Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1479 E. 2023/3492 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında imzalanan yurt dışı eğitim ve danışmanlık sözleşmesinin hükümsüzlüğü ve davalı tarafından sözleşmeye dayanılarak başlatılan icra takibine itirazın kabulü istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, davacının sözleşmenin hükümsüzlüğü talebi hakkında bir değerlendirme yapmadan, sadece icra takibine itiraz talebini kabul etmesi, 6100 sayılı HMK'nın 297. ve 359. maddelerine aykırı usul eksikliği bulunduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin hükümsüzlüğü ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, oğlu ...'ün ABD'de basketbol ve lise eğitimi görmesi amacıyla davalı şirket ile yurt dışı eğitim kayıt formu ve katılım sözleşmesi imzaladığını, sözleşmedeki birçok alanın müvekkili tarafından el yazısı ile doldurulduğunu ancak sözleşme bedelinin ve süresinin el yazısı ile yazıldığı kısımların davalı tarafından sonradan doldurulduğunu, sözleşmenin bir nüshasının müvekkiline verilmediğini, müvekkilinin davalı şirket ile bir yıllık sözleşme imzaladığını ve kararlaştırılan tutarı ödediğini, davalının kendi el yazısı ile sözleşmeye eklediği 2018-2019 döneminden kaynaklanan alacak iddiası ile ... 26. İcra Müdürlüğünün 2018/44158 E. sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, spor bursu ile eğitim alan öğrencilerin gelecek yıllardaki okul ücretinin tespit edilmesinin sözleşme tarihi itibariyle mümkün olmadığını, müvekkilinin oğlunun ilk yılında göstereceği başarı oranı henüz tespit edilememişken 3 yıl sabit fiyat üzerinden anlaşma yapılmış olmasının hayatın doğal akışına aykırı olduğunu, ABD'de üç ay eğitim alındıktan sonra davalı şirketin yönlendirdiği basketbol kulübünün kendini feshettiğini, davalı şirketin öğrencilerine sahip çıkmadığını, ilamsız icra takibinin usulsüz tebligat neticesinde kesinleştiğini belirterek; müvekkilinin aleyhine başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takip dayanağı yapılan sözleşmenin hükümsüzlüğüne, icra takibi nedeniyle ödenen veya ödenecek miktarın faizi ile birlikte tahsiline, lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını somutlaştırması gerektiğini, üç yıllık sabit fiyat üzerinden anlaşma yapılmış olmasının sektör uygulamalarına aykırı olmadığını, müvekkilinin sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşmeye keyfi eklemeler yapıldığı iddiasının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında yurt dışı eğitim kayıt formu ve katılım sözleşmesi başlıklı 08.09.2017 tarihli eğitim hizmet sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin ikinci maddesinde davalının yükümlülüklerinin sporcu-öğrenci için bilgileri bulunan okuldan tam ya da kısmi burs sağlanması, katılımcı öğrencinin, programda belirtilen aktivitelerine katılımın sağlanması, öğrencinin kayıt yapacağı okula ilişiğinin sağlanması, kayıt işlemi için gerekli I-20 belgesinin öğrenci-veliye ulaştırılmasının sağlanması olarak düzenlendiği, davacının oğlunun 2017-2018 eğitim öğretim yılında yurt dışında eğitimine başladığı ve bir yıl süreyle eğitime devam ettiği, davalının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiği, davacının dava dilekçesinde belirttiği davalının öğrenci ile ilgilenmediği ve mağduriyetine sebep olduğu iddialarının yerinde olmadığı, kaldı ki verilen kesin süre içerisinde bunun aksini gösterir davacı tarafça sunulan herhangi bir delil de bulunmadığı, öğrencinin eğitim gördüğü basketbol kulübünün kapanması nedeniyle mağduriyet yaşandığı iddia edilmiş ise de davalının sözleşmeye göre ilgili kulübün kapanmayacağı taahhüdünün bulunmadığı, öğrencinin eğitime başlamasının yeterli olduğu, davacı sözleşmenin bir nüshasının kendisine verilmediğini, sırf bu nedenle bile sözleşmenin geçersiz olduğunu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (6502 sayılı Kanun) emredici hükümlerine uyulmadığından sözleşme ile bağlı olunmadığını iddia etmiş ise de Kanun'un 4 üncü maddesinde " Bu Kanunda yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen sözleşmeler ile bilgilendirmeler en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde düzenlenir ve bunların bir nüshası kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilir. Sözleşmede bulunması gereken şartlardan bir veya birkaçının bulunmaması