"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1867 E., 2022/2834 K.
DAVA TARİHİ : 22.11.2018
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 1. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2018/321 E., 2020/154 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; davalılardan ... Ltd.Şti. ile, inşa edilecek ...Residence adlı siteden bir adet dairenin satın alınmasına ilişkin 02.03.2014 tarihli Taşınmaz Mal Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede inşaatın 31.12.2016 tarihine kadar bitirilerek dairenin anahtar teslimi olarak eksiksiz teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalanması sırasında davalıya 5.000 TL ödendiğini, bundan sonra da davalılar arasında akdedilen bağlı sözleşme kapsamında diğer davalı bankadan 17.08.2015 tarihinde 187.000 TL kredi kullanılarak doğrudan diğer davalı ... Ltd. Şti. hesabına aktarıldığını, toplam 192.000 TL ödendiği halde davalı şirketin inşaatın yarıda bırakılarak sözleşmedeki karşı edimin yerine getirilmediğini, sözlü olarak davalılardan talepte bulunulmuş ise de olumlu cevap alamadığını, inşaatın bitirilmesinin mümkün olmadığının anlaşılması üzerine sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, bağlı kredi nedeniyle davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ile davalı müteahhit firma arasında akdedilen 02.03.2014 tarihli sözleşmenin feshine, ödenen 5.000 TL'nin işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 17.08.2015 tarihli bireysel kredi sözleşmesinin feshine, davacının dava tarihine kadar ödemiş olduğu toplam 103.078.98 TL'den şimdilik 5.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalı bankanın kredi limitince sorumlu olduğuna), ödenmeyen krediler ve kredi sözleşmesinden dolayı herhangi bir borcu olmadığının tespitine, kredi sözleşmesi nedeniyle ödenen ve bilirkişiler tarafından hesaplanacak kredi masrafı, sigorta bedeli, ipotek tesis ve fek masrafı, erken ödeme cezası ve bu satış ve kredi sözleşmesine istinaden yapılan tüm masraflardan şimdilik 100 TL dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, uğranılan ek diğer zararlara karşılık şimdilik 100 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişler; yargılama sırasında sundukları 27.02.2020 tarihli talep açıklama dilekçesiyle, davacı ... yönünden 02.03.2014 tarihli sözleşmenin feshi ile ödediği 5.000 TL'nin işleyecek faizi ile birlikte davalı yüklenici şirketten tahsiline, davacı ... yönünden kredi sözleşmesinin iptali ile ödenmeyen bakiye kredi taksitleri yönünden borçlu olmadığının tespitine, ödenen kredi taksitleri yönünden fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL'nin ve kredi sözleşmesinin akdedilmesi ile birlikte ödediği ve bilirkişiler tarafından hesaplanacak tüm masraflar bakımından şimdilik 100 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemişler; 15.09.2020 tarihli dilekçeyle, davacı ... yönünden 5.100 TL olan dava değerini 101.067,17 TL 'ye, davacı ... yönünden sadece ek zarar bakımından 100 TL olan dava değerini 11.470 TL'ye ıslah etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.; dava değerinin eksik belirtildiğini, bu bakımdan dilekçenin usulüne uygun olmadığını, sözleşmenin tarafı olmadığından husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımından davanın reddini, sözleşmeden dönme hakkını süresinde kullanmayan davacının dava ön şartını yerine getirmediğini, hukuki yararı bulunmadığını, yetkili mahkemenin Hatay Mahkemeleri, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, banka ile diğer davalı şirket arasında bir kredilendirme sözleşmesi bulunmadığını, söz konusu bedel satıcı firma tarafından bankaya iade edilmediğinden bankanın davacıya karşı sorumluluğunun bulunmadığını, kredi işlemleri sırasında tüm bilgilendirmenin yapıldığını, 6502 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde belirtilen bir yıllık sürenin aşıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Ltd.Şti.; davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacıların davasının kısmen kabulüne, davacı ... ile davalı banka arasındaki 17.08.2015 tarihli kredi sözleşmesi ile davacı ... ile davalı şirket arasındaki Taşınmaz Mal Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin iptaline, davacılar tarafından davalılara ödenen toplamda 106.067,17 TL'nin (davalı Yapı Kredi 187.000 TL ile sınırlı olmak üzere) ve 10.200,00 TL'sinin dava; bakiyesinin ıslah tarihi olan 15.