Logo

3. Hukuk Dairesi2022/8481 E. 2023/227 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Futbolcu sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, mahkemenin hüküm fıkrası ile gerekçesi arasında çelişki bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hüküm fıkrasında itirazın kısmen iptaline ve icra inkar tazminatının reddine karar verildiği halde, gerekçede toplam alacak miktarı üzerinden davanın kabulüne ve alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının kabulüne karar verildiğinin belirtilmesi suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulması, usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/364 E., 2022/213 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 15.05.2017 tarihli ve 2015/38533 E., 2017/6012 K. sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; taraflarca 28.07.2009 – 31.05.2011 tarihleri arasını kapsayan profesyonel futbolcu sözleşmesi yapıldığını, davalı kulübün sözleşme ile kararlaştırılan asgari ücret ödemelerinden 2009 yılının ağustos ayından, 2011 yılının mayıs ayına kadar 22 aylık ücreti olan 16.384,50 TL ve 2010/2011 sezonuna ilişkin 30 maçta oynamasına karşılık ödenecek maç başı ücret alacağından 50.150 TL’lik hakedişini davacıya ödememesi nedeniyle alacağını tahsil etmek amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40'dan az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının davalı tarafından bir kısmının elden, bir kısmının banka aracılığıyla olmak üzere fazlasıyla ödendiğini, ayrıca davacıya 2009-2010 sezonunda 4 kez, 2010-2011 sezonunda 7 kez, her biri 1.700 TL olmak üzere davalı kulüpçe disiplin cezası verildiğinden, bu cezaların davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.05.2015 tarihli ve 2012/552 E., 2015/225 K. sayılı kararıyla; senetlere mahsuben yapılan 72.500 TL ödemenin davacı tarafça sözleşme dışı imza parası olarak ödendiğinin ileri sürülmesi nedeniyle ödemenin asgari ücret ve maç başı ücreti olarak ödendiğini kesin delil ile ispatlayamayan davalı vekilinin yemin teklif etmesi üzerine, davacının asgari ücret ve maç başı ödemesinin senetle yapılmadığını beyan etmesiyle dava konusu alacaktan mahsup edilmemiş, prim adı altında ödenen meblağlar ise sözleşme harici yapılan ödül ödemeleri olduğundan bu ödemelerin de tenkisi yapılmaması gerektiği kanaatine varılarak, davalı tarafça ödendiği ispatlanan miktar ve Profesyonel Disiplin Kurulunca iptal edilmemiş olan para cezalarının davacı alacağından indirilmesi üzerine davanın kısmen kabulüne, davalının... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/5850 E. sayılı dosyasında yaptığı itirazın asıl alacağın 64.756,34 TL'si yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, asıl alacak üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 15.05.2017 tarihli ve 2015/38533 E., 2017/6012 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin, dosyaya kazandırılan 13.01.2014 tarihli ve 29.04.2015 tarihli bilirkişi raporlarında hesaplama tekniği bakımından farklılıklar olması, futbolcu alacağının değişik miktarlarda hesaplanması suretiyle çelişki oluşmasına rağmen, gerekçeli kararda bu çelişkilere değinilmeden ve hangi raporun hükme esas alındığı açıklanmadan karar verilmiş olması nedeniyle, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm delillere göre ve bahsedilen raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla, yeniden uzman bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinden İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; senetlere mahsuben yapılan 72.500 TL ödemenin, davacı tarafça sözleşme dışı imza parası olarak ödendiğinin ileri sürülmesi nedeniyle ödemenin asgari ücret ve maç başı ücreti olarak ödendiğini kesin delil ile ispatlayamayan davalı vekilinin yemin teklif etmesi üzerine, davacının asgari ücret ve maç başı ödemesinin senetle yapılmadığını beyan etmesiyle dava konusu alacaktan mahsup edilmemiş, prim adı altında ödenen meblağlar ise sözleşme harici yapılan ödül ödemeleri olduğundan, bu ödemelerin de tenkisi yapılmaması gerektiği kanaatine varılarak, davalı tarafça ödendiği ispatlanan miktar ve Profesyonel Disiplin Kurulunca iptal edilmemiş olan para cezalarının davacı alacağından indirilmesi üzerine davacı alacağı belirlendiği ve takibe konu alacak davalı tarafça basit bir hesap ile belirlenebilecek likit bir alacak olduğundan icra inkar tazminatı talebinin kabul edilmesi gerektiği açıklanarak davanın kısmen kabulüne;... 1. İcra Dairesi'nin 2012/5850 E. sayılı dosyasındaki takibin 52.656,29 TL'lik kısmı yönünden itirazın iptaline takibin devamına, davanın tam kabul olmaması sebebiyle ve yargılamayı gerektirmesinden dolayı icra inkar tazminatı talebinin her iki taraf yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kararın hüküm kısmı ile gerekçesinin çelişmesi, davalı tarafın yaptığı ödemeleri hangi borcuna ilişkin yaptığını ispat edememesine rağmen bu ödemelerin talep edilen alacaklardan mahsup edilmesinin hatalı olması, alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği nedenleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, gerekçeli kararda eksiklik ve çelişki bulunması, davalı kulübün senetle yaptığı ödemelerin mahsubunun yapılmamasının usul ve yasaya aykırı olması, senet ödemelerinin transfer peşinatı (imza parası) olarak ödendiğinin ispat külfetinin davacıda olduğu, primlerin maçbaşı ödemeleri olarak yapıldığının kabulü gerektiği, 5.250 TL maçbaşı ödemesinin, 2.450 TL ödemenin 2009/2010 dönemine ilişkin olduğunun kabulünün hatalı olduğu, verilen para cezalarının davacının talep ettiği alacak miktarından mahsup edilmemesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki futbolcu sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebi hakkında başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. T.C. Anayasa’sının "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası şu şekildedir;

"Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır."

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı kanun) 298/2 nci maddesi şu şekildedir;

“(2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”

3. Değerlendirme

1. Bilindiği üzere, mahkemece verilen hüküm, bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; hükmü, kısa karar (hüküm fıkrası) doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte hakimin yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de kısa karara uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, hükmün tefhim edilen kısa karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardandır.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3 üncü maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (6100 sayılı Kanun m.298/2). Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz/kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.04.1992 tarihli ve 1991-7 E., 1992-4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.

3. Somut olayda; mahkemece, hüküm fıkrasında “Davanın kısmen kabulü ile,... 1. İcra Dairesinin 2012/5850 E. sayılı dosyasındaki takibin 52.656,29 TL'lik kısmı yönünden itirazın iptaline, takibin devamına, davanın tam kabul olmaması sebebiyle ve yargılamayı gerektirmesinden dolayı icra inkar tazminatı talebinin her iki taraf yönünden reddine...” karar verilmiş olmasına rağmen yazılan gerekçede; davacının toplam alacak miktarının 64.756,34 TL olduğu belirtilerek, bu miktar üzerinden davanın kabulü yoluna gidildiği ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin kabul edildiğinin belirtilmesi suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

4. Bozma sebebine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,