Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1277 E. 2023/3149 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair mahkeme kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunda, daha önceki yargılama aşamasında lehine hükmedilen vekalet ücretinin tekrar hükmedilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uyma yükümlülüğü ve bozma kararı dışında kalan kısımların kesinleşmesi esasları gözetilerek, davalı lehine daha önce hükmedilen vekalet ücreti yönünden verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle davalı şirketin temyiz talebi reddedilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Söğütlü-Karasu enerji nakil hattına ilişkin 26.11.1984 tarihli taahhüt senedi düzenlenerek 197.323 m² saha için davalı kurumlara irtifak hakkı tahsis edildiğini, bu taahhüt senedinin 7-a maddesinde her beş yılda yeniden arazi kullanma bedelinin belirleneceği ve 04.04.2002 tarihli protokol ile sonraki yıllara ait artışların kararlaştırıldığı halde davalıların eksik ödeme yaptığını ileri sürerek, 558.425,77 TL eksik ödemenin KDV'si ile birlikte ödenmesi gereken tarihlerden tahsil tarihine kadar 6183 sayılı Kanun gereğince hesaplanan aylık gecikme zammı ve gecikme zammı KDV'si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 24.05.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 926.059,53 TL'ye çıkarmıştır.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; husumetin müvekkillerine yöneltilmesinin yanlış olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... ... vekili; zamanaşımının dolduğunu, davacı idare vekilinin talep ettiği orman izin bedeli farkının 1999-2008 yılları arasını kapsadığını, talebin şirketin özelleştirildiği 11.02.2009 tarihinden öncesine ait olması nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, dağıtım tesislerinin mülkiyetinin diğer davalıya ait olduğunu, orman geçiş izni bedelinin dayanağı olan 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edildiğini, 5192 sayılı Kanun ile yeniden bir düzenleme yapıldığını, bu alanlarda Devletçe yapılan veya işletilenlerden bedel alınmaz hükmünün getirildiğini, davalı şirketin bir Devlet kuruluşu olduğunu, izin bedeline, miktarına ve hesaplama yöntemine itirazlarının bulunduğunu, orman bedelinin haksız ve fahiş olarak belirlendiğini, 6183 sayılı Kanunu'nun 51 inci maddesine göre gecikme zammı talebinin mümkün olmadığını, Yargıtay kararlarına göre miktarı belirlenmemiş bir bedel veya alacağın muaccel hale gelmesinin ancak bedelin hesaplanması ve hesaplanan bedelin davalı şirkete tebliğ edilmesiyle mümkün olacağını, kendilerine herhangi bir ihtarname tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.07.2011 tarihli ve 2009/389 E., 2011/399 K. sayılı kararıyla; davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı ... ... yönünden 1999–2004 yıllarına ilişkin alacak yönünden zamanaşımı nedeniyle talebin reddine, 2005–2008 yıllarına ilişkin toplam 586.632,45 TL'nin davalı ... ...'tan tahsiline, gecikme zammı ve gecikme zammı KDV uygulanması talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19.09.2012 tarihli ve 2011/16172 E., 2012/20174 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, her ne kadar ödenmeyen veya eksik ödenen arazi tahsis bedelleri yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu gerekçesiyle 1999–2004 yıllarına ilişkin alacak talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de; dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresinin sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık zamanaşımı süresi olup, 25.09.2009 tarihinde açılan dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin henüz dolmadığını, bu nedenle davanın esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının sair, davalı ... ... tüm temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 28.11.2013 tarihli ve 2013/280 E., 2013/543 K. sayılı kararla; yeniden yapılan yargılama sonucunda, 10 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak gecikme faizi ve %18 KDV'nin birlikte hesaplanmak sureti ile davalılardan ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ... ... hakkındaki davanın kabulüne, Söğütlü-Karasu enerji nakil hattına ait arazi kullanım bedeli olan 926.059,53 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 558.425,77 TL'ye dava tarihinden, 367.633,76 TL'ye ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili ve davalılardan ... ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.05.2015 tarihli ve 2014/22118 E., 2015/15006 K. sayılı ilamıyla; davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidildiği, ne var ki, bilirkişiler 1999 yılına ilişkin alacağın 30.111,49 TL olduğunu bildirmişse de, bedelin nasıl bulunduğunun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olarak açıklanmadığı, şayet bu bedel taahhüt senedinin 7-a maddesi gereği komisyonca belirlenmişse bu belirlemenin yöntemine uygun olup olmadığı, idarenin kullanım bedelini belirleme hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket edip etmediğinin irdelenmediği, soyut olarak idarenin bildirdiği 30.111,49 TL'nin esas alındığı, raporun bu haliyle denetime elverişli olmadığı, davacının dava dilekçesi ve 24.05.2011 tarihli ıslah dilekçesinde 1999 ila 2008 yılları arasındaki döneme ilişkin arazi tahsis bedellerinin eksik ödendiğini ileri