılan kredinin bağlı kredi olmadığını, konusu aynı olan davanın reddine dair kararın onandığını, karar düzeltme başvurusunun da reddedildiğini, bu karar ile bankanın sağladığı kredinin bağlı kredi olmadığının ve davacı tarafça 4077 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince 1 ay içerisinde sözleşmeden dönme hakkının kullanılmadığının Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiğini, söz konusu dava dosyası ile iş bu dava dosyasındaki tüm koşullar ve delillerin birebir aynı olduğunu, kullandırılan kredinin bağlı kredi olmadığı kesinleştiğinden haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Banka ile davalı şirket arasında 14.02.2011 tarihli protokolün, davacı ile davalı şirket arasında 30.03.2011 tarihli satış sözleşmesinin, davacı ile davalı Banka arasında ise 31.03.2011 tarihli konut finansman sözleşmesinin imzalandığı, konut finansman sözleşmesinin firma ile Banka arasında imzalanan protokol çerçevesinde ve belli bir konut projesi kapsamında kullandırıldığının anlaşıldığı, davacı ile davalı Banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinin bağlı kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalı yüklenici şirketin inşaatı yarım bırakarak kaçtığı ve bunlara göre fiilen teslimden söz edilemeyeceğinden hak düşürücü sürenin dolmadığı, yasa gereği davalı Bankanın eksik işler yönünden sorumluluğunun devam ettiği, eksik iş yönünden işin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek olmadığı, satış sözleşmesinin 11 inci maddesinde satıcının süresinde konutu teslim edememesi ve gecikmenin üç ayı geçmesi halinde alıcının varsa eksik ve kusurlu işleri satıcıya tamamlattırmak ve düzeltmek hakkında sahip olduğunun belirtildiği, davalı şirketin 31.08.2011 tarihinde konutu teslim etmeyi yükümlendiği, sözleşmeye göre ek süre olan üç ayın eklenmesiyle teslim süresinin 30.11.2011 olduğu, davacının dava konusu bağımsız bölüm ve ortak alanlarda eksik imalatların bedellerini ödediği, satıcının sözleşme edimini yerine getirmediği, davalıların bağımsız bölüm ve ortak alanlardaki eksik işler nedeni ile sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kabulü ile eksik imalat bedeli 195.870 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline

karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği yönünde karar alınmasına rağmen dosyaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, bankanın sorumluluğunun doğmadığını, sorumluluk koşullarının mevcut olmadığını, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, bilirkişi raporuna ve rapora dayanak gösterilen tanık beyanlarına karşı sunulan itirazlarının dikkate alınmadığını, daha önce Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin incelemesinden geçen davalarda kullandırılan kredilerin bağlı kredi olmadığının kabul edildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmasında isabetsizlik görülmediğinden bu hususun kaldırma nedeni yapılmadığı, konut finansman sözleşmesinin firma ile banka arasında imzalanmış bulunan protokol çerçevesinde ve belli bir konut projesi kapsamında kullandırıldığının anlaşılması ve benzer dosyalarda da davalı bankaca verilen kredinin bağlı kredi olduğunun kabul edilmesi nedeniyle Konut Finansmanı Sözleşmesinin bağlı kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalı Bankanın bağlı kredi sözleşmesi nedeniyle eksik iş bedelinden sorumlu olduğu, konutun satış sözleşmesine uygun olarak davacıya teslimi sağlanamadığından davalı Bankanın sorumluluğu açısından yasal olarak tayin edilen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gerekçesiyle, davalı Banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Banka; istinaf dilekçesinde belirttiği nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satın alınan bağımsız bölümlerin finansmanında kullanılan kredinin, bağlı kredi niteliğinde olduğu iddiasına dayalı eksik iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (4077 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası; "imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu teslim tarihinden itibaren 1 yıl süre ve kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlıdır. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."

2. 4077 sayılı Kanun'un 10/B maddesinin 9 uncu fıkrası; "2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlı konut finansmanından kaynaklanan işlemlerde kredi veren konut finansmanı kuruluşu, krediyi belirli bir konutun satın alınması ya da belirli bir satıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, konutun hiç ya da zamanında teslim edilmemesi halinde kredi veren satıcı ile birlikte, tüketiciye karşı, kullandırılan kredi miktarı kadar müteselsilen sorumlu olur. Konut finansmanı kuruluşları tarafından verilen kredilerin ipotek finansmanı kuruluşlarına, konut finansmanı fonlarına veya ipotek teminatlı menkul kıymet teminat havuzlarına devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz."

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar; kararda belirtilen gerekçelere, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 05.12.2018 tarihli ve 2016/7322 E. 2018/11674 K. sayılı ilamıyla davaya konu konut finansmanı sözleşmesinin bağlı kredi sözleşmesi niteliğinde olduğunun belirlenmesine, bu nedenle davalı Bankanın eksik iş bedelinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Banka vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.