"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/149 E., 2022/2499 K.
DAVA TARİHİ : 19.12.2018
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/2763 E., 2020/2423 K.
Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu parsellerde kayıtlı taşınmaz üzerine ayni hak tesisi (otopark) kurularak 15 yılı süreyle işletilmesi işinin, Belediye Encümeninin 30.10.2008 tarih ve 460 sayılı kararı ile dava dışı şirkete ihale edilerek 04.12.2008 tarihinde sözleşme imzalandığını, 18.12.2008 tarihinde ise yer teslimi yapılarak yapım işinin bitirilme tarihinin 18.10.2009 olarak belirlendiği, isletme hakkı başlangıç tarihinin de 18.10.2009 olarak tespit edilerek 15 yıllık işletme süresinin başlatıldığını ancak ekonomik nedenlerle kiralananın davalıya devredilmesine onay istenmesi üzerine 10.02.2010 tarih ve 3508 sayılı olur ile talebin uygun görüldüğünü, 12.02.2010 tarihinde davalı ile İhale İdare Şartnamesi ile Tesis Yaptırma sözleşmesi imzalandığı ve 16.02.2010 tarihinde yer teslimi yapıldığını, işin geçici kabulünün 03.12.2010 tarihinde yapıldığını, devir işleminden sonra devir alan davalı şirket adına Tesis Yaptırma Sözleşmesinin 9 uncu ve 20 nci maddelerine istinaden tesisin zamanında bitirilmemesi nedeniyle 12.02.2010 tarihinden itibaren 03.12.2010 tarihine kadar 294 günlük gecikme zammı karşılığı 275.948,40 TL tahakkuk ettirildiğini, ilk yıl 03.12.2010 - 17.10.2011 dönemi işletme bedeli olan 54.337,50 TL+ KDV toplam 64.118.25 TL’nin tahsil edildiğini ancak ikinci ve üçüncü yıl işletme bedellerinin ödenmediğini, kesinleşen mahkeme kararları ile tespit edilen 18.10.2018 - 17.10.2019 dönemi işletme bedeli olan 147.705 TL+KDV’nin 18.10.2018 tarihine kadar ödenmesinin bildirildiğini ancak davalının belirledikleri 135.906.10 TL+KDV miktarını ödediklerini, 15 yıllık işletme süresinin başlangıç tarihi ve uygulanacak yıllık kira artışları konusunda çelişkiye düşüldüğünü, çözümün yargılama gerektiren teknik inceleme gerektirdiği ileri sürerek; kira sözleşmesinde belirlenen 18.10.2018 - 17.10.2019 başlangıç ve bitiş tarihli kira alacaklarının 147.705 TL + KDV olarak tespitini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile ödenmeyen 11.798.90 TL kira alacağı farkı ve aynı döneme ait 2.730,11 TL kesin teminat farkının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, KDV’nin bedele dahil olup olmadığı konusunda sözleşmede bir hüküm yoksa KDV’nin bedele dahil olduğunun kabul edilmesi ve ayrıca KDV talep edilemeyeceğinin belirtildiğini, işletme bedelinin artışında önceki yılın aynı ayına göre değişim oranında TÜFE'nin baz alınması gerektiğini, bu halde Yeni Ekonomi Programında yapılan değişiklikler ışığında olması gereken işletme bedelinin bir önceki yıl Eylül ayına ilişkin TÜFE artış oranı (% 24,52) baz alındığında 135.906,10 TL+24.463,10 (%18 KDV) yani toplamda 160.369,20 TL (KDV dahil) olduğunu; yine bu hesaba göre oluşan kesin teminat farkının 2.511,54 TL şeklinde revize edilerek işletme bedeli ödemelerinin bu doğrultuda yapılacağının davacıya bildirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imza edilen tesis yaptırma ve tesis işletme sözleşmeleri ile ihale şartnamesine göre yıllık artırımların enflasyon oranında yapılacağının belirlendiği, kira sözleşmesinde aksi yönde bir düzenleme yapılmış olmadıkça KDV bedelinin kira bedeline dahil olacağı hususunun yerleşik Yargıtay İçtihatları ile sabit olduğu, buna göre 2018-2019 kira yılına ilişkin kira bedeli ve yıllık kesin teminat farkının davacı tarafça tespiti talep edilen bedelin çok altında olduğu ve davalı tarafça bu bedeli aşar nitelikte ödeme yapıldığı hususunda çekişme olmadığı gerekçesiyle, hukuki yarar olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; taraflar arasında geçerli olarak kurulan sözleşme uyarınca işletme hakkı başlangıç tarihinin 18.10.2009 olarak tespit edildiğini ve 15 yıllık işletme süresinin bu tarihten itibaren başlatıldığını, sözleşmeyi devralan davalı tarafça yapım işinin 03.12.2010 tarihinde bitirilerek geçici kabulün yapıldığını, ilk yıl işletme