Logo

3. Hukuk Dairesi2022/842 E. 2022/2790 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bölge adliye mahkemesinin, bağlı kredi sözleşmesinden kaynaklanan davada, ilk derece mahkemesince hükmedilen harç miktarını düzelterek yeniden hüküm altına alması gerekirken, tahsil edildiği gerekçesiyle harç konusunda hüküm kurmaması doğru mudur?

Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak hüküm altına aldığı miktar üzerinden harcı yeniden hesaplayıp hüküm altına alması gerekirken, ilk derece mahkemesince hükmedilen ve tahsil edilen harç miktarına atıfta bulunarak harç konusunda hüküm kurmaması usul ve yasaya aykırı görülerek, karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ...3. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı .... vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı bankanın garantisi ve tanıtımı ile davalı ...İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından inşa edilecek "... Residence" adlı siteden daire almaya karar verdiğini, davalı banka ve davalı şirket yetkilileri ile görüştüğünde anılan projeden daire alması halinde davalı bankanın garantörlüğünde kredi verileceğinin belirtildiğini, davalı bankanın ...Şubesinde davalı şirket ile projenin B Blok 1. Kat 10 numaralı ve B Blok 1. Kat 11 numaralı bağımsız bölümlerin satışı hususunda adi yazılı sözleşmeye istinaden nakit olarak 105.000 TL ödeme yaptığını, 28/09/2015 tarihinde garanti kapsamında konut finansman kredisi ve teminat sözleşmesi imzaladığını, taşınmaz tapu devrinin ve ipotek tesis işlemlerinin 02/10/2015 tarihinde yapıldığını, her bir daire için 210.000 TL bedelli kredi sözleşmesine istinaden bugüne kadar 28 taksit olmak üzere toplam 270.232,48 TL ödeme yaptığını, sözleşmede dairelerin teslim tarihi olarak 31/12/2016 tarihi belirlenmiş ise de belirlenen tarihte taşınmazın teslim edilmediğini, davalıların uğramış olduğu tüm zararın tazmininden müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin ön ödemeli satış sözleşmesi olmadığını, davalı bankanın inşaat durmuş olmasına rağmen yaptığı ödemeleri hesapta tutmamasının da haksız olduğunu, sözleşmeden dönme nedeniyle tapu devrine hazır olduğunu ileri sürerek; sözleşmenin iptalini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalı şirkete yaptığı ödeme ile davalı bankaya ödediği kredi masrafları ile kredi taksitlerinin ödendiği tarihlerden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte hesaplanmasını ve şimdilik 10.000 TL'nin ve 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalı banka; davacı ile diğer davalı şirket arasındaki daire satışı sözleşmesinin tarafı olmadığından inşaatın süresinde bitirilmemesi ile bir ilgisinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının sözleşmeden cayma ve dönme hakkını kullanmadan dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının krediden kaynaklanan herhangi bir zararı da olmadığını, dolayısı ile uygun illiyet bağının da bulunmadığını, davaya konu konut kredisine ilişkin tüm işlemlerin davacının talebiyle ve imzasıyla yapıldığını, tarafına sorumluluk yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.

İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı ile davalılar arasında 10 ve 11 numaralı bağımsız bölüm için 25/09/2015 tarihli düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve 28/09/2015 tarihli konut finansmanı kredi sözleşmelerinin ayrı ayrı iptaline, davacının bu sözleşmeler nedeniyle davalılara ayrı ayrı borçlu olmadığının tespitine, talep ile bağlı olmak kaydı ile davacı tarafından dava konusu 10 ve 11 numaralı bağımsız bölüm için peşin olarak ödenen 325.000 TL peşinat, 269.936,52 TL kredi taksiti, 2.100 TL kredi tahsis ücreti, 370 TL ipotek tesis ücreti ve 10 numaralı bağımsız bölüm için ödenen 1.313,71 TL hayat sigortası pirimi olmak üzere toplam 598.720,23 TL'nin dava tarihi olan 05/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... yönünden 28/09/2015 tarihli Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesinde belirtilen kredi limiti olan 423.783,71 TL ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalılardan .... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; davacı ile davalı banka arasında imzalanan konut finansmanı sözleşmesi bağlı kredi sözleşmesi niteliğinde olduğundan davalı bankanın davacı tarafından ödenen satış bedelinden kredi miktarı ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının manevi tazminat talebi ile ilgili yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, bu taleple ilgili değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığı gerekçesiyle; davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne, davacı ile davalılar arasında düzenlenen 10 ve 11 numaralı bağımsız bölüm için 25/09/2015 tarihli Düzenleme Şeklindeki Gayri Menkul Satış Vaadi Sözleşmesi ve 28/09/2015 tarihli Konut Finansmanı Kredi sözleşmelerinin ayrı ayrı iptaline, davacının bu sözleşmeler nedeniyle davalılara ayrı ayrı borçlu olmadığının tespitine, talep ve ıslah dikkate alınarak davacı tarafından ödendiği sabit bulunan 423.783,71 TL’nin dava tarihi olan 05/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ....nin sorumluluğu taraflar arasında düzenlenen iki adet konut finansman kredisi limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; karar, davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.

1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2)İlk derece mahkemesince talep aşımı ile toplam 598.720,23 TL üzerinden hüküm kurularak bu miktar üzerinden hesaplanan 40.898,58 TL harcın davalılardan tahsiline karar verilmiş, davalı banka vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden 423.783,71 TL üzerinden hüküm kurulmuş ise de, hüküm altına alınan bu miktar üzerinden hesaplanan 28.948,66 TL harcın

davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 40.898,58 TL harcın ilk derece mahkemesince verilen kararda hüküm altına alınıp 09/01/2021 tarihli alındı ile tahsil edildiğinden bahisle bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına yönelik değerlendirme yapılması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370/2. maddesi gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin çıkartılarak yerine "5-Davalı ....den 09/01/2020 tarihinde tahsil edilen 40.898,58 TL karar ilam harcından, hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanıp davalılardan alınması gereken 28.948,66 TL’nin mahsubu ile bakiye harcın talep halinde davalı ....ye iadesine," bendinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.