"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1432 E., 2023/318 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/872 E., 2021/85 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ...'ın vekili olan diğer davalı ... vasıtasıyla müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, usulsüz olarak kesinleştirilen takip nedeniyle müvekkilinin haciz konulan taşınmazının satışa çıkarıldığını ve sonrasında davalı ... tarafından ihalede satın alındığını, açılan tebligatın iptali davasının Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/637 E. sayılı dosyası, ihalenin feshi davasının Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/638 E. sayılı dosyası ile müvekkili lehine sonuçlandığını, usulsüz tebligata rağmen icra dosyasını devam ettiren, müvekkilinin taşınmazını ihale ederek satışını yapan icra memurunun kusuru sebebiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 5 inci maddesi gereğince davalı Bakanlığın sorumlu olduğunu, diğer davalılardan...'ın başlatmış olduğu icra takibinde usulsüz tebligat ile müvekkilinin taşınmazının satışına ve satış neticesinde ihaleden gelen parayı tahsil etmiş olması, davalı ...'in icra dosyasının vekili olarak tebligattaki açık usulsüzlüğü görmesi gerekirken görmemesi veya usulsüzlüğü görmesine rağmen bilinçli hareketle müvekkilinin zarara uğramasına neden olması, davalı ...'in ihale alıcısı olarak ihale dosyasındaki açık usulsüzlüğü görmesine ve ihalenin feshi davası açıldığından haberdar olmasına rağmen ihaleye konu taşınmazı hileli satışla elinden çıkararak ihalenin feshi davası kararının icra kabiliyetini daraltması sebebiyle kusurlu ve sorumlu olduklarını ileri sürerek; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi gereği takip dosyasında usulsüz olarak ihale edilen taşınmazın bedelinin haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan ihale tarihi 26.10.2015 itibariyle tespiti ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, tazminata haksız fiil tarihi olan ihale tarihi itibariyle yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile dava değerini arttırarak 283.226,79 TL’nin tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili; takip dosyasında, satış işleminin borçlunun mernis adresine tebligat yapılarak icra edildiğini, icra müdürlüğünün borçlunun adresini tetkik yükümlülüğü bulunmamakla birlikte tebligatın usulsüzlüğünü ancak icra mahkemesinin inceleyebileceğini, satış ilanı borçlunun mernis adresine yapıldığından bu konuda herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... vekili; davacının uğradığını iddia ettiği zararla müvekkilinin işlemleri arasında illiyet bağının bulunmadığını, müvekilinin tarafı olmadığı takip dosyasında yapılan hiçbir işlemden sorumlu tutulamayacağını, ihaleye katılarak taşınmazı satın alan müvekkiline husumet yöneltimeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, reddini istemiştir.
3.Davalı ... vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin kusuru olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, reddini istemiştir.
4.Davalı ... vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin tebligatların usulüne uygun yapılıp yapılmadığını inceleme yükümlülüğü olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılardan... tarafından davacı aleyhine Gaziosmanpaşa 3. İcra Müdürlüğünün 2015/3457 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, dava konusu taşınmazın 26.10.2015 tarihinde yapılan ihalede davalılardan...'e 127.200,00 TL'ye satıldığı, davacı tarafından açılan davada Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/637 E., 2016/538 K. sayılı ilamıyla, Gaziosmanpaşa 3. İcra Dairesinin 2015/3457 sayılı icra takibinde borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin 14.06.2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği ve kararın 30.01.2018 tarihinde kesinleştiği, yine davacı tarafından Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davada, 2016/638 E., 2016/889 K. sayılı ilam ile Gaziosmanpaşa 3. İcra Dairesinin 2015/3457 E. sayılı dosyasında 26.10.2015 tarihinde yapılan ihalenin feshine karar verildiği, kararın temyiz incelemesi sonucu kesinleştiği, davacının usulsüz olarak ihale ile satılan taşınmazını bedelini talep ettiğini, davalılar...,......., ile...'in 2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi uyarınca sorumluluklarının bulunmadığı gibi kötü niyetli olduklarının ispatlanamadığı, ihalenin feshi nedeniyle davacının uğradığı zararın taşınmazın ihale tarihindeki gerçek değerinden, borcunun düşülmesi suretiyle hesaplanarak belirleneceği, dava konusu taşınmazın ihale tarihindeki gerçek değerinin yapılan keşif sonucunda sunulan raporda 169.920,00 TL olduğu, davacının davalıya olan borcunun 76.692,19 TL olduğu, davacının ihalenin feshi nedeniyle uğradığı zararın ve talep edebileceği alacak miktarının 93.227,81 TL olduğu gerekçesiyle; davalılardan..., ile...'e karşı açılan davanın reddine, davalı Bakanlığa karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 93.227,81 TL'nin ihalenin yapıldığı 26.