Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8253 E. 2023/20 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira bedelinin tespiti ve geçmişe dönük ödenen fazla kira bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin talep sonucunu açıkça bildirmediği ve davacının basiretli bir tacir olarak sözleşme yapıldığı tarihteki ekonomik koşulları öngörüp tedbir alması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin kira bedelinin tespiti ve fazla ödenen kira bedellerinin iadesi isteminin reddine ilişkin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/623 E., 2022/1233 K.

Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı ile imzaladıkları 01.05.2006 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinin 01.03.2011 tarihinde yenilenerek devam ettiğini, yenilenen sözleşmede ayrı ayrı asgari kira bedeli ile hasılat kira bedeli belirlendiğini, sözleşmenin 6.2.2. maddesi uyarınca kira bedelinin asgari kira bedeli ile aylık satış hasılatı üzerinden hesaplanacak hasılat kira bedeli tutarlarından yüksek olanı olduğunun kararlaştırıldığını, hasılat kira bedeli daha düşük olduğundan asgari kira bedeli ödediğini, kira bedelinin Euro üzerinden belirlendiğini, döviz kurundaki artışın etkisiyle kira bedelinin yaklaşık üç kat arttığını ve ödemekte güçlük yaşandığını, davalının bir kısım kiracılara sabit kur belirlediği halde kendisinin bu uygulamadan yararlandırılmadığını, kanun gereğince Euro bazlı kira uygulamasına ayrıca yıllık kira artışı uygulanamayacağını, sözleşmedeki maddelerin hakkaniyete uygun olmadığını iddia ederek; yeni kira yılı

için kira bedelinin tespitini, geçen zaman içerisinde haksız yere alınan fazla kira bedellerinin iadesini ve bu bedelin ödenecek kira bedellerinden mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; sözleşmenin tarafların özgür iradeleri ile düzenlendiğini, kira bedelinin makul ölçüde olduğunu, davacı tarafın hali hazırda ödenmemiş kira borcu bulunduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece verilen 14.03.2016 tarihli ve 2015/1955 E. 2016/497 K. sayılı kararla; davacı şirketin tacir olup basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğu, ülkedeki ekonomik ortam nedeniyle döviz kurunda yaşanan artışın sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle davacı şirket tarafından tahmin edilebilir olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 344 üncü maddesinin kiracının tacir olduğu işyeri kiralarında uygulanmasının 8 yıl süreyle erteli olduğu, bu durumda kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 27.03.2019 tarihli ve 2017/7608 E. 2019/2623 K. sayılı ilamla; davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra dava dilekçesi içeriğinden; davacının yeni kira yılından kastının, kira bedelinin hangi para cinsi ile tespitinin talep edildiğinin ve tespiti talep edilen tutarın ne kadar olduğunun anlaşılamadığı, mahkemece davacıya talebi açıklattırılması ve davacının talebinin 01.03.2015 tarihinden itibaren kira bedelinin tespiti istemine ilişkin olduğunun anlaşılması halinde kira bedelinin sözleşmedeki kararlaştırmalar doğrultusunda tespitine; davacının talebinin 01.03.2016 tarihinden itibaren kira bedelinin tespiti olduğunun anlaşılması halinde ise kira bedelinin mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu ve bu kanun dönemindeki Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatları gereğince hak ve nesafet ilkeleri doğrultusunda rayice göre tespitine karar verilmesi gerektiği, belirleme yapılırken kira parasının döviz olarak tespit edilebilmesi için tarafların açıkça kira bedelinin döviz olarak tespitini istemeleri gerektiğinin de gözetilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacı kiracının 17.03.2016 tarihinde taşınmazı tahliye ettiği, davacıya talep sonucunu açıklaması için verilen ilk sürede talep sonucunu açıkça bildirmediği, ikinci kez verilen sürede ise davacı vekilince taşınmaz tahliye edildiğinden talep sonucunun gelecek kira döneminin tespitine ilişkin olmayıp davacının önceki dönemlerde ödemiş olduğu afaki miktarın kira bedeli olarak kararlaştırılamayacağının tespiti olduğu şeklinde açıklamada bulunulduğu, davacının ticaret şirketi olması sebebiyle basiretli davranma yükümlülüğünün bulunduğu, bu doğrultuda ülkedeki ekonomik koşulları ve döviz kurunda yaşanan artışı sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle tahmin ederek tedbirli ve öngörülü olması gerektiği, tacirler bakımından Türk Borçlar Kanunu'nun 344 üncü maddesinin uygulanmasının 8 yıl süreyle ertelendiği, bu durumda taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin uygulanacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde

bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kira sözleşmesinin sona erdiği tarihe kadar ödenmesi gerekli kira bedellerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilmesine fazla ödenen tutarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerektiğini, sözleşmenin sona erme tarihi ile tahliye tarihi arasındaki dönem için ise kira bedelinin rayice göre tespiti ile fazla ödenen bedelin iadesinin gerektiğini, döviz kurunun sözleşmenin başlangıcından yaklaşık üç kat arttığını ve bunun öngörülebilir olmadığını, geçmiş dönemde yüksek döviz kuru nedeniyle yapılan ödemelere dair taleplerin mahkemece dikkate alınmadığını, aşırı ifa güçlüğüne dair TBK hükmü ile emsal Yargıtay kararları uyarınca öngörülemeyen değişiklik ve zorlayıcı sebepler nedeniyle sözleşmeden kaynaklı edimin afaki şekilde ağırlaştığının tespiti gerektiğini, kira bedelinin hakkaniyete göre belirlenmesi gerektiğini, edimler arasındaki dengenin aşırı bozulmasından kaynaklı kira bedelinin günün ekonomik koşullarına uygun uyarlanabileceğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira bedelinin tespiti ve alacak istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1.İlk derece mahkemesi kararının bozulması 1086 sayılı Hukuk Usuli Mahkemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen kararın; bozmaya uyularak verilmiş olduğu bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve özellikle davacı vekilinin talep açıklama dilekçesinde yer alan beyanları doğrultusunda Mahkemece kira bedelinin sözleşmedeki kararlaştırmalar doğrultusunda ödenmesi gerektiğinin tespit edildiği, dolayısıyla davacı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme karanının 1086 sayılı 439 uncu maddesi uyarınca Kanunu'nun ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.