"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 19.02.2013
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, davalılar ile birlikte ortak murisleri olan ... ...'e ait olan iki taşınmazın dükkan olarak davalılar tarafından kullanıldığını, kira geliri elde ettiklerini, elde edilen gelirden paylarına düşen miktarın ödenmediğini ileri sürerek tarafların elbirliği halinde mülkiyetinde bulundurmuş oldukları ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 31 ada 9 parsel nolu 33,50 m² yüçölçümlü kargir dükkan niteliğindeki taşınmaz ile ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 34 ada 8 parsel nolu 89,44 m² yüzölçümlü dükkan niteliğindeki taşınmaz için emsal kira gelirleri değerlendirilerek kendilerine düşen ve murisin ölüm tarihinden bu yana elde edilen gelirin yasal faizi ile birlikte tespit edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; davaya konu edilen ve muris babasından intikal eden halihazırda ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 34 ada 8 parsel nolu 89,44 m² yüzölçümlü dükkan niteliğindeki taşınmazı kardeşi Önder kalenderin kullanmakta ve işletmekte olduğunu tarafının bu dükkanla ilgili bir gelirinin ve zilyetliğinin olmadığını, zaten bu hususun dava dilekçesinde de belirtildiğini, ancak davaya konu edilen diğer taşınmazın ölüm tarihinden bu yana tarafınca kullanıldığını davacı taraf ile yaptıkları anlaşma kapsamında satışa çıkarıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ...; davacıların ... ili ... ilçesi ... mahallesi 34 ada 8 parselde kain taşınmazın 01.08.2007 tarihinden bu ana ekte sunulan kira kontratına dayanılarak Esin... tarafından kullanıldığını, taşınmazı fiilen kullanan ve kiralayanın Esin... olduğunu, bu sebeple aleyhine açılan davanın öncelikle husumet yokluğundan reddini talep ettiğini, kira kontratı ile sabit olan kira bedeline rağmen davacı yanın kira tespiti talebinde bulunmasında 6100 sayılı HMK 106/2 maddesi gereğince hukuki yararının olmadığını, davacı yanın delil olarak dayandığı ... 6. Noterliğinin 03.01.2013 tarih ve 00092 yevmiye nolu ihtarnamesi ile tarafından talep edilen aylık 2000,00 TL kira bedelinin, taşınmazın bulunduğu mevkii itibariyle dikkate alınacak emsal kira bedellerine nazaran fahiş miktarlı olduğunu, ... bu taşınmazın ekte sunulan kira kontratından anlaşılacağı üzere aylık 100,00 TL kira bedeli ile kiralandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tespit davalarının ... davalarının öncüsü olduğunu, bu nedenle ... davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, hukuki yararın bulunmasının dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilmesi gerektiğini, hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini (HMK 114/1-h, 115 m.), somut olay değerlendirildiğinde davacının murislerinden kendilerine intikal eden ve davalının kullanımında olan taşınmazın murisin ölüm tarihinden itibaren getirisinin tespitinin talep olunduğu, ilgili talebin niteliği dikkate alındığında davacı tarafından varlığı iddia olunan taşınmaz getirisinin davalıdan tahsili istemli ... davası açmasının mümkün olmasına rağmen tespit davası niteliğindeki işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, davacıların ve davalıların murisi ... ...'e ait taşınmazların, ... ... sağ iken davalılar ... ve ... tarafından kira sözleşmesine istinaden kullanıldığını, babaları muris ... ... ile kontratları devam etmekte iken baba ...'ın vefat ettiğini, vefatından sonra da vekil edenlerinin taşınmaza miras payları oranında hissedar olduğunu, ancak kira sözleşmesi olması sebebiyle ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/138 E. sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını ve bu davanın kabul edildiğini, Yargıtay 13. HD 2017/9415 E., 2017/12501 K. sayılı ilamı ile uyuşmazlığın kira uyuşmazlığı olmaması, vekaletsiz ... görme hükümlerine dayanması gerekçesi ile görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle bozma kararı verildiğini, oysaki ... tarafından 04.03.2013 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/138 E. sayılı dosyasına sunulan cevap dilekçesinde davaya konu ... ilçesi ... Mah. 34 ada 8 