Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8283 E. 2023/1670 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, daha önce açtığı ve kesinleşen bir davada aynı sözleşmeye dayanarak hüküm altına alınan bedellerin, bu kez denkleştirici adalet ilkesi kapsamında yeniden talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, aynı sözleşmeye dayanarak aynı bedellerin tahsilini istediği ilk davanın kesinleşmesi nedeniyle, HMK'nın 303. maddesinde düzenlenen kesin hüküm şartlarının oluştuğu gözetilerek, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2159 E., 2022/2073 K.

DAVA TARİHİ : 04.03.2022

KARAR : Davanın redine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/83 E., 2022/246 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı şirket ile Innovia - 4 adlı projede yer alan, A-2 Blok, 1. Kat, 018 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz için 288.860,00 TL bedelli, 08.08.2016 tarihli bir düzenlenme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşmede davalı şirketin sözleşmeye konu bağımsız bölümü sözleşmenin imza tarihinden itibaren 24 ay içerisinde “anahtar teslim” olarak teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak bugüne kadar davalı şirkete toplam 123.176,00 TL tutarında ödeme yapmış olmasına karşın, davalı şirketin belirlenen teslim tarihinde taşınmazı teslim etmediğini, davalı şirkete ödemiş olduğu 123.176,00 TL tutarındaki bedelin dava tarihindeki güncel alım gücünün/değerinin Yargıtay içtihatlarında belirtilen kriterler çerçevesinde alınacak bilirkişi raporu ile belirlenerek, Bakırköy 13. Tüketici Mahkemesinin 2021/433 E. 2021/293 K. ve 25.05.2021 tarihli gerekçeli kararı ile davacıya ödenmesine karar verilen 127.926,33 TL'nin tespit edilen bu güncel bedel tutarından mahsubu ile şimdilik 100,00 TL bakiye tazminat tutarının "Denkleştirici Adalet İlkesi" gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacı ile şirket arasında akdedilen sözleşmeye istinaden davacının Bakırköy 13. Tüketici Mahkemesi 2021/433 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ve davanın davacı lehine karara çıkarak 08.09.2021 tarihinde kesinleştiğini, davacı yanın, yukarıda esas ve mahkeme aynı sözleşmeyi yeniden dava konusu ederek bu kez ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanarak kendisine iadesini talep ettiğini, davacının senet ödemelerini tamamlamadığını, inşaatın mücbir sebeple durduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bakırköy 13. Tüketici Mahkemesinin 2021/433 E. sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının ..., davalının YEŞİL GYO olduğu, sözleşmeden dönme sebebiyle dava konusu taşınmazın tamamlanmış halinin dava tarihindeki rayiç değerinin hesaplanarak dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin istendiği, yapılan yargılama sonunda karar verildiği, kararın 08.09.2021 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davacının davasının kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; mahkemenin usulden verdiği ret kararının yerinde olmadığını, HMK'nın 303 üncü maddesinde düzenlenen kesin hüküm şartlarının oluşmadığını, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 13. Tüketici Mahkemesinin 2021/433 Esas sayılı dosyasında yaptığı feshine ve ödenen bedelin iadesine karar verilen ve kesinleşen dosyadaki sözleşmeye dayanılarak istinafa konu davada aynı bedele yönelik bu seferde denkleştirici adalet kapsamında hesaplama yapılarak bedelin iadesini talep ettiği, her iki davada da, davanın konusu, tarafları ve taleplerin aynı olduğunu, bu hali ile HMK'nın 303 üncü maddesindeki kesin hüküm şartlarının oluştuğunun kabulü yönünde verilen ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğu gerekçesiyle davacının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölümün tesliminin yapılmaması nedeniyle ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 114 üncü maddesinde "(1) Dava şartları şunlardır:...

Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması." düzenlemesi mevcuttur.

2. HMK'nın 303 üncü maddesi " (1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. (2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. (3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir. (4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanununun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır. (5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir." şeklindedir.

3. Değerlendirme

Mahkemece, davacının davaya konu talebinin daha önce açtığı dava ile sonuçlanarak kesinleşmesi nedeniyle davanın kesin hüküm dava şatı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmiş olmasının yerinde olduğu dikkate alındığına, temyize konu karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince verilen 13.10.2022 tarihli ve 2022/2159 E., 2022/2073 K. sayılı kararın ONANMASINA;

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.