Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1102 E. 2023/3396 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu'nun eczane ile olan sözleşmesini, eczane çalışanının sahtecilik suçuna karışması nedeniyle feshetmesi üzerine açılan kurum işleminin iptali davasında, fesih işleminin geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ve ceza davasında eczane çalışanı hakkında mahkumiyet kararı verildiği tespit edilmiş ise de; bozma kararında atıf yapılan ve uyuşmazlığa uygulanması gereken yeni protokollerde, eczacı veya çalışanlarının dışında üçüncü kişilerin eylemlerinden dolayı ilk tespitte sözleşmenin feshedileceğine dair bir hüküm bulunmadığı gözetilerek, mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ...'da bulunan ... Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, ... Cumhuriyet Başsavcılığının müvekkilinin de içinde bulunduğu şahıslar hakkında resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırma vs suçlarından soruşturma başlattığını ve bazı şüpheliler hakkında ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/486 Esas sayılı dosyası ile kamu davasının açıldığını, yargılamanın halen devam ettiğini, müvekkili hakkında yapılan soruşturmada hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, ... bu kararın kesinleştiğini, müvekkilinin bu suçları işlemediğini ve yargılama konusu olaylarla ilgili herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, haklarında kamu davası açılıp yargılaması devam eden sanıklardan Serdar ... Yazgan'ın eczane çalışanı olduğunu yani 3. kişi konumunda bulunduğunu, ... SGK İl Müdürlüğü Kordon Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 21/12/2009 tarih ve B.13.2.SGK.4.35.20.01/Ecz sayılı ve fesih konulu yazısı ile ... ile ... Eczacılar Birliği arasında imzalanan ... ile olan sözleşmesini 2 yıl süre ile feshettiğini bildirdiğini, eczanede reçete karşılama işleminin de yapılmamasının istenildiğini, kurumun fesih kararında dayandığı protokolün 6.3.19. maddesi gereğince kurumu zarara uğratan eczanelerin sözleşmelerinin feshedilerek cezai müeyyideler uygulanır dendiğini, fakat aynı maddenin son kısmında ise olayın üçüncü kişilerin dahilinde eczacı kastı dışında gerçekleşmesi halinde madde hükümlerinin uygulanmaz dendiğini, müvekkilinin olayla hiçbir ilgisi ve bilgisinin bulunmadığını, 3. Kişi konumundaki eczane çalışanı sanık hakkında ise yargılamanın devam ettiğini, kesinleşen bir cezanın bulunmadığını, yargılama sonuçlanıp çalışan hakkında herhangi bir ceza verilse dahi bu durum müvekkilinin dahili dışında gerçekleştiğinden kurumun yine de eczane hakkında fesih kararı veremeyeceğini, kesin durumun müvekkilinin kamu davası ve kurumun fesih nedenine dayalı olayla hiç bir ilgisinin bulunmadığını, kurumun aldığı fesih kararının protokole aykırı olduğunu, bu durumda müvekkiline ait eczanenin faaliyetine devam etmesinin sağlanmasının gerektiğini, tüm bu nedenlerden dolayı ... bu davayı açmalarının zaruretinin hasıl olduğunu, sözleşmeden kaynaklanan feshin haksız olduğunun tespiti ile muarazanın giderilmesini, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için sahibi olduğu eczenenin faaliyetinin tekrar devam edebilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ... SGK İl Müdürlüğü Kordon Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 21.12.2009 tarih ve B. 13. 2. SGK 4.35.20.01/

Ecz. sayılı fesih işleminin iptaline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine, karşı taraf vekalet ücretinin avukat olarak kendi adlarına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; öncelikle açılan davada kurumca yapılan fesih işleminin haksız olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, kurumun Rehberlik ve Teftiş Başkanlığınca yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen 13.08.2009 tarihli rapora ilişkin Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 05.09.2009 tarihli oluruna istinaden davacıya ait eczanenin kurumla olan sözleşmesinin 2 yıl süre ile feshedildiğinin bildirildiğini, kurumca ilgili mevzuat hükümleri uygulanarak işlem yapıldığını ve usulsüzlük bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.11.2016 tarihli, 2009/399 Esas, 2016/25 Karar sayılı kararı ile; eczane sahibi hakkında ceza davası yönünden kovuşturmaya yer olmadığı karar verilmiş ise de bunun bir önemi olmadığı, önemli olanın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin ihlal edilip edilmediği hususu olduğu, sözleşmede öngörülen müeyyidelerin uygulanması için sözleşmenin ihlali yanında eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi gibi bir hususun bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki beyanlarına itibar edilmediği, yine eczaneler ile ... arasında yapılan yeni sözleşmelerde feshe sebep olan sözleşme hükmünün yumuşatıldığı ve değiştirildiği yönündeki beyanlarına da itibar edilmediği, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre yargılama yapılacağı ve hüküm kurulacağı, taraflar arasında davadan sonra veya bugün itibariyle yapılmış veya yapılacak olan sözleşme hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.04.2018 tarihli, 2016/22235 Esas, 2018/5082 Karar sayılı ilamı ile karar onanmış, süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