parseldeki taşınmazı eşi Esin...'in kullandığı ve eşi tarafından bankaya kira bedelinin yatırıldığının iddia edildiğini, 04.03.2013 tarihli diğer davalı ...'in sunduğu cevap dilekçesinde de kendisinin babasına ait taşınmazı kullandığını ikrar ettiğini, ayrıca 8 parseldeki taşınmazı da kardeşi ...'in kullandığını beyan ettiğini, aynı dosyada bozma öncesi 27.11.2013 tarihli duruşmada davalılardan ...'in vekili tarafından ...'in tek başına kiracı olduğuna dair beyanının zabıt altına alındığını, hal böyle olunca 8 parseldeki kiracının Esin... mi davalılardan ... mi olduğu hususu ve hem bu taşınmaz hem de ... tarafından kullanılan taşınmazların kira bedellerinin açıklığa kavuşması gerektiğinden tespite dair dava açmakta vekil edenlerinin hukuki yararı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mirasçılar arasında vekaletsiz ... görme kapsamında tahsil edilen kira gelirinin mirasçılık payı oranında tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 106/2 nci ve 107 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hallere, dava ( yargılama) şartları denir.
2. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da, açılmış sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, kural olarak davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-h maddesi gereği davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartıdır. Dava açmakta hukuki yarar için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (... H., ..., O./..., M.: Medeni Usul Hukuku, ... 2011, s.297).Uyuşmazlığın çözümünde, hukuki yarar kavramının tespit davasındaki yansımasının ne olacağının ayrıca irdelenmesinde yarar vardır.
4. Bilindiği üzere, mahkemeden istedikleri hukuki korunmaya göre davalar ... davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır.
5. ... davalarında; bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şey yapılmaması istenmekte iken; inşai (yenilik doğuran) davalar ile de var olan bir hukuki durumun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar.
6. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir, Diğer bir anlatım ile davalının varlığını inkar ettiği ilişkinin var olduğu veya yokluğunu inkar ettiği hukuki ilişkinin yok olduğu hükme bağlanır.
7. Bir hukuki ilişkinin varlığı, tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Bundan başka, o hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde, davacının korunmaya değer güncel bir hukuki yararının bulunması gerekir (6100 sayılı Kanun m. 106/II ).
8. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır.
9. Tespit davası ... davasının öncüsüdür. ... davası açılması mümkün olan hallerde, tespit davası açılmasında (kural olarak) hukuki yarar yoktur. Çünkü ... davası sonunda verilen hüküm ile aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilir. Bundan başka, ... davası açılması mümkün olan hallerde, tespit davası açılmasına da izin verilirse, dava sayısının iki misline çıkması tehlikesi vardır. Bu ise, yalnız mahkemelerin işlerini çoğaltmakla kalmayıp, aynı zamanda hak arayanlar için de zaman ve para kaybına sebep olur ve bu nedenle usul ekonomisi ilkesine aykırı düşer (Kuru, Baki, Medeni Usul Hukuku Cilt I, Yetkin Yayıncılık, ...: 2020, s.403-405).
10. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin üçüncü fıkrasında; "Ayrıca, kısmi ... davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir." düzenlemesinin bulunduğu, bu fıkranın ise 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı Kanun'un 7 inci maddesi ile mülga hale geldiği açıktır.
11. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının murislerinden kendilerine intikal eden ve davalının kullanımında olan taşınmazın murisin ölüm tarihinden itibaren getirisinin tespitinin talep olunduğu, ilgili talebin niteliği dikkate alındığında davacı tarafından varlığı iddia olunan taşınmaz getirisinin davalıdan tahsili istemli ... davası açmasının mümkün olmasına rağmen tespit davası niteliğindeki işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin temyiz isteklerinin reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanununa uygun olan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.