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların ek zarar taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili ve davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; ek zarar talebinin reddi ile bu nedenle davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili lehine takdir edilen vekalet ücreti bakımından İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı banka vekili; davacı ile diğer davalı arasında imzalanan sözleşmenin tarafı olmadığından davanın husumetten reddini, süresi içinde başvuru yapılmadığından zaman aşımından reddini, davacının dava ön şartı olan süresinde cayma hakkını kullanmadığını, ön şart yerine getirilmeden açılan davada hukuki yarar bulunmadığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusu taşınmaz tek iken davacıların iki kişi olduğunu, kredi kullananın davacılardan Fethiye olduğunu, her iki davacıya karşı sorumluluğu bulunmadığını, kullanılan kredinin bağlı kredi olmadığını, bu bakımdan davacıların davaları tefrik edilerek her iki davanın da reddine karar verilmesi gerektiğini, diğer davalı yönünden usul ve kanuna aykırı olarak taraf değişikliği yapıldığını, dosyadaki raporun hükme elverişli olmadığını, hesaba dair raporun hukukçu bilirkişiden alınmasının hesaplamada hatalara neden olduğunu, davada ıslah yapılmasının mümkün olmadığını, hangi tutara hangi tarihten itibaren faiz işleyeceğine karar verilirken karışıklık yaratıldığını, davacı ... ile imzalanan sözleşmede diğer tarafın ... Ltd. Şti. olduğunu, davalı banka ile belirtilen şirket arasında bir kredilendirme sözleşmesi bulunmadığını, Mahkemece taraf değişikliği talebi kabul edildikten sonra sunulan 27.02.2020 tarihli beyan dilekçesi ile tekrar başa dönülerek talep ettikleri tutarların ... Ltd. Şti.'den tahsilini talep ederek taraf değişikliğinden dönüldüğünü, hangi şirket kabul edilirse edilsin sorumlulukları bulunmadığını, iki davacı bakımından tek hüküm kurulduğunu, dava konusunun tüketici işleminden kaynaklanmadığını, kredi sözleşmesinde taşınmazın teslimi koşulu bulunmadığını, davacının yapı firmasına başvurduğunu belirtmesi karşısında artık davanın bankaya yöneltilemeyeceğini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde tapu kaydının da iptalinin gerektiğini ancak buna ilişkin hüküm kurulmadığını, bu durumun davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu ve bu yönden Mahkeme kararının eksik ve hatalı olduğunu, davalı satıcı firma tarafından yapılan bir ödeme olmadığından sorumlulukları bulunmadığını, davacının kredi sözleşmesinden haberdar olduğunu, davacının ödediği 5.000 TL bakımından dosyaya delil sunmadığını, hesaba dahil edilmesinin doğru olmadığını, kredi kullanılırken ödenen kredi tahsis ücreti, ipotek tesis ücreti ve hayat sigortası priminin de tahsiline dair kararın söz konusu tutarların yasal olarak alınması nedeniyle hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacıların karı koca oldukları, krediyi bir davacının kullandığı, diğer davacının sözleşmeyi imzaladığı, davacıların birlikte hareket ederek sözleşmenin tarafı oldukları nazara alındığında ödenen bedellerin davacılara iadesine karar verilmesinde, kredinin bağlı kredi olduğuna dair nitelendirmede, inşaatın genel olarak %44 oranında, davaya konu 104 nolu bağımsız bölümün %10 oranında tamamlandığı ve yarım bırakıldığı, edim süresinde yerine getirilmediğinden davacının sözleşmeden geriye etkili dönmekte haklı olduğuna dair değerlendirmenin usul ve kanuna uygun olduğu ancak reddedilen kısım bakımından davalı banka lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve her bir davacı bakımından farklı alacak kalemleri yönünden talepte bulunulduğu nazara alınarak taleple bağlı kalınarak belirtilen alacaklara söz konusu davacılar yönünden hükmedilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davacıların davasının kısmen kabulüne, davacı ... ile davalı banka arasındaki 17.08.2015 tarihli kredi sözleşmesi ile davacı ... ile davalı şirket arasındaki Taşınmaz Mal Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi'nin iptaline, davacı ... yönünden davalılara ödenen toplamda 101.067,17 TL'nin (davalı Yapı Kredi 187.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere) ve 10.100 TL'nin dava; bakiyesinin ıslah tarihi olan 15.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, davacı ... yönünden davalı BC ... İnş. San. Tic. A.Ş.'ye ödenen toplam 5.000 TL'nin 100 TL'sinin dava, bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 15.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı BC ... İnş. San. Tic. A.