3. Dairenin 11.02.2021 tarihli, 2020/3974 Esas, 2021/1301 Karar sayılı ilamı ile; dosya kapsamından davacının oğlu eczane çalışanı ... hakkında kamu davası açıldığı ve ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/486 Esas sayılı dosyasında 13.10.2017 tarihinde ... hakkında; suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan beraat, diğer suçlardan mahkumiyet kararı verildiği ancak kararın kesinleşmediği, BK 53 üncü maddesi hükmü uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değil ise de mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğu, o halde, mahkemece, ceza dosyası neticesinin beklenmesi ve sonucuna göre 2012 ve 2016 eczane protokolünün değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması gerekirken zuhulen onandığı anlaşılmakla davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile kapatılan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 25.04.2018 tarih ve 2016/22235 Esas, 2018/5082 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/486 esas 2017/243 karar sayılı dosyasının bir suretinin Uyap sisteminden getirildiği ve incelendiği, bu aşamada 2012 ve 2016 eczane protokolünün de değerlendirildiği, 2008 yılı protokolünün 6.3.19 maddesinde yer alıp 2012 ve 2016 protokollerinin bu maddeye karşılık gelen 5.3.10 maddesinde de açık bir şekilde davacı eczacı ya da çalışanlarının ''kastının '' bulunması olgusu birarada değerlendirilmesi gerekmekte olup, ceza mahkemesinde verilen mahkumiyet kararının maddi vakıa bakımından hukuk hakimini bağlayıcı olması, kesinleşen mahkumiyet kararına göre, eczane ile ilgili olan konularda üçüncü kişilerle tamamen ...'ın irtibatlı olup fiilen eczaneyi bu şahsın işlettiği, ... eczanesi üzerinden sahte küpürlü ilaçların yazıldığı, toplamda 30.731,30 TL bedelli reçeteler kullanılarak kamu zararının oluşmasına sebebiyet verdiği, bu haliyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının işlenmesine doğrudan katıldığı, bu halde kastının varlığı kanaati ile davalı kurumun fesih işlemi yerinde olduğundan davacının davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; müvekkili hakkında yapılan soruşturmada hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olup işbu kararın kesinleştiğini, müvekkilinin isnat edilen bu suçları işlemediğini, yargılama konusu olaylarla ilgili herhangi bir bilgisi bulunmayıp, haklarında kamu davası açılıp yargılaması devam eden sanıklardan ...'ın eczane çalışanı, yani 3. kişi konumunda bulunduğunu, ceza mahkemesindeki olay müvekkilin dahili dışında gerçekleştiğinden dolayı kurumun yine de eczane hakkında fesih kararı vermesinin mümkün olmadığını, temyize konu dava devam ederken, davaya konu prokolle ilgili değişiklikler olduğunu ve dava konusu protokoldeki fesih şartının sonraki protokollerle uygulamasının ortadan kalkmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. 2012 ve 2016 yılı ... Kapsamındaki Kişilerin ... Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol'ün 5.3.10 uncu maddesi ile 2016 yılı protokolünün 6.10. ve 6.12. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, ceza dosyasının UYAP sistemi üzerinden dosya içine alınarak incelendiği ve davacı eczacının oğlu ve eczaneyi birlikte işlettikleri ... hakkındaki kararın kesinleşmesinin beklendiği, ceza davasında tespit edilen maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayacağından, davacı eczacının çalışanı ve oğlu olan ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet kararı verildiği ve kesinleştiği anlaşılmakla, bu şekilde davacı eczacının taraflar arasında imzalanan protokol hükümlerini ihlal ettiği anlaşılmıştır.

2. Ne var ki mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bozma ilamında bahsedilen 2012 ve 2016 yılı protokollerinin yukarıda yer verilen 5.3.10 uncu maddesindeki; '' Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 yıl süreyle sözleşme yapılmaz. Ancak, söz konusu sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte raporun eczacı ya da eczane çalışanları dışında üçüncü kişilerin dahli ile Kuruma fatura edildiğinin yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi halinde bu madde hükmü uygulanmaz.'' hükmü doğrultusunda yeni protokol hükümlerinde bu durumun ilk kez tespit edilmesi halinde sözleşmenin feshedileceğine dair bir düzenleme bulunmadığından, lehe olan protokol hükümleri gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken protokol hükümleri yanlış değerlendirilerek yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.