"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının faaliyette bulunduğu maden sahası ile ilgili ödemesi gereken 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 16 ncı maddesine ve aynı maddenin Uygulama Yönetmeliği'nin 8 inci ve 22 nci maddeleri kapsamında bedeli alınmayan 230.969,34 m² alan için hesap edilen 202.428,93 TL arazi izin bedeli, aynı alan için 202.963,39 ağaçlandırma gideri ve 6.000,00 TL teminat bedeli olmak üzere toplam 411.392,32 TL'den eski izin alanına göre davalı tarafça ödenen 80.874,63 TL'nin düşülerek kalan 330.517,69 TL'nin 20.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davaya konu maden sahasının başka maden sahalarından yapılan eklemelerle meydana geldiğini, ağaçlandırma gideri ve teminat bedelinin bir kereye mahsus olarak ödendiğini, diğer izin alınan dosyalarda ödenen ağaçlandırma ve teminat bedellerinin bu saha için belirlenen tutardan indirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.05.2015 tarihli ve 2012/39 E., 2015/32 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 330.517,69 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21.06.2016 tarihli ve 2015/9089 E., 2016/8144 K. sayılı ilamıyla; "...Davaya konu izin sahasında bir orman mühendisi, maden mühendisi ve harita mühendisi eşliğinde keşif yapılarak önceki izin sahaları ile davaya konu sahanın çakışıp çakışmadığı saptanmalıdır. Bu kapsamda, davalının daha önceki yıllarda ödeme yapmış olduğu sahalar belirlenmeli ve davaya konu alan içerisinde kalan saha varsa bunlar için yeniden ağaçlandırma gideri ve teminat bedeli istenip istenmediği açıklığa kavuşturulmalıdır..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 03.05.2018 tarihli ve 2016/53 E., 2018/48 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile 72.911,25 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12.06.2019 tarihli ve 2018/4704 E., 2019/3286 K. sayılı ilamıyla; "...1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; (...) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu 2009-28 nolu izin alanı ile daha önce bedelleri ödenmiş olan 2009-89, 2009-18 ve 2009-05 izin alanlarının revize öncesi ve sonrası yüz ölçümlerinin rapordaki tabloya hatalı olarak aktarıldığı, bazı değerlerin dosya ekinde bulunan izin sahalarının ruhsatlarına ilişkin evraklarla uyuşmadığı, ayrıca söz konusu tabloda alanların hesabında aritmetik hataların yapıldığı, bunun bağlı olarak çakışan alanların hesabının da hatalı olduğu, sonuç olarak dava konusu 2009-28 nolu izin alanında revize sonrası net artan alan hesabının doğru şekilde belirlenmediği, ayrıca tespit edilen söz konusu net artan alan için yalnızca arazi izin bedeli alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. ancak dosya kapsamından dava konusu izin alanına sonradan eklenen net alan için davalı tarafından ağaçlandırma bedeli, arazi izin bedeli ve teminat bedelinin ödenmediği anlaşılmıştır. şu durumda net artan alan bakımından davalıdan arazi izin bedeline ek olarak ağaçlandırma bedeli ve teminat bedelinin de tahsili gerekmektedir. Kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3)Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda ikinci bentte de açıklandığı şekilde dava konusu 2009-28 nolu izin alanında revize sonrası net artan alan hesabının doğru şekilde belirlenmediği, davalı tarafından ödenmesi gereken alacak miktarının da hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hesaplandığı anlaşılmıştır. şu durumda; izin sahalarının revize öncesi ve sonrası yüz ölçümleri ile çakışan alanların doğru şekilde tespit edilerek davalı tarafından ödenmesi gereken bedelin buna göre hesaplanması gerekir. Kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir ..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ağaçlandırma bedeli, ağaçlandırma birim hektar bedelinin izin alanı ile çarpımı sonucu bulunacak bedel olup izin başlangıcında bir defaya mahsus alınacağı, ilk defa izne konu edilen 132.942,92 m² alan için hesaplanması gerektiği, yeniden izne konu edilen 236.156,42 m² alan için ağaçlandırma bedelinin ise 4120090005, 4120090018, 4120090028, 4120090089 dosya numaraları ile işlem gören izin alanlarının revizyonu öncesi ilgili dosyalar üzerinden alınmış olduğundan tekrar istenemeyeceği, arazi izin bedelinin her yıl defaten alınacağı, dolayısıyla revizyon sonrası izin alanının yüz ölçümündeki değişiklik de dikkate alınmak suretiyle 369.099,34 m² alan üzerinden hesaplanması gerektiği, ayrıca her bir izin oluru için idarece izin başlangıcında bir defa teminat alınacağı, dolayısıyla revizyon nedeniyle verilen 24.05.2012 tarihli ve 167 sayılı izin oluru için de idarece belirlenen değerin teminat olarak istenebileceği, tüm bedeller ve teminattan revize öncesi ödenmiş 80.874,63 TL’nin mahsup edilerek geriye kalan miktarın davalıdan tahsili gerektiğinin 07.11.2019 tarihli ve 03.02.2020 tarihli raporlarda yer alan inceleme ve tespitler ile belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 244.377,34 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; alınan raporların hepsinin birbirinden farklı ve çelişkili olduğunu, en son raporda arazi izin bedeli hesabı yanlış yapıldığı gibi neye göre ve nasıl yapıldığının anlaşılamadığını, arazi izin raporu hesap formülünün yanlış uygulandığını, ek olarak güncelleme hesabı yapılmadığını, bedellerin ilk olur tarihi esas alınarak ÜFE ile güncelleme yapılarak hesaplanması gerektiğini, ödenen 87.061,54 TL'nin revize öncesi alan için ödendiğini, davalı şirketin koordinatlandırmadan sonra aradaki fark için herhangi bir bedel ödemediğini, 24.05.2012 tarihli olura göre yatırılması gereken ücret yatırılmadığını, ... A.