Ş.'den tahsili ile bu davacıya verilmesine verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği hususların yanısıra dava dilekçesinde hangi sözleşmenin iptalinin istendiği açıkça ortaya konulmadığını ancak kararda hem banka ile yapılan konut kredisi sözleşmesinin, hem de davacı ile diğer davalı arasında yapılan konut satış sözleşmesinin iptaline karar verildiğini, bu durumun talebin aşılmasına neden olduğunu, kullanılan kredinin bağlı kredi olmadığını, THKH'nun 35 inci maddesine aykırı karar verildiğini, reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmediğini, kaldırılan İlk Derece Mahkemesi kararı gereğince ödenen 7.313,75 TL bakiye karar harcının iadesine karar verilmesi gerektiğini, davanın tümden reddi gerektiğini, dosyanın yeterince incelenmediği belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tüketicinin davalı bankadan kullandığı konut kredisinin satım sözleşmesine ilişkin olarak davalı bankanın sorumluluğunu gerektiren bağlı kredi mahiyetinde olup olmadığı, bağlı kredi kabul edilebilecek ise, bu halde bankanın tüketiciye karşı sorumluluğunun ne olduğuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3 üncü maddesinin k bendi;" Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,"
3/l bendi ;"Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaTüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir."
2. 6502 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin 1 inci fıkrası; " (1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.",
3. 6502 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin 1 inci, 5 inci ve 6 ncı fıkraları; "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere
satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine
getirmekle yükümlüdür."
(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
4. Aynı Kanun'un 35. maddesi; "(1) Bağlı kredi sözleşmesi; konut finansmanı kredisinin münhasıran belirli bir konutun satın alınması durumunda bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik bir birlik oluşturduğu sözleşmedir.
(2) Bağlı kredilerde, konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından birini kullanması hâlinde, satıcı ve konut finansmanı kuruluşu müteselsilen sorumludur. Ancak, konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu; konutun teslim edilmemesi durumunda konut satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen konut teslim tarihinden, konutun teslim edilmesi durumunda konutun teslim edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır.
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 332. maddesi uyarınca yargılama giderlerine, bu kapsamda harca ilişkin hususlarda mahkemece re'sen karar verilir.
6. Karar ilam harcı harçtan ... olmamak koşulu ile davayı kaybeden tarafa yükletilmesi gereken bir harç türü olup, diğer yargılama giderlerine katılarak kabul/redde göre oranlanamaz.
7. Harç konusu kamu düzenine ilişkin olup yargı mercilerince res'en dikkate alınır.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve satın alınan konut nedeniyle davacıya diğer davalı banka tarafından kullandırılan kredinin niteliği itibariyle bir bağlı kredi olduğunun anlaşılmasına göre, davalı banka vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalı tarafından, istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile birlikte istinaf karar harcı yatırılmış olup başvuranın haklı çıkması nedeniyle sadece peşin olarak yatırdığı istinaf karar harcının iadesine karar verilmesi gerekirken başvurma harcının da iadesine karar verilmesinin, harca ilişkin husuların kamu düzenine ilişkin olması kapsamında incelendiği ve doğru olmadığı; bundan ayrı, İlk Derece Mahkemesi tarafından bağlı kredi nedeniyle davalı banka aleyhine hükmedilen miktar gözetilmeksizin fazla miktarda karar ilam harcına hükmedilmiş olması da bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz eden davalı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının harca ilişkin (B) bendinin çıkartılarak, yerine;
"B) Peşin alınan 1.811,36 TL istinaf karar karcının istek halinde davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.ye iadesine, " ibaresinin yazılmasına,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3 numaralı bendi çıkartılarak, yerine;
"3- 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 7.313,75 TL (Davalı bankanın sorumluluğu 7.245,44 TL harç ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, " ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.