durumunda, eksiklik sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Bu eksiklik sözleşmeyi düzenleyen tarafından derhâl giderilir." hükmünün bulunduğu, buna göre 6502 sayılı Kanun kapsamında yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen sözleşmeler ve bilgilendirmelerin bir nüshasının tüketiciye verilmesinin zorunlu olduğunun düzenlendiği, aksi halin sözleşmenin geçersizliğini doğuracağı yönünde hüküm bulunmadığı, taraflar arasında yapılan eğitim hizmet sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasının zorunlu olduğu yönünde 6502 sayılı Kanun'da herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile ilgili yukarıda belirtilen maddenin uygulanamayacağı, kaldı ki ilgili maddenin uygulanması gerektiği kabul edilse bile davacının sözleşme düzenlendikten sonra ödeme yaptığı ve hizmetten yararlanmaya başladığı göz önüne alınarak artık sözleşmenin bir nüshasının kendisine verilmediğini ileri sürerek sözleşmenin geçersiz olduğu savunmasının mümkün olmadığı, davacının sözleşmenin bir nüshasının kendisine verilmemesi halinde sözleşmenin ifasına başlanmadan önce bu durumu satıcıya iletilerek sözleşmenin bir nüshasının kendisine verilmesini isteyebileceği, aksi halde sözleşmeyi haklı olarak feshetme hakkı olacağının kabulü gerektiği, somut olayda taraflarca ifasına başlanmış olan sözleşmenin sadece sözleşme nüshasının tüketiciye verilmemesi nedeniyle geçersiz olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, davacı sözleşmenin ücrete ilişkin kısmının davalı tarafından sonradan ekleme yapılarak doldurulduğunu, yalnızca bir yıllık sözleşme yapıldığını, kalan iki yıllık kısmın davalı tarafça sonradan doldurulduğunu iddia etmiş ise de taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin incelenmesinde; sözleşmede düzenlenen bazı kısımların el yazısı ile doldurulmuş olduğu ve her sayfada davacının sözleşmeyi okuduğunu belirterek imzasının bulunduğu, sözleşmenin ücret kısmı dışında bazı kısımlarının da el yazısı ile doldurulmuş olması nedeniyle ücret kısmının davalı tarafından sonradan doldurulmuş olduğunun tespitinin mümkün olmadığı, sözleşmenin bedel kısmında üç yıllık anlaşma yapıldığı, davacının bu kısımların anlaşma dışında olduğunu belirtir herhangi bir şerhinin olmadığı, davacının sözleşmenin bu kısımlarının sonradan doldurulduğu yönündeki iddiasının kabulünün mümkün olmadığı, davacı sözleşmeden bir yıl süreyle yararlanmasına rağmen sözleşmeyi haklı nedenle fesih ettiğini veya hizmetin eksik veya ayıplı olduğunu gösterir herhangi bir delil sunamadığı, bu nedenle davalının yürürlükte olan sözleşme nedeniyle eğitim hizmet bedelini talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; icra takibine dayanak yapılan sözleşmenin bedel kısmında el yazısı ile yazan rakamların müvekkilinin eli ürünü olmadığını, davalı tarafından sonradan doldurulduğunu, bedel ve rakam içeren kısımlardaki el yazısının müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin sözleşmeyi sadece 2017-2018 eğitim yılı için 6.000 USD + 6.000 USD için imzaladığını, davalının 2017-2018 yılları için herhangi bir alacak talebinin de bulunmadığını, yapılan görüşmelerde öğrencinin 2018-2019 ve 2019-2020 dönemlerinde okulda ve basketbol çalışmalarında başarılı olması halinde yüksek burslar alma, hatta ücretsiz eğitim alma olasılığının bulunması nedeniyle sonraki yıllar için anlaşma yapılmadığını ancak davalı şirketin 2017-2018 eğitim sezonunda, sözleşmenin (2a) ve (2b) maddelerine aykırı davrandığı için müvekkilinin başka bir danışmanlık firması ile anlaşıp bu firmaya yeniden bedel ödemek zorunda kaldığını, bu dönemlere ait ikinci danışmanlık şirketi tarafından sağlanan i20 - F1 belgeleri ve iki danışmanlık şirketine ve okula yapılan ödemelerin dekontlarını da dilekçe ekinde sunduklarını, davalı şirketin güven sarsıcı eylemlerinin bulunduğunu, davalının kötü niyetini ortaya koyarak sözleşmede boş bırakılan ve anlaşmaya dahil olmayan yıllar için sonradan kendi el yazısıyla eklemeler yaparak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, icra takibinin usulsüz tebligat yapılarak kesinleştirildiğini, hacizler uygulandığını, müvekkilinin mali müşavir olması sebebiyle ticari itibarının zarar gördüğünü, sözleşmenin bilgisayar metni olmayan, vekilinin el yazısını içermeyen ve müvekkili tarafından kabul edilmeyen kısımlarının davalının el yazısı