Ş. adına kayıtlı.... dosya numaralı 345.326,00 m²'lik posa sahasına 06.07.1963 tarihinde izin verildiğini, izin raporunda hesaplanan ağaçlandırma bedelinin 02.06.1965 tarihli taahhütnamenin 7 nci maddesinde hakkın sona ermesi ile bir seferde ödeneceğinin hüküm altına alındığı, dosyada bu bedelin ödendiğine dair herhangi bir belgenin olmadığını, arazi izin bedellerinin izne ait taahhütname hükümleri doğrultusunda alınmaya devam edilmesi gerektiğini, teminat olarak alınacak bedellerin ise aynı yönetmeliğin geçici 1 inci maddesi gereği yeni alınacak taahhütname ile birlikte güncelleneceğinden mevcut teminatın hesaplanan teminat miktarına güncellenmesi gerektiğini, teminatın güncellenen izin alanı doğrultusunda tespit edilen miktara tamamlayacak şekilde tahsil edilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; Mahkemenin hükme dayanak oluşturduğu raporların eski tarihli ve çelişkili olduğunu, bu raporlardan sonra dosya kapsamında bozma ilamı doğrultusunda rapor alındığını, kabul anlamına gelmemek üzere Mahkemece mahsubuna karar verilen bedelin 80.874,63 TL olmayıp 87.061,54 TL olduğunu, bu bedele ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz eklenerek toplam hesaplamalardan mahsup edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan eski tarihli raporların kendi içinde çeliştiğini, Yargıtay bozma ilamını karşılayacak nitelikte olmadığını, dava konusu alandan yalnızca 132.942,92 m² lik kısmının ilk defa izne konu edildiğinin tespit edildiğini ve bu alan için ağaçlandırma bedeli hesaplandığını, ağaçlandırma bedelini ilk defa izne konu edilen 132.942,92 m² 'lik alan için hesaplayan bilirkişilerin, arazi izin bedeli hesaplamasını toplam alan olan 369.099,340 m² üzerinden yaptıklarını, kabul anlamına gelmemek üzere 132.942,92 m² 'lik kısmının ilk defa izne konu edildiği tespit edilmiş ise arazi izin bedelinin de yalnızca bu alan için hesaplanması gerektiğini, yani 369.099,340 m² alan için 171.549,94 TL arazi izin bedeli hesaplandıysa bilirkişilerce tespit edilen ilk defa izne konu edilen 132.942,92 m² 'lik alan için (171.549,94/369.099,340) x 132.942,92 = 61.789,19 TL arazi izin bedeline ulaşılması gerektiğini, bu hataları farkeden Mahkemece yeniden rapor alınmasına karar verdiğini, hükme esas alınan eski tarihli raporlarda başka izin sahaları ile çakışan bölümler için hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu izin sahası ile çakışan başka izin sahalarının da olduğunu, diğer dosyalardan taksir edilen alanlarla büyüyen alan için tüm bedeller daha önce ödenmiş olduğu halde sanki bakir orman alanı gibi değerlendirerek yeniden ağaçlandırma bedeli, arazi izin bedeli ve teminat talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mükerrer bedeller talep edildiğini, davacı ... idaresi, hukuku yürümekte olan muhtelif sayıdaki izinlerin vasıf değişikliği nedeni ile taksir ve tevhid edilmesi neticesinde 2009-28 numaralı dosyanın, diğer dosyalardan taksir edilen alanlarla büyümüş olduğundan büyüyen alan için tüm bedeller daha önce ödendiği halde yeniden 132.942,92 m² için ağaçlandırma bedeli, arazi izin bedeli ve teminat hesaplanması hatalı olduğunu savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, orman sahası içerisinde maden ağaçlandırma bedeli, arazi izin bedeli ve teminatın ödenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararları,
3. Değerlendirme
1. Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı tarafça; davalının faaliyette bulunduğu maden sahası nedeniyle ödemesi gereken 230.969,34 m² alan için 202.428,93 TL arazi izin bedeli, aynı alan için 202.963,39 TL ağaçlandırma gideri ve 6.000,00 TL teminat bedeli olmak üzere toplam 411.392,32 TL' nin eski izin alanına göre davalı tarafça ödenen 80.874,63 TL düşülerek kalan 330.517,69 TL'nin 20.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir.
3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12.06.2019 tarihli kararıyla; dava konusu 2009/28 nolu izin alanında revize sonrası net artan alan hesabının doğru şekilde belirlenmediği ve net artan alan için arazi izin bedeli, ağaçlandırma bedeli ve teminat bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekçesiyle karar bozulmuştur.
4. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; arazi izin bedeli, davacının talebi olan 230.969,34 m²'lik alandan daha fazla alan için hesaplandığı gibi bozma ilamında net artan alan için arazi izin bedelinin hesaplanması gerektiği belirtildiği halde 369.099,340 m²'lik alan için arazi izin bedeli hesaplanması bozma ilamına uygun değildir.
5. Hal böyle olunca Mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetine verilerek, davacının davalı olan isteyebileceği bedelin hesaplanması konusunda önceki bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve hükme esas almaya elverişli olmayan bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.