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan Bakanlık vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; sadece Bakanlığın sorumluluğuna karar verilmesinin doğru olmadığını, diğer davalıların da kusurlu olduğunu, müvekkilinin davalı ...'a borcu olmadığını, ilamsız takip itiraz üzerine durduğundan müvekkilinin borçlu olduğunu kabul etmenin ve dosyadan tahsil edilen miktarı hesaplanan tazminattan mahsup etmenin hatalı olduğunu, taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı Bakanlık vekili; satış ilanının borçlunun mernis adresine tebliğ edildiğini, icra müdürlüğünün borçlunun adresini tetkik yükümlülüğü bulunmadığını, usulsüz tebligatın icra hukuk mahkemesinde ileri sürüleceğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; usulsuz tebligat sebebiyle ihalenin feshedilmesinde icra memurunun kusurunun bulunduğu, dolayısıyla hukuka aykırılık unsurunun oluştuğu, 2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinden kaynaklı uyuşmazlıkta haksız fiile ilişkin hükümlerin uygulanacağı, haksız fiillerde ise tazminat olarak gerçek zararın karşılığına hükmedileceği, davalı Bakanlığın sorumluluğunun ise icra memurunun kusurlu eylemi ile doğan zarar kadar olduğunu, bu sebeple ... dışında diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, icra memurunun kusurlu eylemi sebebiyle davacının gerçek zararının, bilirkişi raporunda taşınmazın ihale tarihindeki gerçek değerinden borçluya olan borcunun düşülmesi suretiyle hesaplanmış olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra memurunun kusurundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı Kanun'un 5, 66 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, ihalenin feshine ilişkin kararın kesinleştiği, kesinleşen icra mahkemesi kararlarına göre icra memurunun kusurlu olduğu, diğer davacıların kusuru olduğunun ispatlanamadığı, taşınmazının satılması nedeniyle davacının zarara uğradığı, davacının uğradığı zararın taşınmazın ihale tarihindeki gerçek değeri olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile taşınmazın ihale tarihindeki değerinin hesaplandığının anlaşılmasına göre; davalı Bakanlık vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davalılardan... tarafından, davacı aleyhine 06.04.2015 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibi ile toplam 51.836,99 TL alacağın tahsili talep edilmiştir. Borçluya ödeme emri 16.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, icra işlemlerine devam edilerek davacıya ait taşınmaz haczedilerek satılmıştır. Davacı, 21.06.2016 tarihinde takibe itiraz etmiş ayrıca aynı tarihte İcra Hukuk Mahkemesine şikayette bulunarak ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/637 E., 2016/538 K. sayılı kararıyla icra takibinde borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin 14.06.2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiş ve karar 30.01.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Ödeme emrinin tebliğ tarihinin 14.06.2016 tarihi olarak düzeltilmesi ile borçlu 21.06.2016 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe süresinde itiraz etmiş olup, söz konusu takip durmuştur. Takibe devam edilebilmesi için alacaklının itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası açması gerekir. İlk Derece Mahkemesince; davacının ihale fesih nedeniyle uğradığını zararın, taşınmazın ihale tarihindeki değerinden davacının davalıya olan borcunun düşülmesi suretiyle belirlendiği belirtilmiş ise de; davaya konu takip ilamsız takip olup borçlunun süresinde takibe itiraz etmesi üzerine takip durduğuna, alacaklı tarafından itirazın iptali veya itirazın kaldırılması için açılmış bir davada verilmiş bir hüküm de bulunmadığına göre davacının kesinleşmiş, dolayısıyla mahsubu gereken bir borcu bulunduğu kabul edilemez. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince; davacının borçlu olduğu kabul edilerek mahsup yapılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de; davalı Bakanlık harçtan muaf olduğu halde aleyhine harç yüklenmesi de doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... Bakanlığının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
K A R Ş I O Y
Uyuşmazlık, icra memurunun kusurundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda, Mahkemece kabul edilen davacının zararı; ihale ile satışı yapılan taşınmaz bedeli olup, satış bedelinden takip talebinde alacaklı gözüken kişiye fiilen yapılan ödeme miktarınca davacının zararı sönmüştür. Bu nedenle, davacının borcunun sönen kısmına isabet eden miktarın mahsup edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Aksi halde, davacının sebepsiz zenginleşmesi söz konusu olacaktır. Ayrıca, mahsup edilmemesi yeni ihtilaf ve davalara sebebiyet vereceğinden usul ekonomisi açısından da doğru değildir. Sayın çoğunluğun, borcun kesinleşmemesi nedeniyle, fiilen yapılan ödemenin mahsup edilmesinin doğru olmadığına ilişkin düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Açıkladığım nedenlerle, karşı oyumdur. 16.01.2024