"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında Mahkemede görülen muarazanın giderilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Sosyal Güvenlik Kurumu ile arasında yapılan protokol kapsamında 11.11.2013 tarih ve 4181133 sayılı "yazılı uyarı ve cezai şart" konulu yazı ile ‘’...’’ adlı ilacı içeren sahte raporlar hakkında inceleme araştırma yapıldığını , kuruma fatura edilen 11.10.2010 tarih ve ‘’...’’ protokol numaralı 1 adet reçetede bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine dair imzanın reçete sahibine ait olmadığının tespit edildiğinin bildirildiğini, reçete ve raporların teknik anlamda sahteliğini araştırma yükümlüsü olmadığını, kurum sisteminin onayı ile ilaçların terkin edildiğini ileri sürerek, 2009 yılı eczane protokolünün 6.3.3 maddesi gereğince davalı kurum tarafından tesis edilen işlemin iptali ile sözleşmenin aynı koşullarla devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; Kuruma fatura edilen reçetelerin arkasında yer alan imzaların hasta veya yakınlarına ait olmadığının tesbit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 22.12.2015 tarihli ve 2013/469 E., 2015/537 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16.11.2017 tarihli ve 2016/13201 E., 2017/11265 K. sayılı ilamı ile "... 2016 yılı protokolünün mahkemece değerlendirilip sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği,bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26.02.2019 tarihli ve 2018/436 E., 2019/132 K. sayılı kararı ile davanın kabulü ile ... ... SGK İl Müdürlüğü Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 11.11.2013 tarihli 4181133 sayılı yazılı uyarı ve para cezası işleminin tüm sonuçları ile birlikte iptaline, sözleşmenin aynı koşullarda devamına karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.09.2020 tarihli ve 2020/2786 E., 2020/4013 K. sayılı ilamıyla; '' ... davacının sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşıldığından davalı tarafından davacıya uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu dikkate alınmak suretiyle, 2016 yılı protokolünün 5.3.2. maddesi uyarınca belirlenecek olan cezai şartın tespiti noktasında gerekirse alanında uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden de rapor alınması suretiyle sonucuna uygun şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,'' gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak davalı Kuruma fatura edilen reçete ekinde yer alan ilaç kullanım raporunun aslının bulunmadığı ve sahte olduğu halde davacı tarafından rapor üzerine davalı Kurumu yanıltıcı şekilde aslının davacı eczacı tarafından görüldüğüne dair "aslı gibidir" şerhinin verildiği ve ilacı teslim alanın da dolandırıcılıktan ceza aldığı böylece davacının sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşıldığından davalı tarafından davacıya uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu dikkate alınmak
suretiyle, 2016 yılı protokolünün 5.3.2. maddesi uyarınca davacı hakkında uygulanan para cezası işleminde 59.676,15 TL cezai şartın 35.805,69 TL'lik kısmının iptali ile davacının bu miktar kadar davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili, eczacının o an itibariyle kendisine sunulan reçetenin sahte olduğunu çıplak göz ile tespit etme imkanının bulunmadığı gibi, elinde reçete ile eczaneye gelen kişinin ibraz ettiği kimlik/kimlik fotokopisi/sürücü belgesi vs belgelerin de sahteliğini tespit etmesinin mümkün olmadığı, her halde, kimlik tespit yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle 5.3.2 maddesi uyarınca cezai işlem tesis edilemeyeceği, 5.3.2 maddesinin ancak reçete arkası imza hususuna ilişkin yukarıda anlatılan hususlar çerçevesinde uygulanabileceği, kimlik tespit yükümlülüğüne ilişkin 5.3.2 maddesi uyarınca tesis edilmiş cezai işlemin protokolün lafzına ve ruhuna alenen aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı vekili, protokol hükümlerini yerine getiren davalı Kurumca uygulanan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık söz konusu olmadığını, davaya konu işlemin, bizzat davacının da kabul ve taahhüt ettiği protokol hükümleri çerçevesinde gerçekleşmiş kanuni ve zorunlu bir işlem olduğunu, davacının akdetmiş olduğu sözleşmenin gereklerini yerine getirmekle sorumlu olup, kendi eylemleri ile sebebiyet verdiği kurum zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından davalı kuruma fatura edilen 1 adet sahte ilaç kullanım raporu içeren reçete bedelinden kaynaklı muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı 2016 yılı protokolünün 5.3.2 maddelerine göre yapılan hesaplamanın doğru olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Mahkeme kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
18.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.