"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1857 E., 2023/74 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/301 E., 2021/116 K.
Taraflar arasındaki alacak-tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; ... Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında davacıların murisi ... ve davacı ... ile davalı arasında imzalanan arsa sözleşmeleri gereğince taahhüt edilen taşınmazların geç teslim edilmesi nedeniyle kira bedelinden mahrum kaldıklarını, ... 2 olarak adlandırılan bölgede yer alan 29635 ada 10 parsel B Blok 18. Kat 72 numaralı konut ile ... 1 olarak adlandırılan bölgede yer alan 29634 ada 11 parsel D Blok 4. Kat 22 numaralı konut arasındaki değer farkının da bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, süresinde teslim edilmeyen 4. kat 22 numaralı konutun geç teslimine ilişkin şimdilik 2.500,00 TL gecikme tazminatının, Mayıs 2014'ten Temmuz 2017 tarihine kadar işleyecek olan yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı miras payları oranında müvekkillere ödenmesine, 72 numaralı konutun geç teslimine ilişkin şimdilik 2.500,00 TL gecikme tazminatının, Mayıs 2014'ten Mayıs 2018 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkillerden ...'ye ödenmesine, 29635 Ada 10 parsel B blok 18. Kat 72 numaralı konut ile 29634 Ada 11 Parsel D blok 4. Kat 22 numaralı konut arasındaki rayiç değer farkının tespiti ile bu değer farkı için şimdilik 20.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, müvekkillerden ...'ye ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; Yeni ... Kentsel Dönüşüm Projesi için hak sahiplerine konut teslimi için makul sürenin 11 yıl olduğunu, sözleşme şartları dahilinde bahsi geçen mücbir sebepli gecikmeler meydana geldiğini, idarece hak sahiplerinin mağdur olmaması için yeni imar planları hazırlanarak inşaat sürecine devam edildiğini, taahhüt edilen konutların inşaatının 2017 tarihi itibariyle tamamlandığını, hak sahipleri için 2 adet parsel planlandığını, arazi yapısına göre bu parsellerden birinin üst kotta, diğer konutların ise daha aşağıdaki arazi kotundaki parsel üzerinde gerçekleştirildiğini, hak sahipleri ile yapılan sözleşmede teslim tarihinin olmadığını, bahse konu binalara ait yapım ve teslim çalışmalarının yasal süreler içinde tamamlanarak 2017 tarihi itibari ile taahhüt edilen konutların teslimatlarının yapıldığını, yapı kullanma izin belgelerinin alındığını ve sitede yaşamın başladığını, davacının konutunun yasal süreler içinde teslim edildiğini, konut tesliminde yasal süreler aşılmamış olup kira kaybı nedeniyle zarara uğramanın söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya içeriği, denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli mahiyette bulunan bilirkişi kurulu raporları birlikte değerlendirildiğinde, geç teslimden kaynaklı olarak davacıların kira tazminatı taleplerinde haklı oldukları kabul edilerek, kira tazminatı hesabında ...'nin her iki taşınmazı birlikte değerlendirilerek (21.259,33 + 5.014,67) hüküm tesis edilmiş, ancak davacılardan ...'nin daireler arasındaki bedel farkı talebinin taraflar arasındaki sözleşmede nereden daire verileceğine dair muayyen şekilde bir belirlemenin olmadığı, belirlenen m²'lere göre 1 adet dairenin verileceğinin, dairelerin Noter kurası ile belirleneceği ve şerefiye payı alınmayacağı hususlarının düzenlenmiş olduğu göz önüne alındığında bu talebinin haklı olmadığı gerekçesiyle, davacıların davasının ıslahla birlikte kısmen kabulü ile 3.125,00 TL'nin dava tarihinden, 23.149,00 TL'nin ıslah tarihi olan 16.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ye, 937,50 TL'nin dava tarihinden, 6.584,50 TL'nin ıslah tarihi olan 16.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ye, 937,50 TL'nin dava tarihinden, 6.584,50 TL'nin ıslah tarihi olan 16.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ye verilmesine, davacılardan ...'nin değer farkı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili; ... ile imzalanan sözleşme gereğince kurayla belirlenen taşınmaz arasındaki rayiç değer farkının hesaplanarak tahsiline karar verilmesi gerektiğini, sözleşmelerde yer alan şerefiye payı alınmayacağına dair hükmün farklı kat ve cephelerde yer alan bağımsız bölümlere ilişkin olduğunu, değer farkı talebinin reddinin yerinde bulunmadığını, davalı tarafından teslim formları imzalatılmışsa da konutlarda oturmalarına müsaade edilmediğini, hükmedilen tazminat tutarının düşük olduğunu, geç teslim nedeniyle oluşan kira tazminatlarının Mayıs 2014 ile 1 Mayıs 2018 tarihleri arası için hesaplanması gerektiğini, aylık kira tazminatlarının emsallerine göre düşük belirlendiği belirterek, Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; dava konusu alanın plan değişikliklerinde ve kamulaştırma işlemlerinde davalının kusurunun bulunmadığını, Yeni ... Kentsel Dönüşüm hak sahibi kontlarının makul süre içerisinde tamamlandığını, çok sayıda plan iptalleri ile topoğrafya ve zemin şartlarına bağlı olarak zemin hareketlerinin önlenmesi amacıyla proje sürecini etkileyecek ölçüde zemin iyileştirme çalışmalarının yapılmak zorunda kalındığını, hak sahipleri ile yapılan sözleşmelerde teslim tarihinin bulunmadığını, bahse konu binalara ait yapım ve teslim çalışmalarının yasal süreler içerisinde tamamlanarak taahhüt edilen konutların teslimatlarının yapıldığını, yapı kullanma izin belgelerinin alındığı, sitede yaşamın başladığı belirterek, Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay aşamasından geçen ve aynı projeye ilişkin olan kararlar dikkate alındığında, söz konusu projenin 29.12.2015 tarihi itibariyle tamamlanmış olmasının ve bu tarihte makul süresinin dolduğunun kabulü gerektiği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması, dava konusu bağımsız bölümlerin, inşaatın makul süresinde tamamlanamaması nedeniyle teslimlerinin gecikmeli olarak yapılması, bilirkişi raporunda hesaplanan kira tazminatlarının taşınmazların bulunduğu semt, kent ve iş merkezlerine uzaklığı, bölgedeki konumu, arz ve talep durumuna uygun olması, davaya konu konutların arsa sözleşmeleri kapsamında yapılarak teslim edilmiş olması, değer kaybı talebinin yerinde görülmemesi ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Taraflar, istinaf başvuru dilekçelerinde bildirdikleri sebepleri tekrar ederek, ve davalı vekili kira alacağının tahsile ilişkin davalarda beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu da belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında taraflarca imzalanan sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 123 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 41.317,67 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; temyizen incelenen kararın, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle projenin 29.12.2015 tarihi itibariyle tamamlanmış olmasının ve bu tarihte makul süresinin dolduğunun kabulü gerektiği, bilirkişi raporundaki hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede, dairelerin Noter kurası ile belirlenecek ve şerefiye payı alınmayacak şeklinde düzenleme yer aldığı görüldüğünden, davacının teslim edilen konut için değer farkı talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin (miktar itibariyle) REDDİNE,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.