ile yazılan 2018-2019 ve 2019-2020 yıllarına ait 12.000,00 USD bedeli içeren kısımlarının geçersiz olduğunu, başka bir araştırmaya gerek kalmaksızın bu yönden davanın kabulü gerektiğini, davalı şirketin alacak talebinde bulunduğu 2018 yılı sonrası dönemde hiçbir hizmet vermediğini, ödenen 12.000,00 USD bedelden davalı şirketin okul ücretini müvekkiline iade etmesi gerektiğini, davalı şirketin 12.000,00 USD'nin ne kadarının okul ücreti için harcanacağını, ne kadarının danışmanlık ücreti kapsamında kaldığını açıkça belirtmediğini, sözleşmede ismi geçen ...'dan alınan apostille şerhi ve yeminli tercümesi ile usulüne uygun şekilde dava dosyasına sunulan mektupta, davalı şirketin tanınmadığının açıkça belirtilmiş olduğunu, ayrıca sözleşmenin (2.a) ve (2.b) maddelerinde belirtilen yükümlülüklerin, davalı alacaklı şirket tarafından yerine getirilmediğinin açıkça ifade edildiğini, bu mektubun Mahkemece değerlendirilmediği gibi gerekçeli kararda da tartışılmadığını, davalı şirketin sözleşme şartlarına uymadığını, burs temin edemediğini, öğrencinin ABD ülkesine gitme amacı olan basketbol faaliyetlerine katılımını sağlayamadığını, dava dilekçesinde tanık ismi bildirdikleri halde Mahkemenin karar duruşmasında tanık bildirilmediği gerekçesiyle red kararı vermesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, F1 eğitim vizesinin yalnızca 10 aylık alınmasının da sözleşmeye sonradan eklemeler yapıldığı iddialarını desteklediğini, İlk Derece Mahkemesince sözleşmenin aslı getirtilmeden ve sahtecilik iddiaları dinlenmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığını, davalı şirketin taahhüt ettiği basketbol kursunun okulun ikinci döneminde kapandığını, öğrencinin ortada kaldığını, okul ücretinin ve barınma ihtiyaçlarının da davalı şirket tarafından karşılanmasının zorunlu olduğunu, sözleşmenin iptal ve geri ödeme başlıklı 5. maddesine göre, sözleşme geçerli olsa dahi müvekkiline iptal hakkının tanındığını 2018-2019 yılında davalıdan hizmet almayarak iptal hakkını kullandığını, bu durumda müvekkilinin sözleşme gereğince sözleşme bedelinin ancak %30'undan sorumlu tutulabileceğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; veli /davacı ile davalı şirket arasında velinin temsil ettiği öğrenci Taylan Özgür'ün basketbol sporu ile öğrenim göreceği Amerika ülkesinde bulunan Tranity okulunda yapılacak kayıt şartlarını, tarafların yükümlülükleri, öğrenim dönemi süreci ve hizmet bedeli konularında 08.09.2017 tarihli sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmeye göre sporcu öğrenci için sözleşmede belirtilen okuldan tam ya da kısmi burs sağlanması, katılımcı öğrenci için belirtilen aktivitelere, spor ve diğer aktivitelere katılımının sağlanması, öğrencinin kayıt yapacağı okulla ilişiğinin sağlanması, kayıt işlemi için gerekli I-20 belgesinin öğrenciye ya da veliye ulaştırılması ve sağlanması edimlerinin davalı şirket tarafından yüklenildiği, buna karşılık velinin 2018-2019 eğitim dönemi için 12.000,00 USD, 2019-2020 eğitim dönemi için 12.000,00 USD ödeme yapacağı kararlaştırıldığı, dosyaya ibraz edilen ... Bankası'na ait 01.08.2017 tarihli dekont örneğine göre davacı tarafından davalı şirket hesabına 6.000,00 USD'nin EFT yolu ile gönderildiği, davalının sözleşme bedelini icra takip yolu ile talep ettiği, yasal süre içinde ilamsız icra takibine itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleşmiş olduğu, davacı tarafından dosyaya delil olarak ibraz edilen sözleşmede belirtilen Amerika'daki okul tarafından davacıya gönderilen yazı cevabında, öğrenci mektubunda ismi geçen ... International Organizasyon Hizmetleri Limited Şirketi'nin okulun temsilcisi olmadığı, şirketin isminin okul yönetimince de bilinmediği, Türkiye'de ya da Amerika'da ... International Organizasyon Hizmetleri Limited şirketine ya da başka bir kişi veya kuruma okula ait öğrenci yönlendirmesi konusunda hiçbir yetki verilmediği, okulu temsil iddiasında olan hiçbir kurum ve kuruluşla hiçbir anlaşma yapılmadığı, bir şirket okulun temsilcisi işbirlikçisi olduğu iddiasıyla Türkiye'de faaliyet gösteriyor ise bu bilginin gerçek olmadığı ve ABD yasalarını da ihlal ettiği, davacı eğitim danışmanlık sözleşmesi kapsamında davalıya ödediği bedeli yazılı delillere ispatladığı halde davalı şirketin öğrencinin kayıt olduğu okula kaydı yapılırken aracılık ve danışmanlık yaptığı ve sözleşme ile yüklendiği edimini yerine getirdiğine ilişkin beyanını yazılı delil ve belgelerle ispatlayamadığı, eğitim ve danışmanlık hizmeti verildiğini ispat yükünün davalı tarafa ait olduğu, dosya kapsamında toplanan tüm deliller kapsamına göre, davalının eğitim ve danışmanlık sözleşmesindeki edimini yerine getirdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle; davacının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kabulü ile ... 