"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma talepli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin sulama birliğinin yetki alanında bulunan su kaynaklarından davalının ... ve ... Mahallelerinde bulunan arazileri için 2017 yılında sulama maksatlı su kullandığını, müvekkili kurum görevlilerince bu durumun tespit edilerek kayıt altına alındığını, davalının kullandığı su karşılığı su kullanım bedelinin tahakkuk ettirildiğini, ancak sulama bedeli olarak herhangi bir ödeme yapmadığını, borcun ödenmesi için davalı hakkında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2018/484 E. sayılı takip dosyası ile 96.500,40 TL'nin tahsili amacıyla icra takibine başvurulduğunu, ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığını, müvekkilinin adresinin ... olduğunu, bu hususta yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacının iddia ettiği miktarda sulama suyunu kullanmadığını, davacının 234 dekar için 96.500,40 TL sulama ücreti talep ettiğini, ancak yapılan hesaplamada dekar başına 412,00 TL gibi keyfi bir ücret talep edildiğini, davacının faiz taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sulama yapıldığı iddia edilen yerlerde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davalının ... 2. İcra Dairesi 2018/484 E. sayılı ilamsız icra takibine itirazın 92.289,36 TL yönünden iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki itirazlarının nazara alınmadığını, davacının talebi aşılarak taleple bağlılık ilkesine aykırı karar verildiğini, müvekkilinin davacının suyunu kullanmadığını, bu hususun irdelenmeden karar verilmesinin usulsüz olduğunu, davacının kendi çalışanlarının beyanı ile 2 sene önceki sulama tespitinin doğru olmayacağını, benzer nitelikte civar sulama birliklerinin fiyat listeleri değerlendirilmeksizin verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin davacı kurumdan ancak 50 dönüm su desteği aldığını, daha fazla alan sulanmış gibi hesaplamaya dayalı olarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekil edenin kendi kuyusundan çıkardığı su ile sulama yaptığını, eksik, hatalı ve itirazlarını gözetmeyen bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulmasının usulsüz olduğunu, hükmedilen faizin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişilerce sulama bedelinin usulünce tespit edildiği, takip konusu alacağın likit olmadığı, sulama bedelinin tahsilinde gecikme nedeniyle talep edilebilecek faiz türünün ise bedelin ödenmesi gereken dönemden itibaren yasal faiz olması gerektiği (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 18.02.2019 tarihli ve 2016/15987 E., 2019/743 K. sayılı ilamı) gerekçesiyle davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, faize ilişkin başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisi ile davanın kısmen kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 2018/484 E. sayılı icra takibinin asıl alacak 92.289,36 TL ve işlemiş faiz 4.650,09 TL şeklinde devamına, fazlaya ilişkin miktarın iptaline, asıl alacağa icra takip tarihinden yasal faiz işletilmesine ve takibin bu şekilde devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki karşı oy da belirtilen ve istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sulama bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinin (i) ve (j) bendi.
2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4 üncü ve 5 inci maddesi.
3.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.12.2018 tarihli ve 2017/992 E., 2018/12429 K. sayılı ilamı
3.Değerlendirme
1. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi uyarınca; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davanın ticari dava sayılacağı yönünde düzenleme bulunmalıdır.
2. 6102 sayılı Kanun'un “Ticari davalar ve çekişmesiz yargı türlerinin görüleceği mahkemeler” başlıklı 5 inci maddesinde düzenlenmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk Mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'ndan ve 6102 sayılı Kanun'da 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hâlinden farklı olarak, ... bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 1 inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup Mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca resen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun'un 2 inci maddesi ile değişik 6102 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasıdır.
3. Dava dosyasının incelenmesinde; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu'nun 5 inci maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer aldığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğu, davacı Sulama Birliğinin kamu tüzel kişiliğine sahip olduğu, tacir olmadığı, davaya bakmaya görevli Mahkemenin genel Mahkemeler olduğu, İlk Derece Mahkemesince davaya genel Mahkeme sıfatı ile bakılması gerekirken aksine düşünce ile Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakılmış olması usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu gözetip karar vermesi gerektiği yönünde değerlendirme yapılması gerekirken işin esasına girilip İlk Derece Mahkemesinin hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
2. Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.