sürerek eksik ödenen bedellerin KDV'si ile birlikte ödenmesi gereken tarihlerden itibaren tahsil tarihine kadar 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı ve gecikme zammı KDV'si ile birlikte tahsilini talep ettiği, Mahkemece 1999-2004 dönemine ilişkin eksik ödenen asıl alacak miktarına hükmedilmiş ise de, bu dönemlere ilişkin eksik ödenen bedeller yönünden gecikme zammı talebine dair olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda, 2005-2006-2007 ve 2008 yıllarına ait KDV dahil arazi tahsis bedelinin 583.357,83 TL asıl alacak, 99.131,17 TL gecikme zammı ile 17.843,61 TL gecikme zammı KDV'si olmak üzere dava tarihi itibariyle toplam 700.332,62 TL davacı alacağının hesaplandığı, bilirkişi tarafından hesaplanan dava tarihine kadar işlemiş faiz dahil toplam alacağın Mahkemece asıl alacak olarak kabul edilerek karar verildiği ve 700.332,62 TL'nin de içinde olduğu anlaşılan toplam 926.059,53 TL'ye dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmek suretiyle faize de faiz yürütüldüğünün anlaşıldığı, gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 08.10.2019 tarihli ve 2016/101 E., 2019/323 K. sayılı kararla; davacının davalı ...'a yönelik davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine, davacının diğer davalıya yönelik davasının kısmen kabulü ile 701,226,02 TL eksik ödenen arazi kullanım bedeli, 88.986,79 TL KDV olmak üzere toplam 790.212.81 TL alacağın dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince işleyecek gecikme zammı ve gecikme zammı KDV'si ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 99.131,17 TL gecikme zammı ve 17.843,61 TL gecikme zammı KDV'si olmak üzere toplam 116.974,78 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili ve davalılardan ... ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.03.2022 tarihli ve 2022/251 E., 2022/2727 K. sayılı ilamıyla; hükmü temyiz eden davalının sonrasında 08.11.2021 tarihli dilekçe ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmesi nedeniyle temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, ayrıca davacının 14.03.2022 tarihli dilekçesinde; 09.06.2021 tarihli 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun (7326 sayılı Kanun) gereğince davalı ... ... 28.09.2021 tarihinde davacı kuruma müracaat ederek dava konusu alacağı yapılandırarak ... olduğunun bildirildiği, davacı anılan Kanun'un 10 uncu maddesinin on üçüncü fıkrasında; "29/06/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 25 inci, geçici 26 ncı ve geçici 28 inci maddeleri kapsamında ertelenen bedeller hariç olmak üzere, ilgili kanunları uyarınca orman sayılan yerler, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi 30/4/2021 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat/ticari kâr payları asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde başvurulması ve ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra kapsamında olan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için borçluların bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere bu Kanunda belirtilen sürede başvurmaları ve Kanunda öngörülen süre ve şekilde alacakların ödenmesi halinde bunlar için açılan davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu fıkrada belirtilen borçların süresi içerisinde ödenmemesi sebebiyle kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemleri iptal edilenler tarafından borçlar bu fıkrada belirtilen şekilde ödense dahi, iptal işlemi ihya edilmez ve geçerliliğini korur. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilidir." denildiği, bu durumda, Mahkemece açıklanan bu hükmün somut olayda değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar vermesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirketin 7326 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin on üçüncü fıkrası gereği orman izin bedeli farkını, yargılama giderlerini ve vekalet ücretini davacı kuruma ödemesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı, tarafların aralarında anlaştıkları gerekçesiyle davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; bozmadan önce Mahkemece verilen kararda müvekkili hakkında davanın husumet yokluğundan reddine karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedildiği, bilahare kararın bozulduğu ancak bu hususun müvekkili ile bir ilgisinin bulunmadığı, müvekkilinin davanın ilk açıldığı andaki hukuki duruma göre de haklı olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 331 inci maddesinde; "1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder." denildiğini belirterek kararın düzeltilerek müvekkili kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, 1999-2008 yılları arasındaki orman izin bedeli fark bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına, Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle Mahkemece 28.11.2013 tarihinde verilen kararda, davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine ve davalı ... lehine 1.320,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına, bu kararın davacı ve diğer davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.05.2015 tarihli ilamıyla davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı ... yönünden kararın kesinleşmiş olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesiuyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.