26. İcra Müdürlüğünün 2018/44158 E. sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; sözleşmenin neredeyse tüm maddelerini kendi el yazısı ile yazdığını dilekçesinde ikrar eden davacının sözleşmenin bir nüshasının kendisinde olmadığının iddiası ile geçersizliğini istemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın sözleşme düzenlendikten sonra 2017-2018 dönemine ilişkin ödemenin 6.000,00 USD olan kısmını ödediğini, hizmetten yararlanmaya başladığı için artık sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin mümkün olmadığını, ifadan sonra sözleşmenin kurulmadığını iddia etmenin hukukun genel kabul kurallarına göre çelişkili bir davranış olduğunu, davacının bir başka iddiasının da takibe dayanak olan sözleşmenin aslını görmeden İlk Derece Mahkemesinin karar vermiş olması olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından sözleşmenin incelendiğini ve her sayfasında davacının sözleşmeyi okuduğunu belirterek, imzasının bulunduğunu, dilekçesinde itiraz ettiği hususlara ilişkin sözleşme akdedildikten sonra hiçbir ihtirazı kayıt olmadan ifa ettiğini, bu nedenle müvekkilin yürürlükte olan sözleşme nedeniyle eğitim hizmet bedelini talep etmekte haklı olduğunu, sözleşmede müvekkilin yükümlülükleri yalnızca öğrenciye tam ya da kısmi burs sağlanması, öğrencinin aktivitelere katılımının sağlanması ve okula kayıt işlemi için gerekli olan I-20 belgesinin veliye ulaştırılmasının sağlanması olduğunu, davacının dilekçesinde ikrar ettiği üzere öğrenci 2017/2018 öğretim yılında sözleşmede belirtilen Trinty Catholic okulunda okuduğunu, okulda okuyabilmesi için gerekli olan I-20 belgesinin davacıya ulaştırıldığını, davacının iddia ettiği şekilde müvekkilin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiş olsaydı öğrencinin 2017/2018 döneminde de okulda eğitim göremeyeceğini, müvekkilin gerekli işlemleri sağlamasına rağmen hizmetinin karşılığında yalnızca 6.000,00 USD ödeme aldığını, davacının bu döneme ilişkin, ödemesi gereken bakiye 7.000,00 USD tutar varken müvekkilin yalnızca 2018/2019 eğitim öğretim yılına ilişkin ücreti isteyerek icra takibi başlattığını, müvekkilin sözleşmede belirtilen okulda eğitim görecek olan öğrencinin orada yaşayabileceği problemleri çözmek, herhangi bir sorununda çözüm sağlamak gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, ileri sürerek; kararın bozulmasını ve haksız ve hukuka aykırı davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 08.09.2017 tarihli yurt dışı eğitim kayıt formu ve katılım sözleşmesinin hükümsüzlüğü ile aynı sözleşme uyarınca başlatılan takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 ve 359 uncu maddeleri.

3.Değerlendirme

1. İlk Derece Mahkemesi kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre hüküm; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

2. Bölge Adliye Mahkemeleri yönünden ise aynı hususlar, 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 360 ıncı maddesine göre, İlk Derece Mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, Bölge Adliye Mahkemesinde de uygulanır.

3. Davacı, davada sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespiti ile aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak nedeniyle aleyhine başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde bu husus da açıklanarak dava reddedilmiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesince davacının sözleşmenin hükümsüzlüğü talebi konusunda bir değerlendirme yapılmamış, sadece davanın kabulü ile ... 26. İcra Müdürlüğünün 2018/44158 E. sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince; davacının her biri talebi konusunda hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davacının sözleşmenin hükümsüzlüğü talebi konusunda değerlendirme yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına usulden BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.