Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1717 E. 2023/3597 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş ceza hükmüne rağmen, davalıların ormanlık alanda ağaç kesimi ve açma yaparak idareye verdiği zarardan sorumlu olup olmadıkları ve ağaçlandırma giderlerinden sorumlu tutulup tutulamayacakları.

Gerekçe ve Sonuç: Ceza davasında ağaç kesimi ve açma suçunun unsurlarının oluşmadığına dair kesinleşmiş hüküm ve dosyada davalıların bu eylemleri gerçekleştirdiğine dair yeterli delil bulunmaması gözetilerek, davalıların ağaçlandırma giderlerinden sorumlu olmadığına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/969 E., 2021/264 K.

DAVA TARİHİ : 07.08.2017

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/170 E., 2019/209 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalılar hakkında ... İli ... İlçesinde bulunan 79 nolu bölmedeki orman alanını sürmelerinden dolayı orman alanını işgal ve faydalanma suçundan 04.12.2013 tarihli suç tutanağının düzenlendiğini, suç tutanağına istinaden açılan ceza davasında davalıların mahkumiyetlerine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ceza mahkemesinde alınan raporda 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 114 üncü maddesine göre toplam iki alandaki ağaçlandırma bedeli olarak 23.897,00 TL hesaplandığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, idarenin uğradığı 23.897,00 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, ceza mahkemesinde toprak analiz inceleme talebinin reddedilerek eksik inceleme ile karar verildiğini, keşif yapılması durumunda söz konusu arazinin kesinlikle kullanılmadığının ortaya çıkacağını, müvekkillerin kendi arazisini kullandıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılar hakkında orman alanlarının işgali, ormandan faydalanma ve orman içinde yerleşilmesi suçunu işlendiklerinden bahisle mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın kesinleştiği ancak Mahkemece icra edilen keşif neticesinde orman mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan 29.03.2019 ve 09.09.2019 tarihli raporlarda, dava konusu 101 ada 1 parsel içerisinde kalan ve A rumuzu ile gösterilen taşınmazın ormanlık alan sayılmadığının, dava konusu 160 parselin ise dosya arasında bulunan tapu kaydından davalı ...'e ait olduğunun belirlendiği, ceza davasında davalılar hakkında mahkumiyet kararı verilmiş ise de davacı kurumun herhangi bir zararının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalıların orman alanlarının işgali, ormandan faydalanma ve orman içinde yerleşilmesi suçunu işlemiş olduklarının kesinleşmiş ceza kararı ile sabit olduğunu, davalılar tarafından işlenen suç nedeni ile müvekkil idarenin zarara uğradığını, Mahkemece davalıların atılı suçu işlemiş oldukları göz ardı edilerek hukuki dayanaktan yoksun bir gerekçe ile davanın reddine karar verildiğini, orman bilirkişi raporunda B harfi ile değerlendirilen ve hukuk dava dosyasında 101 ada 1 parsel olarak ifade edilen taşınmazın 4 cephesinin de meşe cinsi yapraklı orman ağaçları ile kaplı olduğunu, 1973 tarihli hava fotoğraflarında orman içi açıklık olarak göründüğünü, üzerinde tarımsal faaliyete rastlanmadığını, amenejman haritasında tamamının orman toprağı-bozuk baltalık olduğunu, ceza yargılamasındaki raporlar ile bu dava kapsamında alınan bilirkişi raporlarındaki çelişkiler giderilmeden verilen red kararının doğru olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalıların baba/oğul oldukları, ... İli ... İlçesi ... Köyü... mevkiinde 2 ayrı yerde yaklaşık 16 dekar orman alanı sürdükleri, işgal ve faydalanma suçunun 20-25 yıllık eski açma suretiyle yapıldığı iddiasıyla haklarında 04.12.2013 tarihli suç tutanağı tanzim edilerek kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde işgal ve faydalanma suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, hükmün kesinleştiği, davacı idare tarafından mahkûmiyet hükmüne dayanılarak davanın açıldığı, ceza mahkemesince bilirkişi raporu doğrultusunda suça konu alanların orman sayılan yerlerden olduğunun ve davalılarca orman alanı işgal edilerek faydalanıldığının, suçun yeniden tarla açmak suretiyle işlenmediğinin kabulü ile davalıların mahkûmiyetine dair verilen kararın kesinleştiği, Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda taşınmazın ormanlık alan sayılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu kabulü ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 74 üncü maddesi karşısında Mahkemenin bu gerekçesinin yerinde görülmediği, ceza mahkemesince suçun tarla açmak suretiyle işlenmediğinin kabul edilmesi, davalılar hakkında düzenlenen suç tutanağında orman alanından ağaç kesildiğine dair bir tespitin yer almaması, aksine işgal ve faydalanma suçunun 20-25 yıllık eski açma suretiyle yapıldığı yönünde belirlemede bulunulması, yine ceza dosyasında yer alan “tutanaktır” başlıklı 04.12.2013 tarihli belgede; herhangi bir usulsüz kesime rastlanmadığının kayıt altına alınması, Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2014 tarihli ve 2013/619 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında; yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçunun işlendiğine dair soyut beyan dışında yeterli delil elde edilemediğinin belirtilmesi, davalılar tarafından suça konu alanın babadan kalma yer olduğunun, ağaç kesmediklerinin, açma yapmadıklarının savunulması, dosya kapsamında da davalıların açma yaptığı ve ağaç kestiği yönünde ve savunmanın aksini ispata yeter nitelikte delil bulunmaması karşısında davalıların 6831 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesi uyarınca ağaçlandırma giderinden sorumluluğuna karar verilemeyeceği, hayatiyetini kaybeden ağaç bulunduğunun kanıtlanamadığı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12.02.2020 tarihli ve 2017/4310 E., 2020/496 K. sayılı ilamının da aynı yönde olduğu, sonucu itibariyle kararın doğru bulunduğu gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca istinaf başvurusu kısmen kabul edilmesine rağmen yeniden davanın reddine karar verilmesinin çelişki yarattığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6831 sayılı Kanun'a muhalefet nedeniyle aynı Kanun'un 114 üncü maddesi uyarınca ağaçlandırma giderinin tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Kanun'un 74 üncü maddesi,

2. 6831 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesi,

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/4-2399 E., 2021/1607 K. sayılı kararı,

3. Değerlendirme

1. Davalılar hakkında açılan ceza davasında işgal ve faydalanma suçundan mahkûmiyetlerine karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür.

2. Ceza mahkemesince suçun tarla açmak suretiyle işlenmediğinin kabul edildiği, davalılar hakkında düzenlenen suç tutanağında orman alanından ağaç kesildiğine dair bir tespitin bulunmadığı, ceza dosyasında yer alan “tutanaktır” başlıklı 04.12.2013 tarihli belgede; herhangi bir usulsüz kesime rastlanmadığının ifade edildiği, Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2014 tarihli ve 2013/619 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında; yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçunun işlendiğine dair soyut beyan dışında yeterli delil elde edilemediği belirtilmiştir.

3. Dosya kapsamında da davalıların açma yaptığı, ağaç kestiği yönünde ve savunmanın aksini ispata yeter nitelikte delil bulunmadığından davalıların 6831 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesi uyarınca ağaçlandırma giderinden sorumluluğuna karar verilemeyeceği ve hayatiyetini kaybeden ağaç bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmekle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.