Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1299 E. 2023/3081 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine konu borçtan davacının sorumlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davacının borçlu olmadığına ve davalının kötü niyetli takip yaptığına dair delilleri değerlendirerek davayı kabulüne ve kötü niyet tazminatına hükmetmesine ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmadığından, bu husus düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/200 E., 2022/355 K.

DAVA TARİHİ : 06.06.2014

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalıya her hangi bir nedenle borçlu olmadığını ancak hakkında davalı tarafından haksız olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin davacı ile kardeş olduklarını, davacıya tereke yönetimi için vekalet verdiğini, davacının bu vekaletle murislerinin hesabından para çektiğini ve bir kısım altınları da uhdesine geçirdiğini, kendisine miras payı oranında ödeme yapması gerektiğini, takibin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 2018/84 E., 2019/483 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.06.2022 tarihli ve 2022/185 E., 2022/5422 K. sayılı kararıyla; ödeme olgusunun tarafların kardeşi ...'ın beyanı ile ispatlandığı, dolayısıyla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ödeme isbatlandığı için takibin kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, %40 nispetinde kötü niyet tazminatı istenilmiş ise de takibin başlatıldığı tarih itibariyle bu oranın % 20 olduğu gerekesiyle davanın kabulü ile davacının ... 30. İcra Müdürlüğünün 2013/6814 esasına konu edilen borçtan sorumlu olmadığının tespitine, 3.970,90 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili, davada tarafların vekil ile temsili halinde davada haksız çıkan tarafın aleyhine kanuni vekalet ücreti takdir edilmesinin yasal zorunluluk olduğunu ileri sürerek, kararın sadece vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili, borcun varlığının davacı tarafından kabul edildiğini, paranın çekildiğinin de ikrar edildiğini, dilenen tanık beyanlarında da paranın çekildiğinin yinelendiğini, davacının paranın ödendiğine dair herhangi bir somut delil sunamadığını, vekil edeni ile tanık ... arasında mirastan kaynaklı aynı sebeplere dayalı hukuki niza olduğunu, bu tanığın dinlenemeyeceğini tanıklığına itibar edilmeyeceği somut gerçeğine rağmen, aksi yönde değerlendirilip hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, menfi tespit talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 04.02.1959 tarihli, 13/5 sayılı YİBK.

2. 03.09.2022 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kesin bozmaya uyularak verilen İlk Derece Mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine, hukuken incelenmesine yer olmadığına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Davacı vekilinin lehe vekalet ücretine hükmedilmemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, davada kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan 03.09.2022 tarihli ve 31942 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden temyiz itirazının “2.” bentte yazılı nedenlerle kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasına “8.” bendin eklenerek “Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 8.379,04 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.