bedelinin 03.12.2010 – 17.10.2011 dönemi için hesaplanarak tahsil edildiğini, sonraki yıllar işletme bedellerinin ise TÜİK tarafından enflasyon iki ayrı endeksle (ÜFE ve TÜFE) hesaplandığından artışın yapılacağı ay olan Ekim ayı ÜFE ve TÜFE oranlarının ortalamasında artış yapılarak yeni dönem işletme bedellerinin hesaplandığını ancak davalının 18.10.2018 – 17.10.2019 dönemi için belirlenen kira bedelini eksik ödenmesi nedeniyle bahse konu kira hususunun tespiti için gerekli araştırmanın yapılması amacıyla açılan davanın haksız ve mesnetsiz bir şekilde reddedildiğini, sözleşme gereği 18.10.2018-17.10.2019 başlangıç ve bitiş tarihli kira alacağının 147.705 TL+KDV olarak tespiti ile ödenmeyen 11.798,90 TL kira alacağı farkı ve aynı döneme ait 2.730,11 TL kesin teminat farkının ödenmesi gereğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirket ile yeni sözleşme düzenlenip, işin bitirilmesi için 10 ay süre verildiği, işin geçici kabul tarihinin 03.12.2010 olarak belirlendiği buna göre işletme bedeli dönem başlangıcının aralık ayı olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmadığı ayrıca açılan davanın teknik anlamda kira bedelinin tespiti davası olmadığı, kira sözleşmesinin bir kısım hükümlerinin taraflarca farklı yorumlanması nedeniyle düşülen uyuşmazlığın giderilmesine yönelik olduğu, kaldı ki tespit için harç da yatırılmadığı, temyiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen karar gereğince KDV'nin sözleşmede kararlaştırılan kira bedeline dahil olduğu, 7161 sayılı Kanun’un 18.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle dava konusu 03.12.2018-03.12.2019 dönemi için tüfe değişim oranının uygulanmasının mümkün olmadığı, taraflarca kira artışının tefe+tüfe ortalaması üzerinden yapılması hususunda anlaştıkları belirtildiğinden bilirkişi tarafından tefe+tüfe ortalaması üzerinden artış yapılarak dava konusu dönem kira bedelinin belirlendiği, buna göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; 04.07.2012 tarihli Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 53 üncü maddesi ile yürürlüğü ertelenen TBK hükümlerinin, kiracının Türk Ticaret Kanunu’nda tacir sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olan işyeri kiraları için geçerli olduğunu, özellikle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 339 uncu maddesinin ikinci fıkrasındaki özel düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu konut ve çatılı işyeri niteliğindeki kira sözleşmelerine TBK hükümleri ve bu bağlamda TBK 339 uncu ve 356 ncı madde hükümlerinin evleviyetle uygulanacağını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2018 dönemi kira bedeline uygulanacak artış oranının tespiti ile bu döneme ilişkin kira farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6353 sayılı Kanun ile değişik 6217 sayılı Kanun’un geçici 2 inci maddesi uyarınca; kiracının Türk Ticaret Kanunu'nda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu iş yeri kiralarında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddelerinin yürürlüğü 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle ertelenmiştir. Yürürlüğü ertelenen bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak; sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri, kira sözleşmesinde hüküm olmayan hallerde mülga 818 sayılı Borçlar Kanun'u hükümleri uygulanacaktır.
2. 18.01.2019 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 7161 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi ile yapılan ve bu Kanun’un 69 uncu yürürlük maddesi gereğince 01.01.2019 tarihinden sonrası için 6098 sayılı Kanun’un 344 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan "üretici fiyat endeksindeki artış" ibareleri "tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim" şeklinde değiştirilmiştir.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve 6353 sayılı Kanun ile değişik 6217 sayılı Kanun’un geçici 2 inci maddesinin kiracının tacir olduğu tüm işyeri kiraları için geçerli olacağının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.